Asgari ücret görüşmeleri, yeni asgari ücretin 4 bin 250 lira olarak belirlenmesiyle sona erse de emekçiler için asgari ücretle evi geçindirme mücadelesi sürüyor. Temel tüketim maddelerine ardı ardına gelen zamlara karşı oluşan tepkiler, halkın “Geçinemiyoruz” sloganlarıyla sokaklara dökülmesi elbette ki asgari ücretteki artışta etkili oldu. Ancak diğer yandan daha maaşlar yatmadan çarşı pazara, elektriğe-doğal gaza gelen zamlarla birlikte her geçen gün eriyor asgari ücret. Biz de Ankara Yenimahalle’den emekli bir kadın Ayla ve işçi Ayşe ile yeni belirlenen asgari ücreti ve geçim sıkıntısını konuştuk.

‘HERKESİ ASGARİ ÜCRETLİ YAPACAKLAR’

Asgari ücretin bir kandırmaca olduğunu düşünenlerden Memur emeklisi Ayla’nın görüşleri şöyle: “Dolar almış başını gidiyor, market fiyatları korkunç. Daha asgari ücret belli olmadan fiyatlar onu geçti bile. Ben emekliyim, bizim maaşımız asgari ücretin yarısı oldu. Asgari ücret bile açlık sınırdayken biz ne yapalım. Herkesi asgari ücretli yapacaklar. Ki insanların iş güvencesi yok, patronlar bunu ödemek istemeyip işçi çıkararak. Ocak ayında her şeye zam gelince yüzde 50’nin de anlamı kalmayacak. Sokak röportajlarına kim çıksa kimse memnun değil. Enflasyona göre zam yapılacaksa emekliye de öyle yapılsın. Yine yetmez ama artık kimse yüzde 50’den aşağıya ikna olmamalı. Kimsenin gözü zamda değil geçinmekte, insanca yaşamakta.

‘KARNI TOK OLAN İŞÇİNİN MAAŞINI BELİRLEYEMEZ’

İşçi bir kadın olan Ayşe, karnı tok sırtı pek olanın işçinin emekçinin maaşını belirleyemeyeceğini düşünüyor: “Yaşadığımız ekonomik krizde asgari ücrete yapılan zammın miktarı kadar her geçen gün alım gücünün erimesi yok olması biz işçileri emekçileri yoksulluğa sefalete mahkûm etmektedir. Alın terimizin emeğimizin sahipleriyiz, ücretli kölelik sistemini kabul etmiyoruz.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül