Uluslararası Aile Fuarı: LGBTİ’ler ve ‘nikahsız’ birliktelikler hedefte

GÜNDEM

27 Haziran 2025 12:41

Uluslararası Aile Fuarı’nda yapılan açılış konuşmalarında LGBTİ'ler hedefe konulurken, nikahsızlık' ve 'zina' tartışması yeniden gündeme getirildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) iş birliğinde "Aile ve İyilik" temasıyla düzenlenen Uluslararası Aile Fuarı Ankara ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde başladı. Fuarın açılış konuşmalarında öne çıkanlar, LGBTİ’lere dönük düşmanca söylemler, “nikahsız” birlikteliklerin aile kurumuna zarar verdiğine dönük iddialar oldu.

Açılış konuşmalarında aileye dönük hemen her sözde ailenin “bir kadın ve bir erkekten” oluştuğu vurgulandı. Aile içinde kadın, erkek ve çocuklara yönelik roller net bir biçimde ifade edildi. Konuşmalar öncesi gösterilen sinevizyonda, annenin merhameti, baba adaleti, evlat masumiyeti temsil ettiği belirtildi. Ailenin, kadınların ve erkeklerin yaratılıştan gelen özelliklerini yani fıtratı koruduğuna ilişkin vurgular da konuşmalarda yer aldı. Bunun yanı sıra özellikle Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Başkanı İbrahim Turan’ın aile kurumunun kuruluşunu da, içeriğini de dini temellerde ele almasıydı.

'ZİNA' YENİDEN GÜNDEMDE

İlk konuşmayı gerçekleştiren Türkiye Diyanet Vakfı Başkanı İbrahim Turan, aile kurumuna dönük güzellemelerinin ardından bugün ailelerin karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerin “nikahsızlık, cinsiyetsizlik ve gayrı meşru birlikteliklerin var olması” olduğunu iddia ederken “zina” tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Turan’dan sonra konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise konuşmalarında aile kurumunun çeşitli uluslararası akımlar tarafından hedef alındığını ifade ederek LGBTİ’leri yeniden hedefe oturttu.

DEVLETİN EKSİKLİĞİNİ YURTTAŞ İYİLİKLE KAPATSIN

Mahinur Özdemir Göktaş kendi konuşmasında aile ve iyiliğin arasındaki bağlantıya ilişkin sözler sarf ederek Maraş depremlerinde de bu iyilik halinin temel alındığını söyledi; çocukların kendi biriktirdikleri paraları ve oyuncaklarını deprem bölgesine göndermesiyle övündü. Göktaş’ın övündüğü durum, devletin deprem öncesi ve sonrası yapması gereken görevlerini yerine getirmemesiyle birlikte kendi harçlığından feragat eden çocukların varlığı oldu.