Günlük hayatta haberlerde, dizilerde sürekli duyduğumuz ‘cinsel saldırı’ ve ‘cinsel taciz’ kelimelerinin anlamını ve aralarındaki ayrımı ne kadar biliyoruz?

Fiziksel olarak bir insana karşı yapılan bütün eylemler cinsel saldırı olurken, dokunmadan sadece bir bakış ya da rahatsız edecek bir sözlü eylem ve davranışlar da cinsel tacize giriyor. Maalesef çoğu zaman fiziksel bir eylem olmayınca yapılanı cinsel bir taciz saymıyoruz ve aslında en büyük yanlışı da burada yapıyoruz. Bunun en çirkin örneklerinden birini geçtiğimiz günlerde Çukurova Üniversitesinde yaşadık. Kadınlara bakarak mastürbasyon yapan tacizci
yine kendini bu gerçeğin arkasına sığınarak savundu. “Ben bir şey yapmadım size, sadece uzaktan baktım” dedi. Fakat taciz etmiş sayılması için dokunmasına gerek yoktu.

Öğrencilerin tepkisi sonucu gözaltına alınması sonrasında mahkemeye çıkarılan taciz eden kişi adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı. Peki, bu şahsın tutuklanması için bir öğrenciye saldırması, şiddet uygulaması veya tecavüz etmesi mi gerekirdi? Bunu bir suç saymak için daha ne gerekiyor? Üniversitedeki kadın erkek bütün öğrencilerin rahatsızlık duyması yeterli değil mi? Bu olayların suç sayılması ve cezai yaptırımın olması için.

İlle Özgecan Aslan’ları, Münevver Karabulut’ları ve daha seslerini bile duymadığımız Ayşe’leri, Fatma’ları kayıp mı etmek gerekiyor? Onları kaybetmeden bunun önüne geçemezsek bu olayların suç olduğunu kabul etmezsek, taciz, tecavüz, şiddetin önüne geçemezsek bu olayların suç olduğunu kabul etmezsek daha nicelerini kaybetmemize yol açacaktır.

Gerekli toplumsal bilinç ve ses oluşturmazsak her geçen gün saldırılar artarak devam edecektir. Bu olaylar karşısında yetersiz kalan sesimiz ancak önleyici, engelleyici tedbirler ve kanunlarla keskinleşebilir. Kadınlar ancak birlikte hareket ederek bu ve benzeri saldırılara göğüs gerebilir. Unutmamalıyız ki tepkilerimiz yetersiz kalırsa her cinsel taciz elbet bir gün cinsel saldırıya dönecektir.