
Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin yıllardır kurmak istediği Kadın Çalışmaları Topluluğu, yönetim tarafından sistematik engellemelerle karşı karşıya bırakılıyor. Oysa bu topluluk, yalnızca bir isimden ibaret değil; öğrencilerin, özellikle kadınların ve LGBTİ+’ların kampüste güvenli alan ihtiyacından doğan bir talep. Bizler üniversitelerde görünür olmak, sözümüzü söylemek, dayanışmayı büyütmek istiyoruz.
Türkiye genelinde kadın öğrencilerin inisiyatifiyle kurulmuş toplulukların sayısı zaten oldukça az. Açılmak istenenler çoğu zaman ya baştan engelleniyor ya da açıldıktan kısa süre sonra kapatılıyor. Uludağ Üniversitesinde de yaşadığımız tam olarak bu. Pandemi bahane edilerek kapatılan kadın topluluklarımızın yerine geçtiğimiz bahar dönemi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı “Kadın ve Aile Çalışmaları Topluluğu” kuruldu. Ancak bu topluluk, kadınların gerçek sorunlarını değil; kadını eve, “aileye” hapseden, onu sosyal yaşamdan koparan söylemlerle etkinlikler düzenledi. Etkinliklere öğrencilerin gönüllü değil, derslerde hocaların not baskısıyla getirildiğini de biliyoruz. Yani bu topluluk, kadınların taleplerine yanıt vermek yerine devletin politikalarını genç kadınlara dayatan bir araç olarak işlev gördü.
Uludağ Üniversitesinde okuyan kadınlar olarak defalarca topluluk talebimiz başta olmak üzere kendi taleplerimizi dile getirdik. Her seferinde türlü bahanelerle süreç başlatılmadı. Son olarak da “Aile Yılı kapsamında zaten kadın topluluğu var” denilerek öğrencilerin başvuruları reddedildi. Bunun üzerine öğrenciler topluluk seçimlerine demokratik yollarla katılıp ve yönetimi devraldılar. Fakat danışman hocadan, eski başkandan ve üniversite yönetiminden türlü baskılar görüldü. Hocalar, “Siz kimsiniz, amacınız ne?” sorularıyla öğrencileri sorguya çekerken yönetim de süreci sürekli erteledi. En sonunda eski topluluk başkanı, demokratik şekilde seçilmiş bir yönetim olmasına rağmen, topluluğu kapattığını duyurarak grupları dağıttı.
Biz biliyoruz ki asıl kapatılmak istenen kadınların sözüdür, dayanışmasıdır, mücadelesidir! Evrak işleri, prosedürler, bahaneler kadınların üniversitelerde yan yana gelmesini, güçlenmesini engellemenin kılıflarıdır.
Neden kadın çalışmaları topluluğuna ihtiyaç var?
Üniversiteler, biz kadınlar için her zaman güvenli alanlar değil. Taciz, ayrımcılık ve LGBTİ+ düşmanlığıyla karşılaşıyoruz. Erkek egemen zihniyet, sınıflarda, kantinlerde, yurtlarda ve topluluklarda karşımıza çıkıyor. Bizler yalnız kalmamak, sesimizi çoğaltmak, yan yana gelerek kendimizi korumak zorundayız.
Kadın Çalışmaları Topluluğu, tam da bu ihtiyacın örgütlü bir karşılığıdır. Bu topluluk; kampüslerde güvenli alan yaratmak, kadınların birbirinden güç almasını sağlamak, erkek şiddetine karşı dayanışma ağları örmek için var. Çünkü biliyoruz ki, biz yan yana geldiğimizde yalnızca kampüste değil, hayatın her alanında daha özgür, daha eşit ve daha güçlü olabiliriz.
Biz Uludağ’lı Kadınlar olarak, korkmadan, ölmeden var olmak istiyoruz! Tekrar ve tekrar aynı taleplerimizde ısrar edeceğiz. Dayanışmayı büyütüp hasretini duyduğumuz güvenli kampüsümüzü birlikte kuracağız.
Yaşamda da mücadelede de ısrardan asla vazgeçmeyeceğiz!
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü bahar şenliğine izi...
UÜ Rektörlüğü, öğrenci topluluklarının bahar şenliği başvurusunu, “Kızlı erkekli konserler istemiyor...
Uludağ Üniversitesi öğrencileri ilişkiler ve özel...
Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu 'İlişkiler ve Özel Mülkiyet'i tartışacak.
Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu: ‘...
Pandemi sürecinde de çalışmalarına devam eden Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu yaptık...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.