Sektör ayırmaksızın, sermayenin kazanç kaygısı ile arz-talebi baz aldığını biliyoruz. Sinema-film sektörü de elbette nabza göre şerbet vermeyi öncelikli tutuyor. Başlarken, bu yazının bir sanat eleştirmeni değil, bir psikolog tarafından yazıldığını belirterek, ilk bölümünden itibaren hayal kırıklığına uğrayarak bir an evvel bitmesini istediğim son dönemin popüler bir platform dizisi olan “Zeytin Ağacı” ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak isterim.
Malumunuz son yıllarda insanların psikoloji, terapi ve terapi odasında neler olduğuyla ilgili merakları artmış durumda. Temelde bu ilgi aslında herkesin bir nevi kendilerini iyi etme yolunda sağaltım yollarını merak ettiklerinin de bir göstergesi. Gerçeklikle örtüşen yapımların bilgilendirici, yol gösterici etkisi yadsınamaz. Buna en iyi örnek yerli yapım bir platform dizisi olan “Bir Başkadır” dizisini gösterebiliriz. Karakterlerin psikolojik tahlillerinin layıkıyla yapıldığı, terapist-danışan ilişkisinin son derece gerçekçi anlatıldığı bu diziyi hayranlıkla izlemiş, bir kurgudan alınabilecek etkinin fazlasını hissetmiştim.
Ancak “psikoloji”ye vurgu yapılarak pazarlanan Zeytin Ağacı dizisi için aynı şeyleri söylemem mümkün değil. Toplumca sevilen bir yaz dizisi… Karakterlerden birindeki ıssız adam esintisi, aşina olduğumuz bir adet babacan, hoşgörülü tavrıyla adeta hepimizin “abisi” gibi hissettirilen “tüm yanıtları bulmuş” bilge kişi, olmazsa olmaz iyi günde/kötü günde yılların dostları, zıt karakterdeki kız arkadaş grubu...
Ana karakterlerden güzel, başarılı bir doktor olan Ada ve yıllardır unutamadığı eski sevgilisi Toprak’la “tesadüfen” karşılaşması...
Toprak karakteri için seçilen oyuncunun da gerçekte genç kızların gözdesi, yakışıklı bir popçu olması ve dizi boyunca neredeyse her sahnede kaslı vücudunun sergilenmesi de belli bir kitle talebini karşılamış görünüyor.
Özetle; dizide yok yok. Arkadaşlık, metropolden sahile uzanan/değişen hayatlar, eski aşıkların karşılaşması, kanser hastası iyi yürekli kızın iyileşip aşkı bulması...
“Yalnız bu hayatlarda yoluna sokulması gereken şeyler var onu nasıl işleyeceğiz?” derken pek tabii popülarite yine pusula olmuş. “Aile Dizimi” diye bir şey konuşuluyor son zamanlarda hani şu içinden çıkamadığımız, kısır döngüleri kırmak için üst soylarımızdan bizlere aktarılan travmalardan kaynaklandığını, bu travmaları öğrenip, sorunları çözebileceğimizi vadeden yeni, taze bir konu. Bu da “Zaman Bey”in tarzına ve tavrına uyar denmiş. Dizi boyunca Zaman Bey ve uyguladığı fantastik yöntemlerin bilime alternatif olarak sunulması kadar birçok insanı etkilemesi üzücü ve düşündürücü. Velhasıl şerbet herkesin nabzına hitap etti mi? Etti. İzlendi mi? İzlendi. Ama oldu mu? Olmadı.
Görsel: Film afişi
İlgili haberler
Özel suçlar, genel sonuçlar: Mezarlık dizisi
Her bölümde bir cinayet çözümlenirken; itibarlı kelli felli adamların kadın katili yüzlerinin ortaya...
GÜNÜN DİZİSİ: The Queen's Gambit
Satranç severler buraya! Satrancın sadece erkeklere has bir oyun olmadığını gösteren şöyle cevap nit...
Maid: Alex tek başına kalmadı hiç!
Alex aslında bizden biri: Hep susturulan, bir şekilde gitme cesareti bulamayan. Zaman zaman düşen, g...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.