25 Kasım’a giderken okunası kitaplar, seyredilesi filmler
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne giderken kadınların mücadele hikayelerinden esinlenmiş kitap ve film önerilerine ne dersiniz?

25 Kasım 1981’den günümüze kadar kadınların fabrikalardan, meydanlardan seslerini yükselttiği bir gün. Kadına yönelik şiddetin devletin sopasıyla nasıl da birleştiğinin altını çizen bu günde kadınlar Mirabel Kardeşler’den aldığı güçle dünyanın birçok yerinden taleplerini haykırıyor. Türkiyeli kadınlar da 25 Kasım’da alanlarda yerlerini alarak dayanışma ve mücadeleyi büyütecekler. Biz de bu vesileyle 25 Kasım’a giderken kadınlara ilham olacak film ve kitapları derledik. Bu derlemede yer alan, her kadının hayatından izler bulacağı kadın karakterler 25 Kasım’a giderken yanımızda olacaklar ve hep birlikte kız kardeşlik çemberini büyüteceğiz. Annie’yle, Aylin’le, Nedja’yla ve tabii ki Mirabel Kardeşler’le

KİTAP SAYFLARINDA KADINLARIN MÜCADELE HİKAYELERİ

1- Hapishane – Emmy Hennings

Kor Kitap etiketiyle yayımlanan Hapishane, Dada akımının kurucularından Emmy Hennings’in Türkçede yayımlanan ilk kitabı olmasının yanı sıra aynı zamanda hayatının bir bölümünü anlattığı otobiyografik bir roman. Hennings, bu romanı Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra hapishane deneyimini aktarmak için kaleme almış. Kitap ünlü kabare yıldızı Hennings’in sahne almak için Almanya’dan Paris’e gitmek istediği sırada tutuklanmasıyla başlar. Devamında Hennings’in hapishanede karşılaştığı zorluklar anlatılırken, hücresinde tanıştığı kadınların öyküsüne de okuru davet eder.

Hapishane, bir kadının insanlık dışılığı normalleştirmiş bir sistem karşısında gözlemlediklerini anlatmaktadır.

Hapishane, Çağla Vera Kılıçarslan tarafından Almancadan Türkçeye çevrildi.


2- Karakalpak Kızı - Tulepbergen Kaipbergenov

Karakalpak Kızı, 1900’lerin başında Rusya’da devrim olmasıyla yaşanan değişimi kadın bir karakter üzerinden okura anlatıyor. Kitapta feodal bağlarından kurtulmaya çalışan ve bunun için mücadele eden bir kadının öyküsüne tanıklık ederken yine bu süreçte bir kadının nasıl politikleşebileceğini de takip ediyoruz. Devrim öncesinde ve sonrasında yaşanan zorluklar, yobazların ve toprak ağalarının devrim sürecine ket vurma çabaları, devrim sonrasında hayatın ne yönde ve nasıl değiştiği Müslüman bir köy olan Karakalpak köyü üzerinden anlatılıyor. Kor Kitap’ın yayımladığı, Tulepbergeb Kaipbergenov’unkaleme aldığı bu Sovyet romanı hem bir kadın hem de bir devrim anlatısı olarak karşımıza çıkıyor.

Karakalpak Kızı’nı çeviren isim Kayhan Yükseler.


3- Boş Dolaplar – Annie Ernaux

Boş Dolaplar, 2022 yılı Nobel Edebiyat Ödülü kazanan Annie Ernaux’un kitabı. Kitap, iki ayrı sınıf arasında sıkışıp kalmış genç bir kadın olan Denise Lesur’un hikâyesini anlatıyor. Okur, küçük bir kafe-bakkal sahibi olan anne babanın çocuğu olan Denis’in mutlu geçen çocukluğuna, okul hayatıyla beraber edindiği yeni çevresine ve bu çevreye karşı yabancılaşmasına eşlik ediyor. Genç bir kadının sınıf atlama arzusunu, işçi sınıfıyla burjuva sınıfı arasında sıkışmışlığını işleyen Boş Dolaplar, olmak istediğinden ziyade dönüştüğü şeyle kavga eden kadın bir karakterin yolculuğuna konuk ediyor. Ve böylece okur, bir kadının yaşamındaki çelişkilerini, öfke patlamalarını, kürtajın beden ve toplum üzerindeki karşılığını iyi bir şekilde kaleme alınmış metin sayesinde keşfedebiliyor.

