Şahsiyet en çok izlenen dizilerden biri olsa gerek. Dizide Haluk Bilginer’in canlandırdığı Agâh Beyoğlu, adliye memuru olarak çalıştığı yıllarda o zaman tepki veremediği çok acı bir suça tanık olmuştur. Bu tanıklık Agâh’ın, Alzheimer tanısı aldığında çok önemli bir karar almasına sebep olur. Unutma korkusu ve vicdani bir hesaplaşma, gerçek suçlularla hesaplaşmaya dönüşmüştür.
Sorar, "Bütün hatıralarım silinip gidecek. Peki ben ne olacağım? Telefon numaraları bir şey değil de. Benim şahsiyetim ne olacak?”
İzleyip de hala bilmeyenler vardır; dizide gerçek bir olaydan esinlenilmiştir. 2002 de Mardin’de 14 yaşındaki N.Ç. fuhşa zorlanıp özgürlüğünden yoksun bırakılarak bir yere kapatılmış ve aralarında kaymakamlık, yazı işleri müdürü, yüzbaşı, muhtar ve korucuların da bulunduğu 28 kişinin cinsel istismarına maruz kalmıştı.
Dizideki en etkileyici repliklerden birisi de bu uzun listeye dairdir: “Bir suç işlemek istiyorsan ama suçlanmak istemiyorsan, etrafına yeterince kalabalık toplaman yeterli.”
Gerçek olayda 2003 yılında N.Ç. savcılığa şikayette bulunmuş, olayla ilgili 28 kişinin kimliği belirlenmiş ve 27'si tutuklanmışsa da yerel mahkeme, “Rızası vardı” diyerek hafif cezalar uygulamıştı.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanların, 6284’ü uygulamayanların suç ortaklığıdır bu.
Evet, gereken yapılmamıştır.
Yine dizide, günlerdir TV ekranlarında Narin haberlerinde duyduğumuza benzer bir söylem vardır: ”Buradaki bütün arkadaşlar ve bu yayını izleyen milyonlarca insan şunu biliyor ki; eğer bir devlet görevlisi gereken neyse yapılıyor diyorsa hiçbir şey yapılmıyordur.”
Peki bu yaşananlar giderek artan kadın cinayetlerinden, eğitim hayatından koparılan çocuklardan, iş cinayetlerinde ölen çocuklardan, ailesi tarafından korunamayan çocuklardan azade midir? Ya MESEM’lerden, ÇEDES’ten, vakıf yurtlarındada istismara uğrayan çocuklardan; sağlık hizmetine ulaşılamamasından, açlık sınırının altındaki asgari ücretten, her türden ayrımcılıktan ve ırkçılıktan, yoksullaştırılmaktan azade midir? Değildir.
Agâh Bey, zihne kazınan repliklerinden birinde 65. doğum gününde yine imkansız bir dilek tuttuğunu söyler. Dileği, iyi bir insan* olmaktır.
Peki biz nasıl iyi bir insan olacağız, bizim şahsiyetimiz ne olacak?
*Burada Brecht’in Madem ki İyisin şiirini hatırlayalım.
Fotoğraf: "Şahsiyet" dizisinin fragman görüntüsünden alınan ekran alıntısıdır
İlgili haberler
İnci Taneleri dizisine bakış: Dilber içimizden bir...
Hayatın sillesini yemiş Dilber'in hikayesi, kadın cinayeti konusuyla reytingleri üzerine çekmeye çal...
‘Ortaya karışık’ bir platform dizisi olarak ‘Zeyti...
‘Dizide yok yok. Arkadaşlık, metropolden sahile uzanan/değişen hayatlar, eski aşıkların karşılaşması...
Özel suçlar, genel sonuçlar: Mezarlık dizisi
Her bölümde bir cinayet çözümlenirken; itibarlı kelli felli adamların kadın katili yüzlerinin ortaya...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.