Seçim öncesi eylemden eyleme, mitingten mitinge koştun. Pazar günkü seçim sabahı sandık başına, akşam sandık peşine gittin. Gecenin bir yarılarına kadar ya seçim kurulundaydın ya da televizyon karşısında. Yetmedi, pazartesi sabahı yorgun argın siyasilerin açıklamalarını, seçim analizlerini okudun, dinledin. Hatta belki yemek yemeğe bile fırsat bulamadın. Ama hayat devam ediyor. Ev tam takır kuru bakır. Yani pazar yolu gözüktü. Kısaca "Aç bu çocuk, aç" (Yeni doğum yapmış annelere sevgilerimi gönderiyorum)

2 KAP YEMEK PİŞSİN

Ben de tam olarak böyle dedim ve 21 aylık oğlanın elinden tutup pusetini de pazar arabası yapmak suretiyle pazara gittim. Amaç; evde iki kap yemek pişsin, çocuk aç kalmasın, benim tansiyon düşmesin falan. Öyle portakallı pekin ördeği, dut yaprağında marine edilmiş levrek yapacak değiliz. Altı üstü iki sebze bir meyve alıp geleceğiz. Ne olabilir, ne kadar tutabilir ki? Yok, o iş öyle değil, çok tutuyor. Hem de çok.

PARANIN 3'TE 4'Ü BAŞLAMADAN BİTTİ

Pazara girerken önce kahvaltılıklardan başlayalım dedim. 24 liralık peynir, 22 liralık zeytin aldım. Bir de kendime kıyak geçtim, 12 liradan güzel bir kaşar loru aldım. (Zaten paramın 4'te 3'ü bitti)

Ee yemek yapacağız sonuçta, soğansız, domatessiz yemek olur mu? Soğan 7 lira. Domates 2.5-6 arası değişiyor (Ben 3 liralıktan aldım) Soğan alınca patates de alacaksın tabi, 4 -7 lira arasında. (Daha ana yemeğe gelmeden parayı bitirdim)

Azcık da sebze alalım dedik. Dolmalık biber 8, taze fasulye 7, börülce 12 lira. En ucuzu kabak ve patlıcan, 3 lira. (3 lirayı görünce abandım kabağa tabii)

Ana yemeği yaptık, yanına bir de salata yapalım derseniz yandınız. Göbek marul 5 lira. Maydanoz, dereotu, taze soğan 2-4 lira arasında değişiyor. Ancak üzerine limon sıkmayın bence. Çünkü limonun tanesi 1 lira. (Ama yalan olmasın, bir yerde 10 tanesi 7 liraya gördüm)

Yemeği yedik, üzerine meyve almak lazım. Enteresandır en ucuz şey meyve. Muz 8, kiraz 5, siyah erik, şeftali ve nektari 3 lira. Karpuzu 12'ye, kavunu da 7 liraya aldım.

"YAV HE HE, SENSİN SEN"

Gelirken hesap yapmaya çalıştım, kötü günler için cüzdanımda duran parayı bile harcamıştım. Üstelik daha bakliyat, un, pirinç gibi temel maddeleri almadan para bitmişti bile. (Onlar da zaten ithal ama o başka bir konu) Ama olsun. Sonuçta ekonomi şahlandı, büyüme rakamları olağanüstü güzel geldi, milli gelir arttı, Almanya bizi kıskandı ve ülkeye yeni bir umut doğdu. Koca koca "ekonomist"ler televizyonda yalan mı söyleyecek yani. "Birileri bu insanları pazara götürsün" diye düşünürken aklıma geldi annemin çok sevdiğim sözü "Tamam, kes, haklısın, o dediğinden iki kilo..." Bir de bunun Dersim versiyonu var "Yav he he, sensin sen".

Batıkent pazarından kadınlar: ‘Patates artık dolardan pahalı’