The Bloomsbury Review alıntısıyla özetleyecek olursak kitap “…1950’li yıllarda Fransa’daki sınıf sisteminden ve bir kadının sınıf atlamak, geçmişini unutmak için verdiği mücadeleden daha fazlasıdır. Bu roman, kültürel anlamda haklarından mahrum bırakılmışların kendi sesleriyle konuşmasına, gerek konusu itibarıyla gerek edebî biçimiyle, unutulmaz bir katkı sunuyor.”

Can yayınları tarafından yayımlanan kitabın çevirisi Siren İdemen’e ait.


4- Kadınlar Ormanı - Jennifer Clement

Kadınlar Ormanı, Jennifer Clement tarafından kaleme alınmış, Sel Yayınları tarafından yayımlanan bir roman. Umutsuzluğun günbegün içselleştiği Meksika kırsalındageçen kitap, yaşam mücadelesi veren kadınların sesini dünyaya taşıyor. Bir yanda yılanlar akrepler, bir yanda uyuşturucu baronları, bir yanda kız çocuklarını korumak için saçlarını kesip onları çirkinleştiren kadınlar… Kadınlar Ormanı, kadınlığın karanlık gölgeler arasında saklanmak zorunda kalan ama her şeye rağmen ışıldayan renklerini resmederken, anneler ile kızları arasındaki ilişkinin en mahrem köşelerini de ustalıkla yansıtıyor. Kitabın çevirisi Melisa Kesmez’e ait.


5- Kafesteki Kuş Neden Şakır Bilirim - Maya Angelou

Kafesteki Kuş Neden Şakır, Bilirim otobiyografik bir roman: Yazar, şair, şarkıcı, dansçı, oyun yazarı ve öğretmen Maya Angelou'nun yedi kitaptan oluşan sıradışı ve ilham verici yaşamöyküsünün ilk cildi. Savunmasız, şiddet gören küçük bir kızın, ırkçılık ve bağnazlıkla savaşarak güçlü bir karaktere; onurlu ve göz kamaştırıcı bir genç kadına dönüşmesinin öyküsü.

İlk kez 1969’da Amerika’da yayımlanan Kafesteki Kuş Neden Şakır, Bilirim milyonlarca okurun kalbine dokunmuş ve düşüncelerini değiştirmiş, dünya çapında sevilen bir modern klasik. Ve tıpkı çocukluk gibi; üzerinden yıllar geçse de hatırlanacak, hem neşeli hem de yürek burkan anılarla dolu.

Everest’ten yayımlanan kitabın çevirisi Sinem Er’e ait.


FİLMLERDE KADINLARIN MÜCADELE HİKAYELERİ

1- Kürtaj (2021) - Yönetmen: Audrey Diwan

Kürtaj, yönetmen Audrey Diwan tarafından çekilmiş, Annie Ernaux’nun anılarından uyarlanmış ve konusu itibarıyla da oldukça sert bir film. Fransa’da kürtajın henüz yasal olmadığı 1963 yılında geçen bu film, edebiyat öğrencisi genç bir kadının hamileliğine son vermek istemesini konu alıyor. Yasağın genç bir kadın üzerindeki etkisine odaklanan film, aynı zamanda bu kadının yaşam içerisinde nasıl yalnızlaştığını ve etrafında kimseyi bulamama halini de gözler önüne seriyor. Bazı sahneleriyle izleyiciyi zorlasa da ana karakteri yargılamadan derinlemesine anlaşılmasını sağlayan film, 2021 yılında Venedik Film Festivali’nde büyük ödül Altın Aslan’ın da sahibi oldu.


2- Yangın Gecesi (2021) - Yönetmen: Tatiana Huezo

Kitap seçkimizde de yer verdiğimiz “Kadınlar Ormanı” isimli kitaptan uyarlanarak çekilen filmin yönetmen koltuğunda Tatiana Hueazo yer alıyor. Filmin senaryosu da Huezo ve romanın yazarı Jeniffer Clement tarafından kaleme alınıyor. Almanya-Meksika ortak yapımı olan film, Meksika’daki uyuşturucu baronlarından korumak için annelerin kızlarının saçını kesip dişlerini boyayarak çirkinleştirdiği ve erkeklerin iş aramak için gidip bir daha asla dönmediği bir köydeki üç küçük kızın hikâyesini anlatıyor. Yangın Gecesi, köyde, şiddetin gölgesinde yaşayan bu üç kızın hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi aktarırken, anne kız ilişkisini de masaya yatırıyor. Bu düzen içerisinde kadın olarak var olabilmeyi, yani özetle kadınlık hallerini gözler önüne seren bu film, 2021 Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış Ödülü - Özel Mansiyon kazanmıştır.


