Narin, biri engelli üç çocuk annesi bir kadın. Ortaokula kadar okuyabilmiş, 15 yaşındayken ailesinin baskısıyla başlık parası karşılığında kendinden 15 yaş büyük eski eşiyle evlendirilmiş. Doğduğu küçük kenti ve ailesini arkasında bırakıp İstanbul’a gelmiş. Uzun yıllar ayrıldığı eşinin ailesine ait tekstil atölyesinde çalışmış. “10 yıldan fazla gece yarılarına kadar çalıştım. Dişimden tırnağımdan arttırarak yaptığım her şeyi onlara bırakıp o evden ayrıldım” diye anlatıyor o günleri.
Düğününden birkaç gün sonra başlayan şiddet, 17 yıl süren evliliğinde hiç eksik olmamış. “11 yıl kaynanamlarla birlikte oturduk. Evliliğimizin 3. gününde eski eşim beni dövdü. Evden kaçıp komşuma sığındım, o zaman sığınma evini bilmiyordum. Gidecek başka bir yerim yoktu. O akşam orda kaldım, sonra ‘Aile arasında olur’ deyip bizi yeniden barıştırdılar. 16 yaşındaydım ilk düşüğümü yaptığımda, doktor ‘Büyük bir üzüntü mü yaşadın?’ diye sorduğunda şiddet gördüğümü söyleyemedim. Ailem zaten bana sahip çıkmadı, kendi ailesi de onun yaptıklarına ses çıkarmıyordu” diye anlatan Narin, uzun yıllar yaşadığı şiddete bir neden bulmaya çalışmış.
Tekstil işçisi eşi, Narin’e para vermiyor sadece mutfak alışverişini yapıyor geri kalan parayı da ailesine veriyormuş. Çocuklarına bir gün harçlık vermediğini, yeni bir bayramlık almadığını, engelli oğlunun tedavisi ile ilgilenmediği gibi bir de aşağılandığını anlatırken gözleri doluyor: “Beni sürekli denetlemek için telefonla arayıp ne yaptığımı nerede olduğumu soruyordu. Bir elbise giyinsem ‘Bunu kimin için giyindin? Kiminle buluşacaksın?’ diye kavga çıkarıyor, beni dövüyordu. Ailesi ile birlikte sürekli bana ‘Ailen seni başlık parası için sattı, seni istemiyorlar, buradan başka gidecek yerin yok’ diyordu.”
Evli olduğu kişi onurunu, gururunu kıracak şeyler yaşatmış Narin’e: “Bir sürü yakıştırma yapıyordu ama 10 yıl beraber yaşadığım öz kardeşi ile benim aramda bir şey olduğunu söylemesi yenilir yutulur değildi.” Narin’in yıllarca yardım için uzattığı eli ne annesi ne de kaynanası tutmuş. Evlilikleri boyunca erkek şiddetine maruz kalan bu iki kadın Narin’i anlamak yerine onu suçlamışlar: “Seni sevdiğinden dövüyordur. Bunun babası da öyleydi” diyen kaynanasının normalleştirmeye çalıştığı şiddeti kabul etmeyip sığınma evine gitmiş.
2 YILDA 3 KERE SIĞINMA EVİNİN YOLUNU TUTMUŞ NARİN
Narin; 2 yıla yakın bir süre 3 farklı sığınma evinde kalmış. İlk sığınma evinde kaldığında çok zorlandığını, bazı çalışanların ayrımcılık yaptığını anlatıyor: “İnsanın psikolojisi darmadağın oluyor. Ailen sahip çıkmıyor, devlet sana sahip çıkıyor ama psikolojinizi düşünmüyorlar. Asla uyuyamıyorsun. Dışarı çıkamıyorsun, çocukları bir odanın içinde tutmak çok zor” diyor.
İlk sığınma evinden çıktığında ailesi sahip çıkmadığı için tekrar şiddet gördüğü eve geri dönmüş. Eski eşi pişman olduğunu söylemiş ama bu sadece bir iki gün sürmüş gene şiddet ve hakaretler devam etmiş: “Bir sabah çocukların önünde bana bir sürü hakaret etti. O işe, çocuklar da okula gidince ben de küçük oğlumu alıp evi terk ettim. Sığınma evine gittim orada bir ay kadar kaldım.”
