Ben İzmir’de bir eğitim araştırma hastanesinde sendika işyeri temsilcisiyim. Bilindiği gibi sağlık hizmet alanında çok sayıda kadın işçi ve emekçi var. Meslek grubuna göre değişse de yaklaşık yüzde 60’ımız kadın. Bu alandaki sendikal çalışmalarda çalışma koşulları, özlük ve sosyal haklar ve ücret talepleri için mücadele ederken kadınların dışarıda bırakılmasının büyük hatalara yol açtığını görüyoruz.
Her türden örgütlü mücadelede iş birliği ve iş bölümü çok önemlidir, herkes basın metni okumak istemez, herkes tek tek katları dolaşıp sorunları derleyemez ya da eylem çağrısı yapamaz; ilgi, yetenek, bilgi birikimi ve deneyimler önemlidir. Kimimiz örgütlenme faaliyetlerinde daha yetenekli ve istekliyizdir, kimimiz ajitasyonda; kimimiz basın, kültür alanında rol almada başarılıdır, kimimiz de hukuksal sorunların takibinde. Amma velakin biz kadınların görev alırken medeni halimiz de önemlidir, çocuk ya da bakımını üstlendiğimiz bir aile üyesinin olup olmadığı da… “Başımızda kim varsa(!)” kocamızın, ağabeyimizin, annemizin, babamızın “sendikayla uğraşmamızı” onaylaması da önemlidir, engel çıkarmaması da...
Mesai dışı saatlerde, hatta merkezi düzeyde Ankara’da, İstanbul’da vs. yapılan toplantı ve etkinliklere katılmanın biz kadınlar için çoğu kez imkânsız ya da zorlayıcı olduğu da ortadayken sendika yönetimlerindeki sayımızın az olmasına da şaşırmıyoruz.
Bakıyoruz, merkezlerden alınan kararlar işyerlerine dayatılıyor. Hangi konfederasyona bağlı olursa olsun hemen tüm sendikalar bürokrasiye teslim olmuş; bu ise sadece işyeri inisiyatiflerinin kırılmasına değil, kadınların sendikal çalışmalarının dışında kalmasına da sebep oluyor.
Sendika izni süreleri sistemli bir örgütlenme çalışması yürütebilmek için yeterli değil, mesai sonrası ya da izin günlerinde işyerinde çalışma yapmak ihtiyacı oluyor, ancak bu tempoyu bir kadın temsilcinin yakalaması çok zor.
Herkes biliyor ki kurumun bahçesinde yapılan bir eylem ya da etkinliğe katılan emekçilerin hepsini merkezi bir mitingde görmemiz imkansızdır. Bu durum kadın işçi ve emekçiler için daha bariz.
Defalarca deneyimlediğimiz gibi hastanedeki yemeklerin düzeltilmesi, vardiyaların düzenlenmesi, personel eksikliğinin giderilmesi, servis sağlanması vb. işyerine özgü taleplerle yürüttüğümüz çalışmalara kadın-erkek pek çok temsilci ve sendika üyesi katılır. Ama bilmem kaç konfederasyonun ortak çağrısı ile Ankara’ya yapılan bir yürüyüşe aynı oranda katılım olamaz.
KADIN İŞYERİ TEMSİLCİSİ ELBETTE OLUR!
Kadınların sendikal çalışmanın dışına itilmesine en güzel örneklerden biri de temsilci seçimlerinde yaşanmıştır. Kadın arkadaşın yukarıda sözü geçen engelleri yoktur, fedakârca ve özgürce örgütlenme çalışması yapabilecek konum ve yetenektedir ancak, “Kadın temsilci mi olur, kadınlar anlamaz, o ancak süslenip gezmeyi bilir” vb. söylemlerle küçümsenir. Buna rağmen seçilir; seçim sonrası bu sonucun kabullenilmesi için de normalin üstünde performans sergilemek durumunda bırakılır. Seçilen kadın sendika temsilcisinin “En iyi öğrenme mücadele alanında oluyormuş, bir kadının temsilci olmasını kabul etmeleri için verdiğim kavga beni ve üyemiz kadın işçileri daha güçlü yaptı” demesi ise konu açısından oldukça çarpıcı değil mi?
Görsel: Freepik
İlgili haberler
İşverenle ahbap çavuş olan sendika ne işimize yara...
Seyhan Belediyesinde Genel-İş’te örgütlü bir kadın işçi, sendika ve belediye yönetiminin işçinin har...
Şeffaf, demokratik, mücadeleci sendikaları biz yar...
Yılgınlığa düşmüş arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; yeter ki biz birbirimize ve taleplerimize sahip...
‘Sanki sendikacılık erkeklerin işi gibi davranılıy...
Sağlık iş kolunda taşerondan devlete geçen kadın işçiler, çalışmanın arattığı özgüveni, kadınların y...
Sendikal bürokrasinin duvarları kadınları sendikan...
Ankara’da belediyelerde farklı sendikalarda örgütlü kadın işçilerin anlattıkları sendikalarda kadın...
Sendikaları erkek egemen anlayışa bırakamayız
800 kadını bir yerde toplamak gibi bir gücümüz var ama bir araya geldiğimizde kadın mücadelesinden b...
8 Mart’tan 1 Mayıs’a Mücadelemizde Bahar Temizliği
Mücadele sadece patronlara karşı değil, kapitalist sınıfın bir uzantısı haline gelen sendikal bürokr...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.