GÜNÜN İSYANI: Soma’dan geriye kalan kadınlar
Üzerinden 4 yıl geçen ve göz göre göre ölüme gönderilen 301 maden işçisi için adaletin bile hâlâ sağlanmadığı Soma katliamının yıl dönümü bugün. Katliamdan geriye kalanlar neler oldu peki?

Soma maden katliamının üzerinden geçen 4 yılda Soma’da işte bunlar yaşandı:

• Maden ocakları başta olmak üzere en az 10 iş cinayeti yaşandı.
• 2 bin 800 maden işçisi katliamdan 6 ay sonra işten atıldı, üstelik kıdem ve ihbar tazminatları dahi ödenmeden.
• Katliamın ardından adalet arayan ailelerin mücadelesine katılan işçiler fişleniyor, işten atılıyor ve adeta kara listeye alınarak iş bulması engelleniyor.
• Maden ocaklarında üretim baskısı ve işçileri sindirmeye dönük yönetim baskısı artarak devam ediyor.

Katliamın yıl dönümünde açıklama yapan Sosyal Haklar Derneğinin açıklamalarına göre Soma’da durum özetle böyle…

Peki Soma’nın kadınları… Eşlerini, çocuklarını katliamda kaybeden kadınlar…

Soma Davasının Ocak ayında görülen duruşmasına katılan Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan şöyle anlatmıştı Soma’nın kadınlarına ilişkin izlenimlerini:

GERİYE KALAN, MAHALLE BASKISI VE HAYATIN YÜKÜ ARASINA SIKIŞAN KADINLAR
“Çocukların yaşadığı travmayla baş etme yükümlülüğü doğal olarak kadınların üzerine kalmış. İçlerinden birisi, ‘Hem kendi aileme hem de ölen eşimin ailesine karşı mücadele etmek zorunda kaldım’ derken, kadınların karşılaştığı toplumsal direnci gösteriyor. Bir başkası örneğin kendisinden vazgeçmiş. Hayatını tamamen çocuklarına adadığını söylüyor, mahalle baskısına karşı böyle bir savunma geliştirmiş. Destek aldığı uzmanın ‘Önce kendi sağlığını iyileştir ki, çocuklarına daha sağlıklı yardım edebilesin’ tavsiyesine hak vermekle birlikte, başka türlü davranamamasının izahı bu olsa gerek.
İçlerini en çok acıtan da birçoğu kendileri gibi madenci ailesi olan komşularında, ölenlerin ardından aldıkları paralarla rahatlarının yerinde olduğuna dair oluşan yargı. Ve bu yargının mahalle baskısına dönüşecek şekilde söze dönüşmüş olması. Çalışan madencilerin ücretlerinde bir iyileşme olmuşsa kendi yakınlarının ölümüyle olduğunu ifade eden aileler, davanın sahiplenilmemesine kızgın ve kırgınlar. Ölen madencilerin aileleri ile bugün çalışmaya devam eden madenciler ve aileleri arasında dayanışma olmadığı gibi, sınıf birliği duygusunda mesafenin hayli açılmış olduğu görünüyor.
Eşlerini, çocuklarını, babalarını kaybeden kadınların bir taraftan aile-mahalle baskısı diğer taraftan hayatın tüm yükümlülüğünü taşıma sorumluluğu karşısında dayanma ve direnme gücünü tahkim ettiğini de görüyoruz. Ama açık olan bir şey var ki dayanışma ihtiyacı. Geride kalanların ve çalışanların aileleri arasında bir dayanışma, aynı zamanda dışarıdan gelecek kadın dayanışması ihtiyacı.”
Yazının tamamını BURADAN okuyabilirsiniz.

ANKARA’DAKİ SARAYDAN DAHA ÖNEMLİYDİ OĞLUMLA BENİM YAŞANTIM
Oğlu Kader Yıldırım’ı maden katliamında kaybeden Elmas Kaya ise 18. duruşmada şöyle dile getirmişti isyanını:

"Acım özleme, bekleyişe dönüştü, gözümden akan yaşlar yüzümü yakıyor öyle ki yanıyor içim. Herkesin evladı ölüyor, herkesin canı yanıyor ama bizimkiler bu şekilde birilerinin hırsı için, birilerinin zengin olması için yaşamını yitiriyor. Hani bazen bağırıyorlar ya ‘adalet’ diye, ben de bağırıyorum ama sonra düşünüyorum adalet mi var, duvarda kalmış bir yazı o. Suçsuzlar, zavallılar hapse girer ama asıl caniler, suçsuzlar bunlara hiçbir kural yok. Bunların arkasında koskoca bir Ankara var.

Hiçbir şey lazım değil bana, ben oğlumla zaten çok mutluydum, çok güzel bir yaşantım vardı, toprağın, ağacın içindeydik. Ankara’daki saraydan daha önemliydi oğlumla benim yaşantım. Çok mutluydum ama elimizden aldılar hepsini. İnsanlar nasıl düşünür bilemem, ben son ana kadar bu suçluların cezalarını çekmesini, onların da bizim gibi yanmasını istiyorum."

Yazının tamamını BURADAN okuyabilirsiniz.

NERDELER!
Ve Somalı bir annenin katliam gecesi maden ocağı başında evladını beklersen Hayat TV ekranlarına yansıyan bu isyanını hiç unutmayalım…



Aradan 4 yıl geçti ve bu yıl Soma katliamının yıl dönümü Anneler Gününe denk geldi. Soma’nın anneleri için artık yaşam “adalet mücadelesi.” Onlar için Anneler Günü artık hep buruk geçecek belki ve o burukluğu biraz olsun giderebilecek tek şey var: Adalet mücadelelerinin kazanması, katliamın tüm sorumlularının gereken cezayı alması o burukluğu bir nebze olsun giderebilir.

İlgili haberler
GÜNÜN FERYADI: Somalı annenin bu isyanını unutmaya...

13 Mayıs 2014'te Soma'da yaşanan maden katliamının ardından bir anne böyle isyan etmişti. Soma için...

Soma’da yaşamını yitiren işçilerin anneleri adalet...

Soma’da üç yıl önce bugün, Türkiye’nin en büyük işçi katliamı yaşandı. 301 işçi, daha fazla kömür çı...