3- Cadı Üçlemesi 15+ (2022) - Yönetmen: Ceyda Özgün Özçelik

Cadı Üçlemesi, yönetmenliğini ve senaristliğini Ceyda Özgün Özçelik’in üstlendiği deneysel, üçlü bi’ proje. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete dair çekilmiş bu üçleme, 13+, 15+ ve 18+ serisinden oluşuyor. Gerilim, belgesel ve kara mizah türleri olarak sınıflandırılıyor. Bizim burada önerdiğimiz Cadı Üçlemesi 15+’te yönetmen, evlilikleri boyunca eşlerinin fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kalan ve eşlerini öldüren iki kadının hayatına odaklanıyor. Canına tak etmiş bu iki kadın izleyiciye cezaevinden sesleniyor. Hayata karşı duydukları öfkeyi ama aynı zamanda sevgiyi, çocuklarına karşı besledikleri özlemi seyirciye anlatıyor.


4- Papicha (2019) - Yönetmen: Mounia Meddour

Film 1977 yılının Cezayir’inde geçiyor. Ülke İslami ve erkek egemen bir devlet kurmak isteyen terörist gruplarla karşı karşıyadır ve tabii ki bu meselenin en çok zarar görenleri de yine kadınlardır. Film karakterimiz Nedjma ise 18 yaşında moda tasarım okuyan ve modacı olmak işten genç bir kadındır. Film seyirciyi, kadınların hayatına göz koyan bu emiciler karşısında okul arkadaşlarıyla bir defile hazırlamaya karar veren Nedjma’nın hikâyesine davet ediyor.


5- Yersiz Yurtsuz - Yönetmen: Agnes Varda

Agnes Varda’sız bi’ seçki muhakkak ki eksik olacaktı. Varda’nın 1985 yılında çektiği bu film, toplumsal eleştirisini sert bir tonda yapan, sisteme uymayan genç bir kadının hikâyesini konu alan önemli bir film. Donmuş bir genç kızın cesetiyle açılan filmde Varda, konuyu geri sarar ve bu genç kızın başına neler gelmiş gözler önüne serer.


6- Roma (2018) - Yönetmen: Alfonso Cuarón

Cleo, Meksiko’nun orta sınıf ailelerinin yaşadığı bir Roma mahallesinde bulunan bir evde hizmetçi olarak çalışan genç bir kadın. Bir yandan ev işleriyle uğraşan Cleo, bir yandan da evdeki dört çocukla ilgilenir. O tüm zamanını hizmetlisi olduğu evde geçirse de kendisine ait bambaşka bir dünyası vardır. Genç kadın, gönlünü Fermin adındaki bir adama kaptırmıştır. Fakat bu ilişki pek de Cleo’nun düşlediği gibi sonuçlanmaz. Bu sırada evin dört çocuk annesi olan hanımı Sofia, kocasının yokluğu ile başa çıkmaya çalışır. Birbirinden farklı hayatlara sahip olsalar da benzer travmalar yaşayan Cleo ve Sofia, siyasi kargaşanın hüküm sürdüğü bir ortamda birbirlerinin en büyük destekçisi olur.

Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini iki Oscar ödüllü Alfonso Cuaron üstleniyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne giderken şiddetin, baskının, eşitsizliğin ve savaşın kadınların yaşamlarını nasıl zehir ettiğini ve kadınların bunların karşısında nasıl mücadelelerle ayakta kaldığını her gün izleyebileceğimiz 25 film öneriyoruz. TIKLAYIN

7- Libertarias (Özgürlük) (1996) - Yönetmen: Vicente Aranda

İspanya'da çok fazla kan akıtacak olan iç savaş patlak vermiştir. Faşizmin gölgesi tüm ülkenin üzerine bir karanlık gibi çökmektedir. Rahibe Maria, içerisinde hayatını devam ettirdiği manastırdan kaçmak durumundadır. Bir geneleve sığınır. Bu gelenevden onu kurtaracak olan ise sosyalist görüşe sahip bir kadın birliğidir. Sosyalizmin bu ülkede iki büyük düşmanı vardır: Militarizm ve milliyetçilik. Rahibe Maria, kendisini büyük bir savaşın ortasında bulacaktır.


