Özak direnişine tutunan 3 kız kardeş: Evin ekmeğini getiren direnişe çıktığında...
Özak Tekstil’de direnişinin öncülerinden bir kadın. İki kız kardeşiyle yaşıyor. Evin geçimi onun sırtında. Ve direniş aynı zamanda üç kız kardeşin hayata tutunmasının da hikayesi.

Özak Tekstil direnişi… Baskılar, tehditler, kötü çalışma koşulları, sendika seçme hakkına engel ve son raddede bir kadın işçinin işten atılmasıyla başlayan işçilerin eylemi. Özak direnişinde kadın işçilerin var olma mücadelesine çoğu zaman direniş alanından duyurdukları sesleriyle şahit olduk. Birçok direnişte olduğu gibi kadınları Özak işçilerinin mücadelesinde de her koşula rağmen en önde gördük. İşte o mücadelenin en önünde olanlardan Özak Tekstil işçisi bir kadınla görüşüyoruz. İsmini veremiyoruz kimi güvenlik kaygılarından dolayı. Şimdilik kendisine Rojbin diyelim.

Direniş alanındaki havayı soluduk, oradan gelen haberlerle günbegün soluyoruz da. Direniş alanının dışında, işçilerin bu hak arama mücadelesi yaşamlarına, evlerine nasıl yansıyor? İşçiler direnişten kalan zamanlarında neler yaşıyor? Direnişin tam 40. gününde Rojbin’in 2 oda 1 salon evine konuk oluyoruz. 3 kız kardeşi ve yeğeniyle birlikte yaşıyor. Anneleri kanserden dolayı hayatını kaybetmiş, tedavisi için ise elde avuçta ne varsa satmışlar. Babası ise çok yaşlı. Normalde evin geçimini ise şu an direnişte olan Rojbin sağlıyor.

Geçim sıkıntısının direnişteki işçilerin üzerinde nasıl baskı unsuruna dönüştüğünü ablalarının “Rojbin direnişini bıraksan mı?” sorularında ve Rojbin’in “Ailem ne olur bunca zaman çalışmazsam?” ifadelerinde görüyoruz. Tüm bu ekonomik kaygılara, aile baskısına, patronun direnişi kırmak adına tazminat ısrarına rağmen 40 günü aşkındır direnen Rojbin, mücadelesini sürdürmekte ısrarcı: “Ne olursa olsun direnmeyelim, şu anki durumdan daha kötü olmayacak.” Ablaları bazen baskı da yapsa, direnişin yegane kazanım olacağını bildiklerinden direnişini destekliyorlar kız kardeşlerinin.

Madde bağımlılığından dolayı cezaevinde olan bir erkek kardeşleri de var. Ona düzenli olarak para yollamaları gerekiyor. Büyük ablası söze giriyor: “Annem öldükten sonra kardeşlerime hep ben baktım. Çocukların bakımı, evin temizliği, yemeği… Herkes bana neden evlenmediğimi soruyordu, ben onları yalnız bırakmak istemedim. Dün cezaevinden kardeşim aradı. Para istedi. 200-300 lira bir şey gönderiyoruz, yetmiyor. Yiyecek alırken bile yetmiyor. Şimdi Rojbin direnişte. Ne yapacağız diye diye 40 günü devirdik. Bazen ona baskı yaptık, tazminatını alması için. Çünkü Rojbin direnişteyken çok zorlandık. Faturalar gelmiş, ayıptır söylemesi komşudan 300 lira aldım da pazara gittim geçen gün. Bir şey de alamadım. Bir kilo domates 25 lira. Su faturası 500 lira, elektrik faturası 850… Fırından fiş almıştım, fişler bitti. Geçen gün eleman borçlarımızı sordu. ‘Birkaç gün sabredin, direniş bitince borcunuzu ödeyeceğim’ dedim. Bizden daha kötü durumda olanlar var direnişte” diyor.

