salgın
Denizli’den Mükerrem Yollu yazdı: ‘Ev içi yaşamda, dinlenmek yerine kadınları ev içi angarya işleriyle uğraştırmaya iten bir sebep de evde kocayla kavga etmemek…’
Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Ebru Kıraner: Yoğun bakım hemşire sayısının yetersiz. Yatak sayısı kadar hemşire yok, yoğun bakım hemşireleri tükeniyor…
İçinden çıkılamaz; çünkü aslında kadınların ev içlerinde halletmesi beklenen bu işler bireysel değil, toplumsal olarak örgütlenmesi, karşılanması gereken hayati ihtiyaçlardır!
‘eczanede bir koronalı hasta köşesi yapacakmışız öyle bir tebliğ geldi dün. reçete gelince koranalıyı ya da yakınını orada tutacağız. ‘gelme bu yana’ diyeceğiz parçacıklara da, gelmeyecekler.’
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, kadına yönelik artan şiddete karşı taleplerini açıklayarak, acil eylem planını oluşturulması çağrısı yaptı: ‘Evde kal’ söylemi sınıfsal ve cinsiyetçi.
Koronavirüs nedeniyle uygulanan uzaktan eğitimin sağlıklı yürümediğini dile getiren anneler, çocukların uzun süre ekran başında tutulmasından ve ders aralarında izletilen görüntülerden kaygılı.
Salgın nedeniyle 20 yaş altına getirilen sokağa çıkma yasağına bekar bir anne tepki gösteriyor: ‘64 yaşındaki annem için sokağa çıkıyorum. Çocuğumu güvenle bırakabileceğim kimsem yok.’
Korona salgınından en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan İran’da kadınlar büyük zorluklarla karşı karşıya. İsyanların yükseldiği İran’da kadınların yaşadıklarını E. Ava aktarıyor.
İzmir Akar Tekstil işçileri, bir işçiye Kovid-19 teşhisi konması üzerine işbaşı yapmadı. Eli sopalı bir grup işçilere saldırırken Sağlık Kurulu, ‘İş yerinde çalışmaya devam edilebilir’ dedi.
İşyerimi ne zaman açacağımız belirsiz. İçişleri Bakanlığı umumi işyerlerini kapatma kararı aldı virüs yayılmasın diye, fakat eşim fabrikada çalışmaya devam ediyor. Biz de risk hâlâ devam ediyor yani.
Niltay’ın büyük umutlarla açtığı kuaför salonu, açtığının onuncu günü salgın nedeniyle kapandı. Şimdi kara kara kredileri, kirayı nasıl ödeyeceğini düşünüyor.
Pandemi sürecinde de haklarımız var! Bu süreçte zorunlu hizmetler dışındaki işler durdurulmalı, işten atmalar yasaklanmalı, işçilerin ücretleri ve hakları güvence altına alınmalıdır.
Ücretli izin talep eden işçi kadınlar çalışmak zorunda kalırken çocuklarını ya evde tek başlarına bırakmaya mecbur kalıyor ya da yanlarında işe götürüyorlar…
Eğer ben bu ülkenin bir vatandaşıysam, bu ülkede çalışıyorsam, vergimi veriyorsam, benim yaşama hakkım korunmalı. Ama öyle görünüyor ki çalışmam yaşamamdan daha önemli.
A101 markette çalışan bir kadın anlatıyor: ‘Ekstra performans harcamamızı bekliyorlar fakat bizim virüsten korunmamız için yöneticilerin hiçbir performans yok.’
İzolasyonla birlikte önemli sorunlardan bir tanesi çocukların akranlarıyla bir arada olamaması. Ayrıca çocuğun çevresinde gelişen olayları, durumları kontrol edemediği hissi artabilir. Peki ne yapmalı
Çocuklar daha uzun süre evde kalacaklar gibi görünüyor. Bu olağanüstü tablo yetişkinlerden daha çok etkilenen çocuklar için özel bir dikkat de gerektiriyor. Peki ne yapabiliriz?
Salgın sürecinde sınır ötesinden şiddet, artan bakım yükü ve vahşi çalışma koşullarına ilişkin tablo, dünyanın her yerinde aynı dertlerden mustarip olduğumuzu açık seçik ortaya seriyor.
Virüsten mi, işsiz kalmaktan mı, yoksa borçlardan mı korkalım bilemedim vallahi. Sadece “evde kalın” diyorlar ama “bu insanlar ne yiyip içecek, neyle borcunu, kirasını ödeyecek” diye soran yok.
Antalya’da yaşayan ve eşi İtalya’da tır şoförü olan Çiğdem: Her görüşmemizde eşim ‘Cenaze arabalarını görmekten psikolojim yerle bir oluyor’ diyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.