Uluslarararası bir sömürü hikayesi: Denizaşırı Hizmetçiler
Denizaşırı ülkelerde göçebe ev işçiliğine zorlanan Filipinli kadınların ‘hizmetçiliğe eğitildikleri’ bir merkezde yaşanılanları anlatan ‘Denizaşırı Hizmetçiler’ bu büyük sömürüyü gözler önüne seriyor.

Filmin ilk sahnesi Filipinli ev işçisi genç bir kadının, elinde bir bezle alafranga tuvaleti temizleme sahnesiyle açılıyor. Tuvaleti hiç durmadan ovalayan kadın bir süre sonra ağlamaya başlıyor. Daha iyi yaşam koşulları için evinden, ailesinden binlerce kilometre uzakta olmaya zorlanma durumu geliyor belki aklına. Belki de patronun baskısı, yaşadığı şiddet ya da bir taciz olayı...

Ailelerini geride bırakıp dünyanın farklı ülkelerinden çok uzağa daha iyi yaşam koşulları için giden göçmen ev işçisi kadınlar ne yazık ki hayal ettiklerinin çok ötesinde, ağır sömürü koşulları, şiddet, taciz ya da tecavüzle karşılaşıyor. Daha iyi ücret aldıkları Ürdün, Suudi Arabistan, ve Kuveyt başta olmak üzere, Körfez ülkelerine çalışmaya giden Filipinli ev işçisi kadınlar da ağırlıkta ev içi hizmetlerde ve özellikle çocuk bakıcılığı/dadı işlerinde çalışıyor. İşçi kadınların da anlattığı gibi, her yıl muhakkak ev içi hizmetlerde çalışan Filipinli ya da başka ülkelerden kadınlar sömürülme ve kötü muameleden dolayı ya intihar ediyor ya da işvereni tarafından öldürülüyor.

Filipinli ev işçisi kadınlar gittikleri evlerde yapmaları ve yapmamaları öğrenmek için devlet destekli merkezlerde eğitim alıyor. Overseas/Denizaşırı Hizmetçiler belgesel filmi de “hizmetçiliğe eğitildikleri” bu merkezlerde yaşanılanları anlatıyor. Aldıkları eğitim esnasında kendilerini hem işçi hem de işveren yerine koyarak pratik yapan kadınlar, bir taraftan ev işlerinin inceliklerine çalışırken, bir taraftan da çocuklarından ayrılırken yaşayacakları travmayı atlatmayı öğreniyor.


FİLİPİNLİ KADINLAR EĞİTİM ADI ALTINDA İTAATİ ÖĞRENİYOR

Denizaşırı ülkelerde göçebe ev işçiliğine zorlanan Filipinli kadınların ülkeden çıkmadan önce eğitim gördükleri bu merkez, iki yıllık sözleşmelerle çalışan kadınların vizeleri için gerekli Ulusal Ev İşi Sertifikası’n ıalmalarının da anahtarı. Ev temizliğinden çocuk ve yaşlı-engelli bakımına dek uzanan birçok işin yanı sıra, ailelerinden ayrılırken yaşayacakları travma ve onları bekleyen korkutucu izolasyona karşı da ders alıyor bu kadınlar.

Ev işçisi kadınlar “Filipinler’de ne kadar çok çalışırsanız çalışın, yurt dışındaki tuvaletleri temizlemekten elde edebileceğiniz parayı kazanamayacaksınız”, “İşvereninizin önünde asla ağlamayın; bu, zayıflığı gösterir. Filipinliler zayıf değildir” sözleriyle motivasyona zorlanırken, çalışacakları evlerde cinsel saldırı dahil, başlarına gelebilecek her türlü taciz ve şiddete karşı da “itaatkâr olmaları” öğretiliyor. Bu merkezlere eğitim almaya gelen kadınlar, kadın ve erkek işveren gibi rol yaparak egzersiz yapmış oluyor. Tamamen itaat etme üzerine kurulu olan bu eğitimlerde kadınların aklından çıkarmaması gereken şeyse “her ne olursa olsun işveren haklıdır”.

Kısa adı OFW’ler olan ve Denizaşırı Filipinli İşçiler (OWFs, Overseas FilipinoWorkers) adıyla bilinen devlet destekli göçmen işçiliğin perde arkasını gözler önüne seren film, Filipinler’e döviz getirdikleri için “Ekonominin Kahramanları” olarak nitelendirilen politikalara da sert bir eleştiri yapıyor.

Yönetmen Sung-a Yoon başarılı bir yönetmenlik becerisiyle öne çıkarken, tanık olduğu durumların sertliğine rağmen kadınları cesur, enerjik ve güçlü portreleriyle sunuyor; devlet destekli göçmen işçiliğin perde arkasında yatan sömürgeciliği ve uluslararası ekonomik eşitsizliği anlatıyor.


ŞİDDET, CİNSEL SALDIRI, UZUN VE KÖTÜ ÇALIŞMA KOŞULLARI…
Dünyanın neresine giderseniz gidin, ev işçisi kadınlar yasalara rağmen modern kölelik koşullarında çalıştırılıyor. En fazla 8-10 saat çalışmaları gereken ev işçisi kadınların anlatımları bunun sadece sözde kaldığını ortaya koyarken, izin günü olmaksızın çalışıyor ve fazla mesai karşılığı ücret de almıyorlar. Kadınlar bazen yeterli yiyeceğe ulaşamıyor, yaptıkları yemekleri yiyemiyor; daracık odalarda yatıyor hatta bazen yatacak bir yer bile verilmeyen kadınlar yerde yatmak zorunda kalıyor. Pasaportlarına el konulan, şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan kadınların yaşadıklarına filmdeki ev işçisi kadınlar da anlatımlarıyla dikkat çekiyor. Ancak tüm bu hak ihlalleri karşısında ne yapmaları gerektiğine dair deneyimlerini de paylaşmaktan geri durmuyor kadınlar...

Görseller: Film fragmanı

İlgili haberler
Pasaporta el koyma, 7/24 çalıştırma, cinsel saldır...

Nadira Kadirova’nın ölümü, göçmen işçi kadınların çalışma koşullarını gündeme getirdi: ‘İşverenin in...

İbis Otel’in göçmen kadın işçilerinin 8 aylık dire...

Ücret artışı ve daha iyi çalışma koşulları için CGT-HPE sendikasında örgütlenen Paris Batignolles’da...

Ürdün’de ‘madam’ ve ‘baba’ sözcüklerinde gizli göç...

Dünyanın farklı bölgelerinden, özellikle Etiyopya, Filipinler, Gana, Uganda, Nepal, ve Bangladeş’ten...