EVDE DE İKNA MÜCADELESİ

Rojbin’in bir ayı aşkındır direnişte olması kardeşler arasında zaman zaman tartışmaya yol açsa da en sonunda mücadeleyi sürdürme noktasında ortaklaşıyorlar. Rojbin’in bir çocuğu olan, boşanma aşamasındaki ablası konuşuyor bu kez direnişten konu açılınca: “Biz ilk başta desteklemedik Rojbin’in direnişe çıkışını. Sebebimiz de evde bir tek Rojbin’in çalışıyor olmasıydı. Sonra dedik ki ‘Haklarını vermiyorlar, baskılıyorlar, çık tabii ki.’ Komşular her gün soruyor ‘Direniş ne oldu?’ diye. Biz de kazanmalarını istiyoruz. Çocuk olmasa biz üç kız kardeş dayanabiliriz daha fazla. Akşamları kızımın altını bağlıyoruz, bez bulamıyoruz. Geçen gün çocuk için komşudan bir paket süt aldık. Onu bile marketten alamadık. Direniş boyunca zorluk çektik, çekiyoruz. İnşallah kazanırlar. Yazık bu millete.”
Rojbin tüm direniş boyunca direniş alanında verdiği mücadelenin yanı sıra evde de bir mücadele vermiş. Ablaları her ne kadar direnişi destekleseler de ekonomik kaygılarla yaptıkları baskılara karşı Rojbin, “Ben bir ay boyunca direndim, direnmeye devam edeceğim” diyor. İki ablasını da ikna ediyor.

‘BÜYÜK İNSANLAR PATRONUN ARKASINDA DURMASAYDI BÖYLE OLMAZDI’

Büyük ablası, “Rojbin’in telefon faturası gelmişti daha ödeyemedik. Ben ona dedim ki iptal edelim şimdilik, ödeyecek durumumuz yok. Bakalım bu direniş sonuçlanırsa ne olacak. Büyük insanlar bu patronun arkasında durmasaydı böyle olmazdı. Tazminat da bizi bir yere kadar götürür. O bitince ne yapacağız?” diyerek aslında tazminatın bir çözüm olmadığını, direnişe bu yüzden önem verdiklerini söylüyor. “Bir yandan direnişi düşünüyorum, bir yandan kendi durumumuzu” diye yaşadıkları zorlu durumu ortaya koyuyor.

‘DİRENİŞLE ÜZERİMDEN YÜK KALKTI’

Rojbin ise eyleme çıktıkları günden bu yana üstünden büyük bir yük kalktığını ifade ediyor. “Nasıl bir yük?” diye sorunca ise “Şimdiki durumum fabrikadakinden daha kötü değildi. Bize çok şey kattı direniş. Özgürlük, insanın kendi hakkını arayabilmesi gibi... ‘Ben bunu başarabilir miyim?’ diye sordum kendime. Dedim ki ‘Ne olursa olsun arkadaşlarım dışarıdayken ben de çıkmalıyım.’ Pişmanlık hissettim mi? Etmedim. Bunca arkadaşım varken bir tek ben açlıktan ölmeyeceğim” yanıtını veriyor.
Direniş boyunca Rojbin evde her gün kız kardeşleri tarafından nasıl heyecanla beklenildiğini de anlatıyor. Komşular bile “Ne oldu çıkmadı mı sonuç?” diye gördükleri her yerde soruyorlar. Küçük ablası, “Rojbin her gün bir şekilde geliyordu eve. Direnişte çok zorluklar çekti. Her gün müdahale ediyorlardı onlara. Bir gün geldi, ıpıslaktı. Askerler su sıkmış” diyor.

Fotoğraf: Dilan TEMİZ/Evrensel

İŞSİZLİK VE GÜVENCESİZLİK KISKACINDA NE YAPALIM?

Direniş boyunca ablaları geçimlerini sürdürebilmek için iş aramışlar ancak başarılı olamamışlar. İş bulma serüvenlerini bizimle paylaşıyorlar.
-Büyük ablası: “Komşumuz çırçır fabrikasına gidiyordu. Ayağı o fabrikada makineye sıkıştı. Komşular gitme dedi. Allah korusun bir elin, bir ayağın gitse sen ne yapacaksın, kim bakacak kardeşlerine? Ben de korktum, gitmedim.”
-Küçük ablası: “Komşular zeytin toplamaya gidiyorlardı. Sordurdum, yer varsa ben de geleyim dedim. Ama yer yokmuş. Haber bekliyorum. İş yok ne yapalım?”