İkinci defa sığınma evinden çıktığında ailesinin yanına gitmiş Narin. Boşanmak istediğini söylediğinde aile meclisinin toplandığını “Bizde boşanmak yok ama boşanacağım diyorsan bu çocuğu babasına bırak öyle ailenin yanına gel. Bir süre kalırsın sonra seni yeniden evlendiririz” dediklerini söylüyor. Ailesi Narin’in engelli çocuğunu kabul etmediği gibi “Götür onlar baksın. Bir çadıra koysunlar. Ne yaparlarsa yapsınlar” demişler.
Ailesi ile yaşadığı tartışma sonrasında jandarmayı arayıp kadın sığınma evine gitmek istediğini söylemiş. “Ben boşanmaya karar vermiştim. Askeri bilerek çağırdım. Çünkü kendim çekip gitsem gene bana iftira atacaklardı. İstanbul’da sığınma evinde kalmadığımı, başka biriyle gittiğimi söylediler. Babam kaynanamın evine gitmiş. Onlar da başka biriyle kaçtı deyince dönmüş köye. Çünkü onun için Narin kim ki? Hayvanları, bahçesi daha önemli” diyor.
‘SÜREKLİ ARKAMA BAKIYORUM’
Narin sığınma evindeyken boşanma davası açmış. Davanın daha fazla uzamaması için de anlaşmalı boşanmış. Çocuklarıyla görüşmek için telefonla eski eşini aradığında “Çocuğu da kendini de rezil ettin. Her gün bir yerlerdesin” demiş. Narin “Bana karışamazsın” dediğinde de “Sen boşanmış olsan da bitmedi. İstanbul’a ayak basamazsın” diyerek öldürmekle tehdit etmiş. “Bazen yolda yürürken birini ona benzetiyorum ve korkuyorum. Ben sığınma evindeyken eski eşim polise ‘Ona söyleyin sığınma evinden çıkmasın, boşanmak istediği için ailesi onu öldürecek’ demiş. Çantasında koruma kararıyla her gün kadınlar öldürülüyor. Boşandığı halde kadınları tehdit eden erkeklere daha ağır cezalar verilmeli. Kadınları öldürüyorlar sonra bir af çıkıyor adam dışarı çıkıp başka bir kadının hayatını karartıyor. Sürekli arkama bakıyorum. Acaba benim İstanbul’da olduğumu öğrendi mi? Bana zarar verir mi?” diye tedirgin olduğunu anlatıyor.
YARALARIMIZI BİRLİKTE SARIYORUZ
Sevil ve Narin’in yolları ilk adım merkezinde kesişmiş. Narin’in yıllarca yardım istemek için uzattığı eli Sevil tutmuş. Ev tutana kadar çocuğu ile birlikte Sevil’in evinde idare etmişler, bir süre sonra Sevil’in alt katındaki daireyi tutmuş Narin. Sevil’in ve kadın derneğinin dayanışmasıyla ayakta kalmış. “Şimdi güvenebildiğim, bana destek olan bir ablam var. Birbirimizin yaralarını sardık. Oğlumun engelli maaşının yeniden bağlandıktan sonra gizlilik kararı da çıkartacağım. Böylelikle bana hiçbir şekilde ulaşamayacaklar. Bana değer vermeyen ailemi arkamda bırakıp yeni bir başlangıç yapacağım” diyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Sığınma evinden alınan kadının şüpheli ölümü
İstanbul’da şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Reyhan A.’nın intihar ettiği iddia edildi. Reyhan A...
Sığınmaevleri kadınları işte böyle güçlendirebilir...
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüleri Aslı Elif Sakallı ve Avukat Perihan Meşeli sığınmaevlerini...
AKP’li Özdemir bu kez de sığınmaevlerini hedef ald...
Meclis komisyonunda AKP'li Hacı Ahmet Özdemir sığınmaevlerine yerleşen kadınların, tehdit “ölümcül”...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.