Flormar’ın işçisi, Erdoğan’ın çantası, Liverpool’un maçı
Sürekli kazanmanın, kazanmanın getirdiği küstahlık ve terbiyesizliğin, herkese yukarıdan bakmanın bir sınır ve sabır noktası var elbet. Çok sevenleri, sevmek isteyenleri bile günün birinde bıktırır..

Oyuncu Aslıhan Gürbüz’ün geçen gün instagram hesabından Flormar ile ilgili yazdıklarını gördünüz mü? Flormar’da ne oluyor diye sormuş, sonra da eklemiş “Seni niye ilgilendiriyor demeyin, ben işçi çocuğuyum, sendika nedir, grev, lokavt nedir bilirim...” Ufak Tefek Cinayetler isimli dizide Merve’yi oynayan Gürbüz herkese yeniden bir şey hatırlattı aslında. Bu memleketin neredeyse tamamının işçi ve emekçi olduğunu… Bir avuç zengin dışında hepimiz emekçiyiz işte. Şu an geliri hiç fena olmayan bir oyuncu da olsak işçi çocuğuyuz. Memleketteki bir işçi direnişi hele de kadınların öncülük ettiği bu yüzden hepimizi ilgilendirir.


Seçime doğru son sürat gittiğimiz şu günlerde Flormar işçisi kadınlar nasıl da içimizi ısıtıyor. Evdekilere karşı da verdikleri bir mücadele ile direniş yerine gidiyorlar her sabah. İşyerindeki koşullara olduğu kadar, evdekilere, mahalledekilere de isyan ediyorlar ve yan yana omuz omuza direnmenin güzelliğini gösteriyorlar hepimize.

Ne ilginç değil mi? Bu direniş ile tek kelime etmeyenler, şimdi kadınlarla ilgili sözler ediyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan manifesto adını verdikleri metni açıklarken kadınlarla ilgili eşitlik sözcüğünü cümle içinde geçirdi. İnanılır gibi değil, yıllardır “eşit değilsiniz ve asla da olamayacaksınız” diyen Erdoğan söyledi bunu hem de. 16 yıldır her birimizin hayatlarını cehenneme çevirdikleri yetmezmiş gibi, şimdi yine “bizi seçin devam edelim yaptıklarımıza” diyorlar resmen.

Ama ne yaptınız şimdiye kadar sorusunun cevabı yok, kadın cinayeti sayısını, iş cinayetinde ölen kadınların listesini, KHK’larla işsiz kalan, cezaevine çocuğu ile giren kadın isimlerini sayamayacaklarından, sosyal yardım çalışmalarından söz ediyorlar bol bol. Ne de olsa kadınlar da yardıma muhtaç ve hep muhtaç kalması gerekenler sonuçta…

O yüzden Flormar işçisi kadınlar gibi işçi kadınlar için söyleyebildikleri tek bir şey yok. Kadınlara; karın doymaya bile yetmeyecek bir ücretle, erkeklerle eşit olmayan koşullarda, üstelik evin ve ailenin bütün işçilerini de sırtlanarak çalışın dedikleri için olsa gerek. Üstelik “OHAL’i biz patronlar için çıkarttık, bakın bütün grevleri yasakladık” diyen bir siyasal iktidar sözünü ettiğimiz.
İşin özeti kadınlara düşman ama işçi kadınlara daha bir düşmanlar. Üstelik akşamları gidip ziyaret ettikleri fakirler bu işçiler. Hani şu bakan Mehmet Şimşek’in hiç utanıp sıkılmadan yazdığı fakirler… Yoksulluğun giderek arttığı, hiçbir şeye paranın yetişmediği şu günlerde fakirliğimize neden olanların “ay yazık şu fakirleri bir ziyaret edeyim” tadında yaklaşımları pes dedirtmedi mi size de?

Emine Erdoğan’ın çantasını hatırlıyorum böyle durumlarda. Hermes marka 50.000 küsur dolar fiyatı olan ya da Kanal D ‘de yayınlanan Saray’ın mutfağı konulu haberi, Saraydaki iftar menüsünü tek tek sayan… İşte bu yüzden yoksuluz diye bağırmak istiyorum sokaklarda avazım çıktığı kadar…


Hepimizin direnişi Flormar işçisi kadınların direnişi, yoksulluğumuzla dalga geçilen şu günlerde işçiyiz ve direniyoruz’un kadın halini gösteren o şahane kadınlar iyi ki varlar. Sendika istiyorlar, yaşayabilecek ücret istiyorlar, sadaka gibi sunulan sosyal yardımlara muhtaç olmadan emeklerinin karşılığını almak istiyorlar.

Aile Bakanlığı’nın bütün işi gücü bırakıp sosyal yardım dağıtıp, insanlara “AKP giderse bu yardımlar gider” propagandası yaptığını da hatırlayalım bu arada Yoksulluk işte böyle değerleniyor ellerinde, hep yoksul, muhtaç olmalı ki sadakalarla mutlu etsinler insanları. Sonra da zavallı fakirler deyip oy istemeye gelsinler ellerinde birer oyuncakla…

Hafta sonu Şampiyonlar Ligi Finali vardı. Real Madrid ile Liverpool karşılaştı. Maç öncesinde Real Madrid sevgisini bildiğim oğluma sordum “Sonucun ne olmasını istiyorsun” diye, “Liverpool kazansın dedi, bunu da kazanırlarsa üçüncü olacak çok sıkıldım artık”. Sürekli kazanmanın, kazanmanın getirdiği küstahlık ve terbiyesizliğin, herkese yukarıdan bakmanın bir sınır ve sabır noktası var elbet. Çok sevenler, sevmek isteyenler bile günün birinde gerçek tabloyu görür ve yeter artık der. Sanki artık öyle bir noktadayız…


İlgili haberler
GÜNÜN KOMBİNİ: Ah o çanta, o broş...

Her fırsatta parti üyelerine ve vatandaşa ‘lüksten uzak durun, israf etmeyin’ çağrısı yapıyor Erdoğa...

Aile Bakanlığı tüm işleri askıya aldı, seçim yardı...

SES açıkladı: ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tüm işlerini askıya aldı, ‘sosyal yardım’ dağıtı...

AKP Beyannamesinde kadınlar: ‘Reform’ dedikleri yı...

Görünen o ki Erdoğan’ın ‘Ahid Manifestosu’nda ‘yükü birlikte omuzlayacağız’ dediği kadınlara, AKP se...

FLORMAR İŞÇİSİ SELDA KUŞÇU: İşçiden yana olmayana...

AKP üyesi Flormar işçisi: Onlar işverene bu kadar destek çıkmasalardı patronlar işçiyi bu kadar ezem...

Seçim, Geçim ve Rejim

Seçime doğru giderken, geçim her gün daha da yakıcılaşan bir sorun. Ne var ki, bu seçimin tek özgünl...