Bir kitap: Grev Bildirisi
Grev Bildirisi insana, emeğe dair bir öykü kitabı. Alın terinin gerçek karşılığı ödenmediği müddetçe ne kadar yok sayılırsa sayılsın asla günceliğini yitirmeyecek bir tema.

Ağlamayan bebeğe mama verilmediği bilinir; karnını doyurmak için istemek, talep etmek, sesini duyurmak gerek. Peki bu her zaman böyle mi? Asgari ücretle çalışanlar neden sesini duyuramıyor? Yasa koyanlar niçin kendi koydukları yasalara uymuyor da asgari ücretle çalışanların sesi ses kirliliği ile bastırılıyor? Bazı haber kaynaklarında yer bulmayı başarırlarsa öğreniriz aylarca çalıştıkları halde ücretlerini alamayanları. Kâr bilir iş veren, alın terinin karşılığını ödememeyi. Söz konusu işçiler olunca toplumun geriye kalanı nedense sus pus olur. Oysa kullandığımız her şeyde işçilerin tam anlamıyla karşılıkları ödenmeyen emekleri var.

Yine, Sennur Sezer ve Adnan Özyalçıner’in kolektif çalışması sonucu oluşan harika bir öykü kitabının tanıtımı için geldim. Fakir Baykurt, Hasan Kıyafet, Talip Apaydın, Füruzan, Tomris Uyar, Erdal Öz gibi 30 gerçekçi yazardan birer öykünün yer aldığı eserin teması işçilerin ödenmeyen artı emeği, alın teri, mücadelesi. Kısa yoldan para kazanmanın teşvik edildiği; çalışmadan, emek vermeden, çalma, çırpma, çökme ve talanla sermaye edinmenin yaygın olduğu günümüzde yolculuğumuz emeğe. İlk öykümüz Ekmek. Yıl 1919, yer Moskova. Ceplerde kuru ekmek kırıntısının taşındığı günler. Derken beklenmedik bir mutluluk: İş yerinde adam başı 40 kilo un verirler. Ve açlığı, emeği, sefaleti, direnci, paylaşmayı anlatan diğer öyküler… Eser iş verenin açlıktan öldürmeye çalıştığı işçilerin Grev Bildirisi öyküsüyle son bulur. “Bugün 80 gün geçti, gene de hakkımızı istiyoruz. Dağlarda ebegümeci topluyoruz. Evde fazla eşya vardı; kilim, mintan, iskemle gibi. Onları da satıyoruz… Bu adamın hem devlete milyonlar zarar vermeye hem de bizleri süründürmeye ne hakkı vardır?”

Farklı yazarların ekmek, emek, değer üzerine yazdığı öykülerden oluşan Grev Bildirisi insana, emeğe dair bir öykü kitabı. Alın terinin gerçek karşılığı ödenmediği müddetçe, ne kadar yok sayılırsa sayılsın asla günceliğini yitirmeyecek bir tema.

Fotoğraf: Kitap kapağı/ Nebat Bukrek

İlgili haberler
BİR KİTAP: Kağıt Ev

Kağıt Ev, kitapların önemine, bugünü ve geleceği nasıl belirlediğine, okumaya, aşka dair, akıcı, düş...

Bir Kitap: Onca Yoksulluk Varken

Yazar bu eserde yalnızlık, yoksulluk, göçmenlik, ırkçılık, kürtaj, ötenazi, sevgi, adalet konularını...

Bir kitap: Bizim 68

Zamanla her şey unutulur; kişiler, olaylar, iyilik ya da kötülükler, dostluklar veya düşmanlıklar......