Sevda Karaca İzmir’de işçi ve emekçi kadınlarla buluştu
EMEP Milletvekili Sevda Karaca 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi işçi ve emekçi kadınlarla buluştu: "Kadınların varlığının yok sayıldığı bir düzende, tüm ezilenler şiddete açık hale gelir."

Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi işçi ve emekçi kadınlarla buluştu. Buluşmaya sendikalaşma mücadelesi veren Temel Conta ve DIGEL Tekstil işçileri, işe dönme mücadelesi veren Kent Aş. İşçileri, belediye işçileri ve sağlık, eğitim, büro işkollarından kadın emekçiler katıldı.

ŞİDDETİN NEDENLERİ DERİNLEŞİYOR

Kadın mücadelesinin bu 8 Mart'ta önceki yıllardan farklı bir noktada olduğunu belirten Karaca, "Ne kadar gündem ve mücadele olursa olsun, kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Çünkü şiddeti ortaya çıkaran nedenler derinleşiyor. Kadınların varlığının yok sayıldığı bir düzende, tüm ezilenler şiddete açık hale gelir. Çocuğa yönelik şiddet ve istismar da bununla bağlantılı. Sokak hayvanlarına da aynı kaynaktan resmi bir şiddet yönelebiliyor. Bu yasa en güçsüz görüleni hedef haline getirmenin araçlarından biri oldu" dedi.

Sokakları güvensiz hale getiren bir düzeneğin olduğunu ifade eden Karaca, "Düzen, 'Senin tek sığınağın ailen' diyor. Ama o ailelerin içinde de şiddetin arttığını, geçim derdi arttıkça kavgaların büyüdüğünü görüyoruz. Ailenin de altını boşaltıyorlar. İşçilerin direnişe çıkma nedenlerinin en önemlilerinden biri çocuklarını görememeleri" dedi.

KADINLARIN SESİ DİRENİŞTE YÜKSELDİ

İktidarın bu yılı “aile yılı” ilan ettiğini hatırlatan Karaca, " Eşitlik temeline oturan aşkla, sevgi ile kurulduğunda aile önemli. Ama ‘aile yılı’ ilanının başka sebebi var. Devlet, eğitimden, sağlıktan, sosyal politika ve sosyal hizmet alanından elini çekti. Buralarda orman kanunu geçerli. Bu da hem hizmet veren hem de yararlanan için eziyet oldu. İktidar kadına, ‘Sen bu işleri üstleneceksin, iyi bir anne isen yapacaksın’ diyor. Şimşek programı ile o evin çatısı emekçinin üzerine çökmesin diye 'Sen o çatının kolonu ol' diyor. Kadınlar ise sesini direnişlerle yükseltti" dedi.

Bugün ses çıkarmak isteyen, arayış içinde olan, bir şey yapmak isteyen kadınların sayısının artmış olduğunu ifade eden Karaca, "Örgütlü olmayı başaranlar olarak buradayız. Şiddete, istismara yoksulluğa adaletsizliğe yeter diyen kadınları nasıl çoğaltacağız.” dedi.

Karaca, "Sizi diri tutacak bir örgütlülüğünüz yoksa direniş bitince hayat sizi geri çeker.

Sendikalı olmak kadın işçiler için hayat memat meselesi. Kadınların hayatta eşitlik, ekmek, huzur, güvence kazanabilmesi için sadece sendikalı olması yetmeyecek. Başka mücadele araçları gerekli. Bu hayatın böyle gitmeyeceğini deneyimlemiş arkadaşlar olarak sizi bir arada tutacak, sendika dışındaki araçlara da ihtiyaç var” dedi.


TALEPLERİMİZ ORTAK

Buluşmada işçi ve emekçi kadınlar da söz aldı. Temel Conta işçisi Cahide, 13 yaşında çalışmaya başladığını ve 15 yıl ara verip çocuklarını büyüttükten sonra tekrar çalışmaya döndüğünü anlatarak, “Buradaki birliği, örgütlenmeyi görünce ‘Burada olmalıyım’ dedim. Fabrikalardaki yalakalardan kurtulmak, emeğimizin karşılığını almak, görülmek istiyoruz. Patronlar bize bağırmayı biliyorlar ama bir teşekkür etmiyorlar. Mücadele kadın için her yerde var." dedi.

Söz alan başka bir işçi ise, “5 yıllık işçiyim. Çocuklar büyüdü okul masrafları arttı. Çalışmaya başladım. Dışarıdan göründüğü gibi değilmiş. 50 yıllık firma dedim ama farkı yok. Büyük makineler var ama hep bizim gücümüzle çalışıyorlar” dedi.

Temel Conta işçisi Sinem, işçilerin hepsinin aynı sorunları yaşadığını dile getirerek, "Bize 20 yıldır 'Biz bir aileyiz' deniyor. Diğerlerine de öyle. Patronların ismi değişiyor. Koşullar aynı. Hepimizin talepleri aynı. Biraz daha sesini duyurmak gerekiyor, herkes bir şey yapma derdinde" dedi ve asgari ücret almalarına rağmen patronlarının üçüncü fabrikasını açtığını söyledi.

‘SAĞLIKTA ADETA PARÇA BAŞI İŞ YAPIYORUZ’

Sağlık emekçisi Hülya Ulaşoglu sağlıkta parça başı iş yapar duruma gelindiğini belirterek, "Yapılan ameliyat ve bakılan hasta sayısı üzerinden para alınıyor. Belirli bir kotaya ulaşınca ek ödeme alıyoruz. Gece çalışıyoruz, hatta bazen 24 saat çalışıyoruz. Robot gibiyiz" dedi. Sağlık emekçisi kadınların 8 Mart taleplerini dile getiren Ulaşoğlu, “Gerçekten derdi olan kadın sokağa çıkamıyor. Ama bunu kırmamız lazım, sokağa çıkmamız lazım" dedi.

Eğitim emekçisi Özlem, eğitimde ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmenler arasında rekabetin körüklendiğini ifade etti. Okullara ödenek gelmediğini söyleyen Özlem, “Para toplama vs. gibi nedenlerle eğitimcilerle veliler karşı karşıya geliyor. Veliler açısından da bizim açımızdan da örgütlü olmak önemli. Üç beş kişiyiz diye bakmamak lazım. 8 Mart’ta sorunlarımızı ve taleplerimizi ifade etmeliyiz, alanlara taşımalıyız" dedi.

HAMİLE KADINLARA PERFORMANS BASKISI

Direnişteki Kent Aş. işçilerinden Esma da 18 yaşından beri çalıştığını dile getirerek, “Kadının ekonomik bağımsızlığının olması gerekir. Ancak bu da zor. Bu iktidar kadını daha çok sömürülüyor. 204 gündür mücadele veriyoruz. Demek ki yapılabiliyor ama neden daha önce farkına varmadık diye düşünüyoruz. Direniş bana çok şey kattı” dedi.

İşten atılan DIGEL işçisi Yeliz, iki yıl önce EYT'den emekli olduğunu, oğluna iyi bir gelecek kurmak için çalışmaya devam ettiğini dile getirdi. Yeliz, “Haksızlık vardı. Sendikalaşmaya öncülük yaptığım için işten atıldım. Ben arkadaşlarım için direnişe devam edeceğim. Duyarlı olacağım" dedi. DIGEL işçilerinden Rümeysa, kadın işçilerin sorunlarına dikkat çekerek, “Hamile kadınlardan da diğer kadınlardan da aynı performans isteniyor. Kadın olduğumuz için daha fazla baskı görüyoruz” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül