Hak kağıt üstünde yük çocukların omuzunda!
Bugün Dünya Çocuk Hakları günü. Dünyadaki bütün çocukların eğitim, sağlık, yaşama, barınma hakkı var ancak Sinan bu haklardan yararlanamayan, eğitimden mahrum kalan milyonlarca çocuk işçiden biri.

Sinan daha 15 yaşında ama evin bütün yükü omuzlarında. Çalıştığı mobilya tamiri ve döşeme atölyesinde en güzel kıyafetleriyle karşılıyor beni, ustası öyle söylüyor. Pandemi koşullarında sıcacık yatağında olması gereken Sinan, sabah uyanabilmek için 5-6 kez kuruyor saati. Uzaktan eğitim çalışması için ‘fırsat’ olmuş. Gerçi eğitime ulaşmak için ne internet ne bilgisayar ne de ayrı bir oda var. Hiç tatile gitmemiş, hayali dünyayı gezmek…  

Sinan, beş çocuklu bir ailenin dört numarası. Ailesi daha iyi bir yaşam için Siirt’ten göçmüş İstanbul’a. Tarlabaşı’da “Allah’a şükür kira değil” dediği yıkık dökük bir evde oturuyor. 12 yaşında başlamış çalışmaya. Ailesine destek olmak için, ne iş olursa yapmış. “İlk zamanlar zordu, şimdi alıştım” diyor Sinan. Daha 15’ine yeni basmış. Genellikle tekstil atölyeleri olmuş durağı.

‘DAHA ZOR İŞLERDE ÇALIŞTIM’

Sinan’ın çalıştığı mobilya tamiri ve döşeme atölyesine gidiyoruz. Saçlarını taramış, en güzel kıyafetlerini giymiş röportaj için. Ustası öyle söylüyor. Atölyede ne iş yaptığını sorarak başlıyor sohbetimiz ve Sinan anlatıyor: ”Eski koltukları yeniden kaplıyoruz. Ben gelen koltukları söküyorum, hazırlıkları yapıyorum, son kısmını ustam hazırlıyor, paketliyoruz müşteriye veriyoruz. Bu iş benim en kolay işim, daha zor işlerde çalıştım. Başka çarem mi var? Mecburum çalışmaya. Kim istemez gezmek, eğlenmek.”

‘BEŞ, ALTI ALARM KURUYORUM, SABAHLARI UYANMAK ÇOK ZOR’

Sabahları çok zor uyandığını söyleyen Sinan, “Beş, altı alarm kuruyorum. Tabii yetmiyor. Biraz daha uyuyayım diyorum ama mecburum çalışmaya. Çalışmak zorundayım. Çok zor geçinmek. Sabah 9’dan akşam 7’ye kadar çalışıyorum. İşten çıkınca eve gidiyorum, öncelikle biraz televizyon izliyorum” diyor.

SALGIN DÖNEMİNDE EĞİTİME ERİŞEMEDİ

Aynı zamanda öğrenci Sinan. 9’uncu sınıfa gidiyor. Salgından önce tatil günlerinde çalıştığını söyleyen Sinan şimdi ise her gün çalıştığını anlatıyor ve ekliyor: “İnternet üzerinde olduğu için soran olmuyor, yok yazılmıyoruz. Devamsızlık sorun değil. Zaten birkaç kere denedim EBA’ya girmeyi sorun yaşadım. Ya bağlanamadım ya internet paketim bitti. İnternet fiyatları çok yüksek. Paketim olmadığı için giremediğim çok oldu.”

‘AYRI BİR ODAM YOK’

Evde ders çalışacağı ayrı bir odanın olup olmadığını soruyoruz ve şu cevabı alıyoruz Sinan’dan: “Bizim ev iki oda. Bir odada annem, babam, kardeşim ve ben kalıyoruz. Diğer odada abilerim kalıyor. Evde ders çalışacağım bir ortamım yok, ayrı bir odam yok.”

BÜTÜN YÜK SİNAN’IN OMUZLARINDA

Evin tek çalışanı Sinan. Salgın döneminde bütün yük Sinan’ın omuzlarına binmiş... Salgından dolayı ağabeylerinin işten çıkarıldığını söylüyor. En büyük ağabeyi de daha 20 yaşında zaten. “Her yere iş başvurusunda bulundular, geri dönüş olmadı” diyor Sinan ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Babam serbest meslek, meyve, sebze satıyordu. Salgından sonra meyve ve sebze pahalı olduğu için satamadı. Çok zarar etti. O da işsiz şu anda. Tek çalışan benim. Geçinmek çok zor. Haftalık 250 TL alıyorum. Elektrik, suyu kaç aydır ödeyemiyoruz. Ben sadece market, pazar alışverişi ödüyorum. Kendime bir şey almıyorum, öncelikle evi düşünüyorum.”

 ‘TATİLE HİÇ GİTMEDİM’
Sinan, “Kırmızı et alamıyoruz, genelde tavuk eti alıyoruz. Alsak da yetmez zaten. En son kırmızı eti Kurban Bayramı’nda yedim, komşular getirdi. Babam geçen sene meyve sebze sattığı için getiriyordu ama bu sene pazardan alıyoruz. Çok pahalı, sayılı alıyoruz. Mutfak harcamamız yarı yarıya azaldı. Tatile hiç gitmedim. Değil tatile, memlekete bile gidemiyorum. Küçükken birkaç defa Siirt’e gitmiştik. Maddi sıkıntılar olduğu için gidemiyoruz. Başka ülkelere gitmek isterim hayal biraz ama” diye konuştu.
HAYALİ AŞÇI OLMAK

Sinan, hayallerini şöyle anlatıyor: “10 sene sonra çok iyi bir aşçı olmak istiyorum, Master Şef’e katılmak istiyorum. Orada birinci olmak istiyorum. Ama iş bulma konusunda ümitsizim, kendi mesleğinde iş bulma ümidim yok. İş bulamazsam da tekstil tarzı yerde çalışırım, boş durmak yerine.”

İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edil...

Türkiye’nin tarafı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi 27 Ocak 1995’te Resmi Gazete’de yayımlandı

GÜNÜN SORUSU: Koronavirüs tehdidine karşı çocuk ha...

FİSA Çocuk Hakları Merkezi, koronavirüs tehdidine karşı çocuk hakları temelinde yapılması gerekenler...

Çocuklar ve yeni bir dünya

‘Çocuk hakları ile ilgili ortaya çıkan bu tablo, çocuk haklarının sadece sözleşmede kaldığını bizler...