Milyonlarca çocuk 23 Nisan’ı zor koşullarda karşılıyor: Çocuklar aç, yoksul, işçi
Ortaöğretime giden her 5 çocuktan biri eğitimini tamamlayamıyor. Peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerini her gün tüketemeyen çocukların oranı yüzde 42.2. Çocuklar 23 Nisan’ı yoksullukla karşılıyor.

85 milyonluk Türkiye nüfusunun 22 milyonunu çocuklar oluşturuyor. Milyonlarca çocuk kendilerine armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ağır koşullar altında karşılıyor. TÜİK’in paylaştığı resmi verilere göre milyonlarca çocuk yoksulluk girdabında. Eğitime erişimde sorun yaşayan çocukların oranı hâlâ kabul edilemez düzeyde. Yüz binlerce çocuk yaşadığı yoksulluk nedeniyle okul yerine işe giderken; derin yoksulluk çocukların beslenme biçimlerine de yansıyor.

‘ÇOCUKLAR UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR’

Ekonomik krizden en çok ve en derin şekilde çocukların etkilendiğini ifade eden FİSA Çocuk Hakları Merkezinden Ezgi Koman, “Krizle haneye giren gelir miktarı düşüyor. Bu durum da ister istemez çocukların çalıştırılmasına yol açıyor” diyor. Çalışan çocukların eğitimden de uzaklaştığına değinen Koman, sermayedarların ise çocukları ucuz iş gücü olarak gördüğünü ifade etti.

Çocuk işçiliğinin engellenmesinde sorumluluğun devlete ait olduğunu söyleyen Koman, “Devlet çocuk işçiliğini önlemek istiyorsa öncelikle etkili politika üretebilecek sağlam bir veriye sahip olmalı” önerisinde bulunurken TÜİK’in altı yılda bir açıkladığı çocuk işçiliği anketi sonuçlarının 2 yıl gecikmeli paylaşıldığına dikkat çekti.

Devletin uyguladığı politikalarla çocuk işçiliğini önlemek yerine sermayenin çocukları kullanmasını engellemediğini ve hatta önünü açtığını vurgulayan Koman “Bugün meslek liseleri bilinçli olarak sanayi bölgelerinde açılıyor, meslek liselerinde çocuklar çok az paralara ‘staj’ adı altında uzun saatlerde çalıştırılıyor. Bu durum devletin sermaye ile uzlaşı içinde olduğunu gösteriyor” dedi.

İKİ ÇOCUKTAN BİRİ OKULA GİDİYOR

Yoksulluk nedeniyle çocukların temel ihtiyaçlara erişiminde dahi sorun yaşandığını söyleyen Koman, “Çocukların spor, sanat gibi kendilerini geliştirebilecekleri etkinliklere katılmaları olanaksız hale geldi. İki çocuğun okul masrafını karşılayamadığı için tek çocuğunu okula gönderen aileler var. Ebeveynler okula giden çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor. Okul beslenmesi büyük bir sorun” dedi. Beslenme sorununun deprem sonrası derinleştiğini ifade eden Koman, “Devlet göç eden kişilerin çocuklarının sağlıklı beslenip beslenmediğini de okula devam edip etmediğini de çalıştırılıp çalıştırılmadığını da izlemeli” ifadelerini kullandı.

Mülteci çocukların durumuna da dikkat çeken Koman, “Mültecilerin barınması, beslenmesi zaten zorluydu. Depremle birlikte bu zorlu durum daha da derinleşti. Mülteci çocuklar hem haklara ve özgürlüklere erişemediler hem de yerleştirildikleri geçici barınma merkezlerinde çatışmalı, ayrıştırıcı ortama maruz kaldılar” dedi.

