Xiaomi Salcomp fabrikası geçtiğimiz günlerde sendikalaşma süreci ve eylemleriyle gündeme geldi. Ağırlıklı olarak kadın işçilerin çalıştığı fabrikada Türk Metal Sendikasına üye olan işçiler başta teker teker, ardından yaptıkları eylemler ve sendikalaşma faaliyetleri gerekçe gösterilerek topluca işten atılmışlardı. Bugün gelinen noktada ise kadınların sendikalaşma sürecinde gösterdiği mücadele ve direnç işten atılan tüm arkadaşlarının işe geri alınmasını ve fabrikanın artık sendikalı bir işyeri olmasını sağladı. Salcomp Xiaomi işçisi Aysel* hem sendikalaşma sürecine dair deneyimlerini hem de bu süreçte öğrendiklerini anlatıyor.
‘ÇALIŞTIĞIMDA HAYATIN BİR YERİNDE VAR OLDUĞUMU HİSSEDİYORUM’
Aysel, 6 yıl boyunca çalışma hayatından uzak kalmış. Çokça kez ekonomik sorunlarla boğuşmuş. Xiaomi’ye çok hevesle başvurmuş çünkü yaptığı iş hem merakının olduğu bir alan hem de lisede okuduğu bölümle ilgili. İşe başlama hikayesini ise şöyle anlatıyor: “Bir gün hastaneye gidecektim. Babam 50 lira para verdi bana. E bunun yol parası var, hastanede harcanacak kısmı var. 400-500 lira vermiş gibi eve döndüğümde paranın üstünü sordu bana, çok zoruma gitti. O an benim için bir dönüm noktası oldu. Çalışmam, para kazanmam lazım dedim. İlk önce iğne oyası yaparak başladım. 25 lira kazanıyordum ama hele bana sor nasıl güzel geliyordu o para. Sonuçta çalışmışım, emek vermişim. O 25 lira ile nasıl hayaller kuruyordum. Para kazandığım zaman hayatın bir yerinde var olduğumu hissediyorum. Sonra akrabalarım, kuzenlerim filan hep maaşla çalışıyorlardı, kendi paralarını kazanıyorlardı. Dedim ben de maaşla çalışacağım bir işe gireyim. Birçok fabrikada çalıştım, en son Xiaomi’ye başvurdum. Burası için de başta alırlar mı acaba diye endişelenmiştim, hatta görüşmeye gittiğimde kılığımdan kıyafetimden dolayı acaba beni elerler mi, köylü gibi mi görürler, işe almazlık ederler mi diye içime bir kurt düşmüştü. Ama sonra başladık işe.”
‘SENDİKAYI DUYUNCA AKLIMA HEP KAOS GELİRDİ’
Aysel fabrika işçiliğine 24 yaşında başlamış, lisede de elektrik elektronik okumuş ama okulu da bırakmak zorunda kalmış. Çalıştığı fabrikalarda hep kendi alanına dair işler yapmış. Ama iş sendikaya, hak aramaya, mücadele etmeye gelince hep geri durmuş: “Sendikayı geçmişte hep televizyonlarda filan duyardım. E tabii haberlere de hep işçiler eylem yapıyor, ortalığı karıştırıyor gibi gösterdikleri için işveren haklıymış gibi geliyordu. Sendikayı duyunca aklıma ilk gelen şey kaos oluyordu. Xiaomi’nin koşulları iyiydi başta. 3 vardiya, 8 saat ve ilerleyen zamanda yükseltileceği söylenen asgari ücret. İlk günlerde böyle sürüyordu ama sonra bir baktık çay molamızı kaldırdılar. 4-5 saat kesintisiz çalışıyorduk ve inan akşam olmuyordu bir türlü. Sonra vardiyalar 3’ten 2’ye düştü, hem de çok alakasız çalışma saatleriyle. E maaşlara geldi sıra, asgari ücret bile alamadık. Dedim yandık yani. Bu böyle giderse hem beni çok zorlar hem de bu şekilde devam edecek bu iş artık diye düşünmeye başladım.”
‘KÜL GİBİ DÜŞÜN, BİRDEN ALEVLENİVERDİ’
Sendikalaşma sürecine dair neler yaşadığını ve nasıl ilerlediğini sorduğumuzda şöyle söylüyor Aysel: “Böyle çalışma olunca tabii içeride sendika konuşulmaya başlanmış. Benim de kulağıma geldi. Bir arkadaş gelip ‘Sendikaya üye olalım mı?’ diye sordu. Benim de güvendiğim bir arkadaşım vardı, ona gittim danıştım. Bekle dedi, bekledim. Sendika meselesi yayılmaya başlayınca tek tek insanları işten çıkarmaya başladılar. Böyle olunca da ‘sendika’ lafının yerini koca bir sessizlik almaya başladı. Ama sonra gördük ki öyle değilmiş, bir kül gibi düşün bu işi, birden alevlendi tekrar. Bir arkadaşın işten atılması son damla oldu. İşçiler iş bırakarak bahçeye çıktılar. Zaten sonra baktık dışarıda halaylar çekiliyor, eylem yapıyor insanlar. O süreçte korktuğum için geride durdum. Borcum harcım var diye, işten atılırım diye çıkmak istemedim. Ama sonra hem bir adaletsizlik olduğunu düşündüğüm hem de bir şey yapmam gerektiğini düşündüğüm için çıktım dışarı.
HANİ BİR SAVAŞ OLUR DA ARKANDA BİR ORDU OLUR YA…
Aysel sendikayı da direnişi de eylemi de Xiaomi’de öğrendiğini, ailesinde sendikalı hiç kimsenin olmadığını söylüyor ve direnişlerini anlatıyor: “Arkadaş ‘Üye oluyoruz hadi’ dedi, başta bir korktum. Eşimle de konuştum. O da araştırdı baktı, ‘İyi bir şey’ dedi. Zaten çoğunluk dışarıdaydı ve benim de bir şey yapmam gerekiyordu. İşi bırakmaya karar verdik. Hepimiz toplandık, biz kapıdan çıkarken binanın içindeki arkadaşlar alkışlamaya başladılar ve bu çok gurur vericiydi. En önemlisi de ne biliyor musun? Ben hayatımda ilk kez hakkımı aramak için bir şey yaptım. Bahçeye çıktığımda o arkadaşları gördüğümde, hele de bir kadın olarak nasıl güçlü hissettim bilemezsin. Aslında sendika farkında olmadan bize öz güvenimizi hatırlattı. Dışarı çıktığımızda durum tam şöyleydi, hani bir savaş olur da sen de çıkarsın yola. Arkana bir dönüp bakarsın koca bir ordu var. İşte bizim de o gün arkadaşlarımızın ordusu yanımızdaydı, hepimiz bir aradaydık. O gün hepimiz bir arada olduğumuz için bugün artık sendikalı işçileriz.”
*İsim değiştirilmiştir.
Fotoğraflar: Evrensel
İlgili haberler
Xiaomi direnişinden ne öğrendim?
Sendikalaşma hakkı ve işten çıkarılan arkadaşları için günlerce Salcomp Xiomi’de fabrika önünde dire...
Xiaomi Salcomp işçisi kadınlar: Sendika girene kad...
Salcomp'tan kadın işçiler sendikal haklarını kabul ettirmek ve 'kölelik koşullarına' karşı çıkmak iç...
Salcomp'tan bir kadın işçi: 'Üzerimize zincir de v...
Yaklaşık 800 işçinin çalıştığı Çin sermayeli Xiaomi Salcomp’ta sabah vardiyasındaki işçiler, sendika...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.