“Bodrum’da elleri kelepçeli, başına poşet geçirilmiş şekilde ölü bulunan Kristina Novytska’nın ölümündeki sır perdesi aralanmaya başlandı. Kristina Novytska’nın büyük bir ihtimal intihar ettiği öğrenildi”. Bu haber Yeni Şafak gazetesinde yayınlandı. Gazetenin sosyal medya hesaplarında paylaşıldı.
Cümlelere bakınca intihar olmayacağı anlaşılan bir kadın cinayetinin büyük ihtimalle intihar diye ilan edildiğini görüyoruz. Bir tahminin haber yapılması, “büyük ihtimalle intihar” denilerek ilk bakışta bile intihar olmayacağı görülebilen bir olayda masumane bir şey kabul edilebilecek bir durum değil.
Muhtemelen yine bir kadının ölümünü intihar diye kapatacaklar. Nadira Kadirova dosyasının nasıl kapatıldığını hatırlayalım hep birlikte. AKP’li vekilin evinde ölü bulunan bu göçmen kadının dosyası kapatıldı, ölümünün arkasındaki sır perdesi Yeni Şafakçıların istediği gibi oldu…
Bir kadının cinayet olduğu her halinden belli olan biçimde ölümü üzerine böyle bir haber yapabilmek, kadına yönelik şiddete dair yıllardır dediğimiz her şeyin özeti aslında. Medyanın kadına yönelik şiddet haberlerini “Çılgın aşık” “sinirli koca” “aldatan kadın” başlıkları ile verişinin tanıklarıyız hepimiz.
Eşitsizlik üzerine kurulan tüm bir toplumsal hayatın sonuçları bunlar. Medyanın, politikacıların, devleti yönetenlerin, kolluk kuvvetlerinin, yargının, konu komşunun herkesin her şeyin bakışı ve politikası böylesi bütünlüklü. Dört bir yandan devam eden ve kadınları sıkıştırıp hareketsiz bırakmayı amaçlayan sarmal…
O yüzden dün Gülistan Doku’nun bir yıldır kayıp olan genç bir kadının nerede olduğunu sormak isteyen Ankaralı kadınlara polis saldırıyor. Gülistan nerede diye sorulmasına tahammül edilmiyor. Düşünebiliyor musunuz? 18 tane kadın bu konuya dair sadece ve sadece bir basın açıklaması yapmak istedikleri için polis saldırısına uğrayıp gözaltına alındı.
Polis, kadınlar kayıp bir kız kardeşlerini sormasın diye saldırıyor, medya büyük bir ihtimalle intihar diye haber yapıyor, yargı kadına yönelik şiddette erkekleri korumaya kadınları suçlamaya devam ediyor, siyasal iktidar İstanbul Sözleşmesinden kurtulma hesapları yapıyor…
CİNSEL SALDIRI DOSYALARINDA POLİSİN YAKLAŞIMINA DAİR DİZİ: UNBELİEVABLE
Unbelievable isimli bir dizi var. Mini bir dizi sekiz bölüm. Pandemi koşullarında evdeki her türlü yükün ve geçim sıkıntısının ağırlığından fırsat bulabilirseniz izleyin derim. ABD’de geçen dizi, tecavüze uğrayan kadınların polisle, çevreleriyle, hayatla imtihanlarını anlatıyor.
Çok ipucu vermemeye çalışacağım ama başta belirteyim olacak ne yazık ki. Koruyucu ailelerle büyümüş kimsesiz, tek başına ayakta durmaya çalışan genç bir kadına gece evine giren birinin tecavüz etmesinin ardından kadının evde yerde bir köşede otururken ifadesinin polis tarafından alınması ile başlıyor dizi. Kadına öyküyü defalarca anlattıran polisler, durumu anlamaktan uzak muayene edenler, ona inanmadığı belli olan koruyucu anneler, hemen genç kadının yaşadıklarını hissettiriyor izleyene. Genç kadına inanmayan polislerin baskı ve berbat tutumları sonrasında kadının şikayetini geri çekmesi ve hatta yalan ifade vermekten suçlanıp, yargılanmasına kadar giden bir süreç, kadının neler yaşadığını, nasıl yalnız ve zor bir hayata itildiğini çok çarpıcı anlatıyor.
