Ben 29 yıllık bir hemşireyim. Kovidin başından beri sürekli bir belirsizlik içinde zor şartlarda çalışmak hepimizi yıprattı. Düşünsenize yanı başınızda sürekli arkadaşlarınız salgına yakalanıyor, her gün sağlık çalışanlarının ölüm haberlerini alıyorsunuz ve bu psikoloji ile çalışmaya devam ediyorsunuz. Bir gün geliyorsunuz ‘Tulum bitti’ diyorlar, diğer gün 24 yataklı servise nöbete geldiğinizi düşünürken hemşire sayısı değişmeksizin 36 hasta ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Kovid olan arkadaşının yerine yeni eleman olmadığı için sürekli değişen belirsizlik içinde bir çalışma saati... ‘Yorulduk’ diyorsun, ‘Tükendik’ diyorsun, taleplerini dile getirmek istiyorsun. Kimsenin seni duymadığı yetmezmiş gibi bir de havuz medyası seni rüşvetçilikle itham ediyor; “Bu ülkede 6 bin liranın altında maaş alan sağlık çalışanı yok” diyor.
VAKA SAYISI NEYE GÖRE DÜŞTÜ?
Kovid vakalarında düşüş var diyorlar. Neyi kriter aldıklarını bu işin içinde olan bir insan olarak merak ediyorum. 2 ay önce salgının yetersiz önlemler yüzünden tırmanışa geçtiği dönemde şehir hastanesinin bir binası yatak sayıları da arttırılarak faaliyete geçirildi. Her kat 3 blok her blokta 36 hasta (Normalde 24 yatakken ekleme yapıldı). Bununla karşılaştıracak olursak evet şimdi düştü her katta 2 blok açık her blokta 24 hasta mevcut. Bir de salgının ilk çıktığı mart, nisan, mayıs aylarına bakalım. O zaman aynı binanın her katta sadece tek bloku açıktı ve her blokta 18 hasta mevcuttu. Buna bakacak olursak, hâlâ azımsanmayacak bir vaka sayısı ile karşı karşıyayız.
KAMUDA MESAİLER KISALDI, BİZ 24 SAAT NÖBET TUTTUK
Aylardır izin kullandırılmadan, istifa ve emeklilik gibi en doğal haklarımız bile elimizden alınmış bir şekilde çalışıyoruz. Pandemide alınan önlemler çerçevesinde kamu çalışanları içinde kronik hastalığı olanlar izinli sayılırken bizler çalışmaya devam ettik. Kararnameler “sağlık çalışanları hariç” diye çıkarıldı. Kamu çalışanlarının çalışma saatleri alınan önlemler çerçevesinde 10.00-16.00’ya çekilirken bizler 24 saat nöbet tutmaya devam ettik. Okullar kapalı olduğu için uzaktan eğitim gören çocuklarımızı evlerde bırakıp iş yerlerine geldik. Kimilerimiz buradan eve hastalık taşıma korkusu ile sevdiklerimizden ayrı kaldık. Bunlara rağmen sesimizi duyuramadık.
TALEPLERİMİZİ HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Alınmayan tedbirler, sağlığın özelleştirilmesi, salgın ve afet gibi durumlar için önceden hiçbir hazırlığın yapılmaması, ‘az personel, çok iş’ mantığı bu süreçte pek çok arkadaşımızı aramızdan aldı. Bu nedenle ‘Yaşatmak için yaşamak istiyoruz’ dedik. Böyle bir dönemde tabi ki özlük haklarımızı talep etmeye devam edeceğiz. Eşit işe eşit ücret isteyeceğiz. Hastalanıyoruz görmüyorsunuz, ölüyoruz duymuyorsunuz. Ama biz sesimizi duyurmak için en üst perdeden haykırmaya devam edeceğiz.
Fotoğraf: Unplash
İlgili haberler
Kovid teşhisi konulan hemşire yaşadıklarını anlatt...
Elazığ’da pandemi kliniğinde görev yaparken kovide yakalanan hemşire: ‘Kovidli hastaların yemeleri,...
Daha ne kadar dayanabiliriz bilmiyorum
Kovid yoğun bakım ünitesinde hizmet veren Mersin Üniversite Hastanesi hemşiresi bir kadın yaşadıklar...
Sağlık işçisi Çiğdem: Kadro sözde, geçim derdi ger...
12 yıldır Sağlık Bakanlığı bünyesindeki bir hastanede çalışan sağlık işçisi Çiğdem taşerondan kadroy...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.