Sincanlı kadınlar olarak EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca’nın da katıldığı kahvaltımıza Sevda Karaca’nın kadınlara son bir ayda en çok hissettikleri duyguyu sormasıyla başladık. Bir kadın söz alıp kadınların vahşice katledilmesinden dolayı korku hissettiğini söyledi. Başka bir kadın söz alıp iş yerinde erkeklerle aynı işi yapmasına rağmen daha az maaş almasına öfkeli olduğunu dile getirdi. Başka bir kadın, kendi işi olmamasına rağmen fabrikanın temizlik işinin de kendisine yüklenmesinden dolayı bunalmış hissettiğini ifade etti. Bu gibi olumsuzluklara dair alınan sözler uzayıp giderken bir kadın söz alıp tüm bu yaşananlara rağmen bir şeylerin değişeceğine, geleceğe dair umutlu hissettiğini söyledi.
KADINLAR YAŞADIKLARININ FARKINDA
Biz kadınlar olarak yaşananların farkındayız. Bizlere her gün haberlerde izletilen vahşetin, patronların baskısının, çocuklarımızın iyi bir eğitim alamadığının, bizlerin nitelikli sağlık hizmetlerinden bile yararlanamadığının, birileri servetini büyütürken bizim her geçen gün daha da yoksullaştırıldığımızın farkındayız.
Yaşanan tüm bu olayları bizim üzerimize bomba gibi yağdırırken bunların karşısında bizim güçsüz olduğumuzu hissettiriyorlar. Yanı başımızda çalışan kadına bile şüpheyle bakmamızı istiyorlar. Başımıza gelen olaylar karşısında “Bizim elimizden ne gelir ki, neyi değiştirebiliriz ki?” diye sormamızı istiyorlar. Evde, işte, mahallemizde güvensizliği örgütleyenler, bizleri kendimizi ve ailemizi korumakla yetinmeye zorluyorlar.
BİR ARAYA GELMEMİZİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR
Tam bu noktada buna dair ne yapacağımızı konuşmaya başlıyoruz. Hepimizin bu konuda mutlaka duyduğu bir cevap geliyor: “eğitim”. Metal işçisi bir kadın, “Fabrikada bizlere sadece işi nasıl yapacağımızın eğitimini veriyorlar ama bizim esas öğrenmemiz gereken, haklarımızın neler olduğu ve bunlar için nasıl bir araya geleceğimiz” diyor. Patronlar ve onların iktidarı, bir yandan felaketleri yaratırken diğer yandan bizim bunlara sesimizi çıkarmayacağımız bir sistemi örgütlüyorlar. İş yerinde işten atmakla tehdit ederken kötü koşullara karşı sesimizi çıkarmamızı engelliyorlar, evde yoksullukla mücadele edebilmek için çözümler bulmaya mecbur bırakacak politikaları uyguluyorlar, çocuklarımız okullarında hastalık kaparken bizlerin buna karşı isyan etmememizi istiyorlar. Bunun için de bizim birbirimize olan güvenimizi, bir araya gelme koşullarımızı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Yaşadığımız sorunları yanımızdaki kadına anlatırken bile çekinmemizi örgütlüyorlar.
BİR SONRAKİ BULUŞMAMIZDA NASIL DAHA ÇOK OLACAĞIZ?
Onların bunu yapabilmesinin tek bir sebebi var: Onlar bizden çok daha örgütlü. Yaptıkları her şeyi, birbiri ile bağlantılı bir biçimde bizleri daha da yoksullaştırmak, daha da sömürmek için yapıyorlar. Biz ise bunun karşısında bir araya gelmenin koşullarını etkili bir biçimde sağlayamıyoruz. Kendi hayatımızı yaşanabilir kılmak, yarınları daha güvenli kılmak için bir araya gelip kendi haklarımız için mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yok. Bu sebeple bu buluşmadan aklımızda kalması gereken soru şu olmalı: “Bir sonraki buluşmamızda nasıl daha kalabalık hale geleceğiz?”. Bu örgütlülüğü sağlamak için iş yerlerinde, mahallelerimizde kadınlarla planlı bir mücadeleyi nasıl örgütleyeceğimize yönelik planlar çıkarmalı, bize dayatılan koşullara karşı gösterdiğimiz sabrı, bu koşullara karşı öfkemizle birleştirip daha örgütlü olmanın yollarını aramalıyız.
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
Sincan’da bir pazar yeri: Yetmedi bacım yetmedi!
Sincan’da çarşı pazar kan ağlıyor; kadınlar yetmeyeni yetirme derdinde, herkes şikayetçi. Dert ortak...
Sincanlı kadınlar nasıl bir dünya istiyor?
Kadınlara bir dert sor bin ‘ah’ işit! Kadınlara “Nasıl bir dünyada yaşamak istersiniz?” sorusunu sor...
Sincan’da metal işçisi kadınlarla seçim sohbeti...
‘İnsanca yaşamak olsa... Gece vardiyası olmasa...’ diyor seçimi konuştuğumuz metal işçisi kadınlar....
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.