Dizi bunları anlatırken birden dört yıl sonrasına gidiyor. ABD’nin başka bir şehrinde aynı biçimde bir kadın tecavüze uğruyor, sonra başka kadınların da yıllar içinde tamamen aynı yöntemler kullanılarak tecavüze maruz kaldığı ortaya çıkıyor. Aynı erkek şehir şehir gezerek kadınlara cinsel saldırıda bulunuyor. Fail yakalandığında verdiği ilk ifadede seri tecavüzcü olmasını şöyle açıklıyor; “ilk olayda her yerde delil bıraktım, beni bulmaları için her şeyi yaptım, ama bulmadılar, beni yakalamalarını bekledim gelmediler, sonra anladım ki devam edebilirim…”
Cinsel saldırı dosyalarına polisin yaklaşımını çok iyi anlatan dizi, cinsiyetçi bakış açısının tecavüzcülere nasıl izin verdiğini, kadınların bu sayede nasıl zarar görmeye devam ettiğini çok iyi anlatıyor. Nitekim şikayetini geri almak zorunda bırakılan genç kadına da tecavüz edenin bu erkek olduğunu anlıyoruz.
Tecavüzcü erkek iki kadın polisin olağanüstü çabası ile bulunup, yakalanıyor, ancak görüyoruz ki başka yerlerde bu yapılmıyor ve sistem bu şekilde çalıştığı için, cinsel saldırılar sürüyor şiddet her yönüyle devam ediyor.
Merak edenler olursa diye daha fazla anlatmayayım diziyi, lakin kadınlara yönelik şiddetin kadınları her açıdan her biçimde koruyacak bir mekanizma olmadığı sürece sona ermeyeceğini göstermesi açısından dizi çok çarpıcı. Polislerin, yargıçların, savcıların, uzmanların, sağlıkçıların iyi ya da kötü olmasına, işlerini yapıp yapmamalarına kalındığı bir ortamda kadınlar şiddet mağduru olmaya devam ediyor. Bunu bir kez daha görmüş oluyoruz.
TALEBİMİZ NET!
Velhasıl Türkiye’de de dünyanın her yerinde de durum aynı. Şiddet kadınların hayatından cinsiyetçi ve eşitlikten yoksun sistem nedeniyle çıkmıyor. Bu sistem kurulmadığı sürece de devam edecek.
O nedenle her birimiz her kadın cinayetinde bu mekanizmadan söz ediyoruz. Kadınları korumayan ve şiddete daha da açık hale getiren mekanizmayı kurmayan siyasal iktidara sesleniyoruz.
Korkmadan sokaklarda özgürce dolaştığımız, işimize güvenle gidip geldiğimiz, nasıl yaşadığımıza, nasıl giyindiğimize, ne yaptığımıza kimsenin karışmadığı ve saygı duyduğu, özetle dünyanın eşit bireyleri olduğumuz bir hayat istiyoruz. Bu kadar basit, bu kadar net…
Son sözü diziyle bitireyim, her şey olup bittikten sonra, genç kadın, kadın polislerden birini arayarak; “yaşadıklarımdan sonra ülkenin diğer ucunda beni kollayıp koruyan birilerinin olduğunu öğrenmek, sizin varlığınızı bilmek her şeyi değiştirdi benim için” diyor…
Bütün yaşadıklarımıza karşın ülkenin dünyanın dört bir yanında biz kadınlar birbirimizin varlığını hissediyoruz ve bu sayede yola devam edip, mücadele edebiliyoruz. Bu sayede de değiştireceğiz zaten bize yaşatılan bu kâbusu.
Fotoğraf: Evrensel/Netflix
İlgili haberler
Hepimizin ortak hikâyesi: Unbelievable
Nereden bakılırsa bakılsın ince bir konu bu cinsel saldırı konusu. Unbelievable dizisi kadınların ha...
GÜNÜN DİZİSİ: Unbelievable
Genç bir kadının tecavüze uğradığına dair yalan söylemekle suçlanmasından yıllar sonra iki kadın ded...
Şiddete karşı filmler
25 Kasım yaklaşırken birlikte izleyip birlikte konuşabileceğimiz filmlerden bir liste hazırladık
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.