İşçiler, emekçiler olarak zor bir yıl geçiriyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. Baharın gelmesiyle biraz olsun yüzümüz gülecek. Masraflar biraz olsun azalacak. Karanlıkta işe gidip karanlıkta eve döndüğümüz günler bitecek.

Hayatımızdaki zor günler için de aynı şeyi düşünüyorum. İşyerindeki baskılar, yaşadığımız tedirginlikler, her şey bu kadar üzerimize gelirken bir yandan tepki duyuyor ve pek çok şeyin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama bu tepkileri örgütleyecek örgütler yokken nasıl olacak?

Örgütlülüğümüzün işyerlerimizdeki temsilcisi olan sendikalarımız, bu zor günlerde mücadeleyi işçilerin iradesine dayanarak örgütlemenin çok gerisinde ve hatta bazen engeli durumunda. Sendikalar, işçiler arasındaki rekabete son vermek, patron karşısına birlikte durmak için, mücadele etmek için kuruldu. Tarihi örneklere bakınca; birlik ve mücadele tüm dünyada büyüdükçe, işçilerin ücret ve çalışma koşullarının düzeldiğini; sermayedarlar ve sermaye partilerinin karşısında işçilerin kendi mücadelelerini kararlı şekilde örgütleyerek durdukları sürece güç olabileceklerini ve kazanım elde edebileceklerini görüyoruz.

Ama ne yazık ki işçilerin örgütleri olan sendikalara sermayedarların müdahale ederek etki altına almaya çalıştıklarını, sendikal bürokrasinin genel işleyiş haline gelmesi için uğraştıklarını ve işçiler bu hamlelere karşı koymadıkça da örgütlerinin geriletilmesini engelleyemediklerini biliyoruz.

KIŞI BAHARA BİZ ÇEVİRECEĞİZ!

Şeffaf, demokratik, mücadeleci sendikalar insanca çalışma koşullarını kazanabilmek için gerekli. Her tür baskıya ve ihanete rağmen birlikte olmak ve mücadele azmimizi korumak zorundayız. Bu zorunluluk gereği kendi örgütlerimizi değiştirmeli, bunun için mücadele etmeli ve sınıf sendikacılığı çizgisinde örgütlenmesini sağlamak için çaba sarf etmeliyiz. Çünkü birlikte olursak kazanabiliriz; bundan başka çözüm yolumuz yok. Olmadığını da Bakırköy’deki grev hem süreci hem de sonrası ile gösterdi.

1 Mayıs bunun en güzel günü olacak. O yüzden hem yılgınlığa düşmüş, morali bozulmuş, işyerindeki baskılar altında tedirgin yaşayan ve çalışan hem de kara bulutlar dağılsın isteyen arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; yeter ki biz birbirimize ve taleplerimize sahip çıkalım; baharı da getiririz, kara bulutları da dağıtırız. Kendi sınıfımızın mücadele günü olan 1 Mayıs’ı örgütleyelim birlikte; birlikte kazanmak için!

Fotoğraf: Ekmek ve Gül