Pazar günü İstanbul’da 21.’si, İzmir’de 11.’si gerçekleştirilen Onur Yürüyüşlerine katılan LGBTİ’ler kötü muamele ve işkenceyle gözaltına alındı. İzmir’de yürüyüş esnasında, İstanbul’da ise pek çok semtte bekleyen çok sayıda polis eylemden çıkanları gözaltına aldı. İzmir’de en az 50 kişi gözaltına alınmasına rağmen basın açıklaması İzmir Barosu’nda gerçekleştirildi, İstanbul’da gözaltına alınan 113 kişi ifade ve işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. İstanbul’da polisin eylem sonrası cadı avına çıkmasını ve İzmir’deki sert müdahaleyi SPoD Hukuk ve Adalete Erişim Koordinatörü Avukat Sena Yılmaz ve İzmir Barosu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Zöhre Dalkıran değerlendirdi.

‘EYLEM ÇIKIŞI GÖZALTI YAPILMASINA RAĞMEN 2911’E MUHALEFETLE SUÇLANDILAR’

Gözaltına alınanların yürüyüş ve basın açıklaması bittikten alındığını ifade eden Sena Yılmaz, “Ama suçlama 2911 sayılı kanundandı. İnsanlar kafelerden, marketten çıkarken alındılar. Gözaltılar arasında çocuklar ve yabancılar vardı. İşkence ve kötü muamele vardı; eyleme gitmemiş, ikametgahı orada olan insanlar gözaltına alındı. İnsanları kendilerini fiziksel olarak ifade ediş biçimlerine bakarak topladılar” dedi.

Gözaltına alınanların ters kelepçeli olduğunu vurgulayan Yılmaz, yaşanan kötü muameleyi “Hastane kontrolünde polis eşlik etmişti. Çoğu darp edilmişti, hastanede dikiş atılan arkadaşlarımız vardı. Sözlü ve fiziksel taciz, kötü muamele ve küfürler araç içinde devam etmiş. Müvekkillerimiz ifadeden çıktıktan sonra hastaneye giderken de işkence gördüklerini ifade ettiler” diye anlattı.

‘NE YAPARLARSA YAPSINLAR LGBTİ+’LARI DURDURAMIYORLAR’

Yılmaz insanların durdurularak üzerinde gökkuşağı arandığını, bunun hukuki dayanağının olmadığını söyledi. 18 Haziran’da gerçekleşen Trans Onur Yürüyüşü sonrasında bir avukatı çantasında gökkuşağı bayrağı olduğu için ifadeye almak istemediklerini ve çantayı bırakmasını söylediklerini hatırlatarak gökkuşağının bir suç objesine dönüştüğünü ekledi.

Bunların sebebinin korku olduğunun altını çizen Yılmaz, “LGBTİ+’ları ne kadar engellemeye çalışsalar da bunu başaramıyorlar. Nefreti körüklüyorlar, şiddeti artırıyorlar ama bu örgütlenmeyi durdurmayı hiçbir zaman başaramıyorlar. Dün de her yeri kapattılar, fakat yine Nişantaşı'nda toplanıldı ve yürüyüş yapıldı” dedi.

‘CUMHUR İTTİFAKINDAN ALDIKLARI CESARETLE BUNLARI YAPTILAR’

İzmir Barosundan biri yönetim kurulundan 4 avukatın gözaltına alındığını söyleyen Zöhre Dalkıran yürüyüş başlamadan önce emniyetle görüştüklerini aktardı. Dalkıran yaşananları, “Valiliğin verdiği yasak kararının yasaya uygun olmadığı, yurttaşların basın açıklaması yapmasının sağlanması için emniyetle görüştük. Hak ihlallerini izlemek için alanda hazır bulunacağımızı ilettik. ‘Yapacağımız her şeyi yetkilerimiz çerçevesinde yapacağız’ dediler ama müdahaleyi tahmin ettiğimizden bile sert yaptılar. İşkenceye varacak şekilde gözaltı işlemleri uyguladılar” diye anlattı.

Kelepçenin bir milyoncudan alınabilecek kablolar olduğunu, ters kelepçelerin çok sıkıldığını ve parmağı kırılan biri olduğunu anlatan Dalkıran, polislerin her türlü hukuku ihlal ettiğini ifade etti. Hak ihlallerini tutanaklara geçirdiklerini ve takipçisi olacaklarını söyleyen Dalkıran, “En gerici ittifak olan Cumhur İttifakı’nın kendini ifade etmek isteyen LGBTİ+ ‘lara yönelik düşmanca tutumundan aldıkları cesaretle böyle sert müdahalede bulunduklarını düşünüyorum” dedi.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Ekmek ve Gül