Yüz yüze eğitimin koşullarının sağlanmasında ısrarcı olunmalı
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul: Eğitimde hayat eve sığdırılmaya çalışılırsa, yoksulluk, erken yaşta evlilik, şiddet, taciz, tecavüz ve ensest vakalarının artışı söz konusu olur.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “Salgın bitse de uzaktan eğitim artık kalıcı olacak. EBA altyapımızı güçlendirdik. Hibrit modelini uygulamaya ilişkin ciddi bir deneyimimiz oldu. Bundan sonraki süreçte hangi derslerin yüz yüze, hangi derslerin uzaktan yapılabileceğine ilişkin çalışmalardan sonra yeni yol haritası belirleyeceğiz. Birçok okulumuzun buna ilişkin altyapısı uygun” sözleri sonrası uzaktan eğitimin kalıcı olmasının getireceği sonuçlar tartışma konusu.

Milli Eğitim Bakanı tepkilerin ardından bu görüşünün tersine bir açıklama yapsa da iktidar bloğunun uzaktan eğitimi yaygınlaştırma amacını taşıdığını görüyoruz. “Asıl olan yüz yüze eğitimdir. Uzaktan eğitim ancak ‘acil’ durumlarda eğitimi desteklemek amacıyla kullanılabilir. Uzaktan evde eğitim, bir tür kapanma ve pür özel bir yaşam sürdürme anlamına gelir. Eğitimde kapanma demek kamusal alanın çocuklar ve gençler için bir tür ortadan kalkışı demek. Kamusal alan dediğimizde başkaları tarafından duyulur, görülür, hissedilir bir yerde olmak demektir. Sadece özel alanda yaşam sürdürmek demek görülmemek, duyulmamak, hissedilmemek demek” diyen Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, bu zeminden bakıldığında okul ortadan kalktığında çocukların evdeki eşitsizlikler, baskı ve tahakküm politikaları ile karşı karşıya bırakıldığını belirtti. Kurul, hayat eve sığdırılmaya çalışılırsa, yoksulluk, erken yaşta evlilik, şiddet, taciz, tecavüz ve ensest vakalarının artışının söz konusu olabileceğini ve öğrencilerin zihinsel ve kültürel gettolara hapsedileceğini vurguladı.

‘OKUL, ÇOCUKLARIN TÜM FARKLILIKLARI TANIMA VE BİRLİKTE ORTAK BİR SÖYLEM OLUŞTURMA ALANI’

Eğitim alanında sınıfsal, etnik ve dinsel inançlar bakımından, cinsiyet ve cinsel kimliklere bakış açısından birbirinden çok farklı toplumsal kesimlerin olduğunu ifade eden Kurul, “Her toplumsal kesim kendi habitusuna gömüldüğünde o habitusun değerleriyle yaşamı sürdürebiliyor. Oysa çocuk o alandan çıktığında başkaları ile karşılaşıyor. Yani başka olmak, kendisini başkalarına duyurmak, başka habituslar ile karşı karşıya kalmak demek, okulun böyle bir anlamı da var” ifadelerini kullandı. Kurul, kamusal alan olan okulların bir karşılaşma ve tüm farklılıklar ile birlikte ortak bir söylem oluşturma alanı olduğunu dile getirdi.

‘OKUL ORTADAN KALKTIĞINDA AİLE İÇİNDEKİ TÜM EŞİTSİZLİKLER EVİN İÇİNDE KALIYOR’