8- Demir Çeneli Melekler (2004) - Yönetmen: Katja von Garnier

Gerçek bir yaşamöyküsünü konu aşan ve Amerikan tarihinde önemli yere sahip bir talebe odaklanan Demir Çeneli Melekler, Amerikan kadınlarına oy hakkı kazandırmak için canlarını ortaya koyan kadınların hikâyesini anlatıyor.


9- Kadının Fendi (2010) - Yönetmen: Nigel Cole

Film film sosyal adaleti işleyen, komik olmasının yanı sıra insanın içine işleyen bir İngiliz komedisi.

Film 1968 yılının İngilteresinde, Ford Fabrikası’nda geçiyor. Filmde, hayatları mutfakla fabrika arasında geçen, işçi sınıfına mensup kadınların bir yerde canlarına tak etmesiyle patronlarına, kocalarına ve devlete karşı çıkışlarını komedinin sınırları içerisinde izliyoruz. Kadının Fendi, komik oluşunun yanı sıra eşit işe eşit ücret talebiyle ayaklanan cesur kadınları da sinemaya taşıdığı için önemli bir yerde duruyor.


10- Zerre (2012) - Yönetmen: Erdem Tepegöz

Zeynep, küçük kızı ve annesiyle büyük şehirde kendi ayakları üzerinde kalmaya çalışan bir kadındır. Şehirdeki pek çok insan gibi işsizlikle mücadele eden Zeynep’i bir yandan da borçları biriken ev sahibi köşeye sıkıştırır. Bulaşıkçılıktan konfeksiyonculuğa "ne iş olsa yaparım, yeter ki çalışayım" mantığında her işe girip çıkan Zeynep, büyük bir metropolde kadın başına olmanın zorluklarına da tek başına göğüs germeye çalışır. Bu kısır döngü içinde Zeynep şehir dışında bulduğu konfeksiyon firmasında işe başlar. Fakat orada da işler umduğu gitmez. Zerre seyirciyi, Zeynep’in yaşam mücadelesine ortak ediyor.


11- Benim Çocuğum (2013) - Yönetmen: Can Candan

Benim Çocuğum, Boğaziçi akademisyenlerin direnişinden de tanıdığımız Can Candan tarafından çekilmiş bir belgesel. Çocukları LGBTI+ olan Türkiyeli bir grup anne ve babanın hikâyesini seyirciyle buluşturan belgesel muhafazakâr, homofobik ve transfobik bir toplumda bir yandan aile, bir yandan da aktivist olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlayan LİSTAG’lı yedi ebeveynin deneyimlerini aktarıyor.


12- Kelebekler Zamanı (2001) - Yönetmen: Mariano Barosso

1930’dan 1961’e kadar Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veren Mirabel kız kardeşler; Patria, Minerva ve Maria Teresa, 25 Kasım 1960’ta diktatörlüğün askerleri tarafından tecavüz edilerek vahşice öldürüldüler. Kurdukları Clandestine Hareketi, öldürülmelerinden bir yıl sonra diktatörlüğün yıkılmasında önemli rol oynadı. Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının “Kelebek” olmasından da esinlenerek; üç kız kardeş, tüm dünyada “Kelebekler” adıyla anıldılar. Kelebekler Zamanı işte tam da bu mücadeleyi konu alan, 25 Kasım’a giderken izlenmesi gereken önemli filmlerden biri.


Fotoğraflar: Film afişleri

İlgili haberler
GÜNÜN FİLMİ: Ana yurdu

Anne ve kızının arasındaki ilişkiyi merkeze alan Ana Yurdu filmi, web sitesinde ücretsiz izlenime aç...

GÜNÜN FİLMİ: Aydede

Bekir ve annesi Rabia’nın yoksulluk içinde yaşadığı sorunlar, hayaller ve yaşam mücadelesini konu al...

GÜNÜN KISA FİLMİ: Süt izni

Doğum sonrası çalışan annelerin bebeklerini emzirememekten kaynaklı sorunlara dikkat çeken “Süt izni...