ÜNİVERSİTE HAYALLERİ GEÇİM DERDİNİN ALTINDA KALMIŞ

Rojbin, Özak Tekstil’de çalışmadan çok önce atılmış işçiliğe. 7 kardeşten küçükleri olmasına rağmen hayatının hep zorlukları aşma çabası içerisinde geçtiğini anlatıyor. Öyle ki ekonomik durumlarından ötürü üniversiteye devam edemediğini söylüyor: “Kendi imkanlarımla okudum. Lisedeyken bir çeyiz mağazasında çalışıyordum. Sabah okula, okuldan sonra da çeyiz mağazasına gidiyordum.” Ancak mağazada çalışmak da yetmeyince üniversiteye her ne kadar istese de gidememiş, bir çorap fabrikasında işe girmiş. Daha sonra Özak Tekstil’de çalışıyor Rojbin. Tam 8 yıl orada çalıştıktan sonra tartışmalar ve baskılar üzerine ayrılmış ve işsizlik maaşıyla geçinemediğinden tekrar Özak Tekstil’de çalışmaya başlamış.

‘KADINLARI, MECBURİYETLERİNİ KULLANARAK EZİYORLAR’

Özak’taki çalışma koşullarını anlatırken harareti artıyor. Yaşananların kabul edilemez olmasının öfkesini ve haklılığını taşıyor yüzünde: “Ufacık bir hata yapınca ‘Sen aptal mısın, sen balık hafızalı mısın, sen bunu nasıl görmüyorsun, elin ayağın yok mu?’ diyorlardı. Halbuki ben gece 2’ye 3’e kadar mesaiye kalmışım, görmemem normal. Kadınları, mecburiyetlerini kullanarak eziyorlardı. Sabahın çok erken saatlerinden geceye kadar çalışıyorduk. İki vakit de karanlık. Hastane için bile zor izin alıyordum. Bizi tehdit ediyorlardı. Öz İplik-İş çalışanları savunmuyordu. Bir kadına ‘Sen bu eşarbı takmayı hak ediyor musun?’ bile diyorlardı.”

‘DAYANIŞMA BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’
Özak direnişine tutunan üç kız kardeş, bu direnişin kazanımla sonuçlanmasını istiyor.
Rojbin: “Bu direniş bir an önce sonuçlansın. İşimizin başına geçip çalışmak istiyoruz. Daha iyi koşullarda çalışmak için direnişteyim. Biliyorum ki ev benim elime bakıyor. Çalışmak için okulu bile bıraktım.”
Büyük ablası: “Çoluk çocuğu olan insanlar var. Bizden daha kötü durumda olanlar var. Ben o yüzden herkes için kazanmalarını istiyorum.”
Rojbin: “Gelen destekler ve dayanışma bizim için çok önemli. Bu kadar destek geleceğini de tahmin etmiyorduk. Daha güçlü olmamız ve daha da direnmemiz gerektiğini hissettirdi. Diğer işçiler de takip ediyor bizi. Bizim kazanmamızı bekliyorlar. Direniş boyunca Milletvekili Sevda Karaca da çok destek oldu.”

Manşet fotoğraf: Rojbin'in ablası (Dilan Temiz/Evrensel)

İlgili haberler
Özak Tekstil işçisi kadınların var olma mücadelesi...

BİRTEK-SEN üyesi bir kadın işçinin işten atılmasıyla başlayan ve yaklaşık 1 ayı geride bırakan Özak...

Özak Tekstil işçileri: Sendikanın ne olduğunu dire...

Özak Tekstil işçileri, sendikanın ne olduğunu direniş sürecinde öğrendiklerini, ulusal ve uluslarara...

Özak direnişinde 1. ay | 'Hakkımızı alana kadar bu...

Özak direnişi 1. ayına girdi. İşçiler, devletin ve Özak patronunun tüm engelleme girişimleri ve bask...