Uzaktan eğitimin, kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rollerine uygun bir biçimde görevlerle, kurallarla daha çok pekişmesi demek olduğunu belirten Kurul, onların yaşam biçiminde bu kuralların daha belirleyici olması demek olduğunu vurguladı. Kurul, “Bu bakımdan, evet biz okulları da birçok yönden eleştiriyoruz ama okullar sonuçta evin içerisindeki olumsuzlukların, ayrımcılıkların, çeşitli şiddet ve benzeri konuların açığa çıktığı bir alandı aynı zamanda. Öğretmenleri ile konuşuyordu çocuk yardım, destek istiyordu. Kimi zaman okullar bunun üzerini kapatsalar dahi ki bu da okullara eleştirimizdir, okul ortadan kalktığında aile içerisindeki tüm eşitsizlikler evin içinde kalıyor. Kız ve erkek çocuklarının erken yaşta evlenmesi anne ve babanın kendi kültürünü çocuğu üzerinden olduğu gibi yeniden üretme çabası olduğunu belirten Kurul, iktidarın “Aileler böyle istiyor. Böyle de olabilir” diyerek bunun hukukunu oluşturmaya çalıştığını söyledi. Kurul, “Biz okulları, çocuğun özerk bir birey olarak ebeveynden, devletten piyasalardan bağımsız davranabildiği, tüm güçleri ve yetileriyle kendi hayatını şairane biçimde inşa etmeye çalıştığı mekanlar olarak düşünmeliyiz. Okullar çocukları kendilerini gerçekleştirmeleri için desteklemeli, ona yaşamın farklı yollarını tüm açıklığı gösterebilmelidir. Seçim çocuklarındır, demokratik bir Türkiye demokratik bir eğitimle gelişir. Örneğin, anne ve babaların gerontokrasi dediğimiz bir yaklaşımla çocukların ve gençlerin hayatları üzerinde baskı ve tahakküm kurma gibi bir yönelimi var. Çocuk özel alanda kaldığı için anne ve baba onu erken evlendirme, çalıştırma ve okuldan kopuşunu sağlama gibi bir yönelim içerisinde olduğunda, çocuklar okullarda ‘başka bir hayat mümkün’ diyebilir. Okul bunun bir parçası. Diğer seçeneklerin üzerini çizip kız çocuğuysa özellikle sen ev kadını olacaksın, sen çocuk doğuracaksın, eşinin işlerini yapacaksın onun anne ve babasına bakacaksın demek, o kültürün hegemonyası altına sokmak ve onun önündeki seçenekleri yok etmek anlamına geliyor” dedi.

PİRAMİDİN EN ALTINDAKİ TOPLUMSAL KESİMLERİN ÇOCUKLARI İÇİN EĞİTİM ASKIYA ALINDI

Kurul, kız çocukları için eğitim hakkının bir tür askıda olduğu bir dönem olarak değerlendirdikleri uzaktan eğitim sürecinin yoksul ailelerin çocukları için, çocuk işçiler, mülteci çocuklar ve engelli çocuklar için de eğitim hakkının askıya alındığı bir dönem olduğunu ifade etti. Tarımda ve atölyelerde çalışan, bedeninin hak etmediği büyük ve yorucu işlerle karşı karşıya gelen çocukların sayısının arttığını söyleyen Kurul, “Kapitalizmin bu giderek ucu sivrilmiş piramidinin en altında kalan toplumsal kesimlerin çocuklarının karşı karşıya kaldığı eğitim hakkı ihlalleri. Çocukların karşı karşıya kaldığı okuldan kopuş hali hayattan kopuş hali anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

Kurul, uzaktan eğitimin kalıcılaştırılması değil, yüz yüze eğitimin koşullarının oluşturulması için ısrarcı olunması gerektiğini vurguladı ve aşı olmamış öğretmenlerin de bir an önce aşılanması gerektiğini dile getirdi. Kurul ayrıca öğretmen istihdamı artırılması gerektiğini, öğrencilere en az bir öğün yemek verilerek bağışıklıklarının düşmesinin engellenmesi ve okula ulaşım için ayrı bir toplu taşıma sistemi organize edilerek genel toplu taşımadan ayrılması gerektiğini belirtti.

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Milli Eğitim Bakanı Selçuk ‘Uzaktan eğitim artık k...

Uzaktan eğitimin yoksul aileler açısından bir çileye dönüştüğü, kız çocuklarının eğitimden alıkonuld...

Prof . Dr. Nejla Kurul: Uzaktan eğitim eşitliğe de...

Pandemide uzaktan eğitimi değerlendiren Prof. Dr. Nejla Kurul, dijital eşitsizliğin birkaç kardeşi o...

Uzaktan eğitimin bilançosu: Milyonlarca öğrenci eğ...

Eğitim Sen’e göre öğrencilerin sadece yüzde 15’i uzaktan eğitime katılabildi. OECD’ göre ise öğrenci...