VERİLERLE TÜRKİYE’DE ÇOCUK OLMAK
■ Beş yaşındaki çocukların yaklaşık 5’te biri okul öncesi eğitimden faydalanamıyor.
■ İlkokul yaşında olan çocukların yüzde 6.8’i; ortaokul yaşında olan çocukların yüzde 10.2’si ortaöğretim yaşındaki çocukların yüzde 10.3’ü eğitim sistemine dahil değil. Ortaöğretime giden her 5 çocuktan biri ise eğitimini tamamlayamıyor.
■ Her gün kaygı yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7.3. Her gün depresyonda hissettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 4.7.
■ Okul derslerinin baskısı altında hisseden 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13.4. Yaş grubu yükseldikçe baskı hisseden çocuk oranı artıyor.
■ Akran zorbalığına maruz kalan 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13.8.
■ 13-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 30.1’i mutlu hissetmiyor.
■ 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı yüzde 2 olarak gerçekleşti. Ancak çocuk hak örgütleri çocuk evliliklerinin çok daha yaygın olduğunu ancak bu alanda güvenilir bir istatistik tutulmadığını ifade ediyor.
■ 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 18.7. Bu resmi rakamlara göre bile yüz binlerce çocuğun okul yerine işe gittiği anlamına geliyor. Çocuklarda kayıt dışı çalıştırma, staj adı altında uygulanan legal emek sömürüsü de eklendiğinde çalışmak zorunda bırakılan çocuk sayısı milyonları buluyor.
■ Her 3 çocuktan ikisinin kendisine ait odası yok.
■ Peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerini her gün tüketemeyen çocukların oranı yüzde 42.2.
■ Her 3 çocuktan 2’si karnını ekmek ya da makarna gibi tahıl ürünleriyle doyuruyor.
■ Her gün tüketilmesi gereken et, tavuk ya da balık gibi ürünleri düzenli tüketebilen çocuk oranı yalnızca yüzde 12.7.
■ Son bir yılda sinema ve/veya tiyatroya gitmeyen çocukların oranı yüzde 60.1. Bu faaliyetlere katılamayan çocukların yüzde 40’ı maddi gerekçelerle gidemedi.
■ FİSA 2022 raporuna göre en az 64 çocuk sağlık hizmeti alamadığı için ya da sağlık hizmetindeki ihmaller sonucu, en az 1 çocuk devletin koruması altında bakım hizmeti alırken hayatını kaybetti.
■ 2022’de en az 81 çocuk iş cinayetlerinde, 62 çocuk intihar sonucu, 60 çocuk şiddet sebebiyle, 37 çocuk şüpheli ölümler sonucu, 30 çocuk bireysel silahlanma nedeniyle, 5 çocuk karşıt gruplar arasında çıkan çatışmalarda, 2 çocuk patlama/bombalı saldırılarda, 541 çocuk ihmal nedeniyle yaşamını kaybetti. 11 kız çocuğu ise cinsiyet temelli şiddete maruz kalması sonucu hayatını kaybetti.
‘ÜCRETSİZ, SAĞLIKLI YEMEK HER ÇOCUĞUN HAKKI’

Derinleşen yoksulluk nedeniyle sağlıklı ve dengeli beslenemeyen çocuklara dikkat çekerek başlatılan “Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasını konuştuğumuz Ekmek ve Gül Editörü Elif Turgut, “Sofralardan her gün bir şey daha eksiliyor. Bugün soğanın fiyatını tartışır duruma geldik. Çocuklar yetersiz beslenmekten bitap düşer hale geldiler” dedi.

Çocuklarının boş beslenme çantalarının fotoğraflarını paylaşan, bayat ekmek ile çocuğunu okula göndermek zorunda kalan kadınların kampanyayı hızla sahiplendiğini hatırlatan Turgut, “Bazı belediyeler bu çağrıya yanıt verip kendi bölgelerindeki okullarda ücretsiz okul yemeği uygulamalarını yapmaya başladı. Milletvekilleri ek bütçe önergeleri, kanun teklifleri verdiler ancak MEB'in bütçesinden Maarif Vakfına aktarılan kaynaklar çocukların beslenmesine ayrılmadı. Ek bütçe teklifleri reddedildi” dedi.

‘TALEBİMİZ İÇİN MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’

Sağlıklı beslenmenin her çocuğun hakkı olduğunu hatırlatan Turgut, “Talebin ülkenin pek çok yerinde büyümesi ve sahiplenilmesiyle Milli Eğitim Bakanlığı ikinci dönemin başında okul öncesi eğitime ücretsiz 1 öğün yemek sağlanacağını duyurmak zorunda kaldı. Ancak tabii ki bu yeterli değil, tüm eğitim kademelerinde sağlıklı ve ücretsiz yemek sağlanana kadar bu talebin peşini bırakmayacağız. Talebimiz için mücadele etmeyi, yan yana gelmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Fotoğraf: Unsplash

İlgili haberler
5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önl...

Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliy...

Çocuklarımın evde, okulda sokakta güvende olmasını...

2 çocuk annesi Levin yetkililere sesleniyor: ‘İstismar eden kişiye artık gereken yapılmalı. Ben bir...

Sovyetler’de her çocuk eşit, her çocuk değerli!

Çocukların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı, her türden istismarın önlenmesi için devletin seferber o...