Geçimlerini günlük çalıştıkları evlerden aldıkları yevmiyeyle sağlayan ev işçisi kadınların bir kısmı salgın sonrası işverenlerin “Artık gelme” sözleriyle bugün işsiz. Çalışmaya devam edenlerse virüs kapma korkusuyla yaşıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesinin ev işçisi kadınlara maddi yardım ve gıda yardımından sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi de ev işçisi kadınlara destek sunmaya başladı. Gündelik aldıkları yevmiyeyle geçimlerini sağlayan ev işçileri için bu destekler iyi bir adımken, ev işçilerinin en önemli talebi sigortalı olmak ve ücretli izinli sayılmak...
Korona salgını sürecinde çalışmaya devam eden ev işçisi Ömür Eroğlu anlatıyor...
“Ben günlük gidiyorum da gittiğim evler haftalık sabit. Yoksa gündelik çalışıyorum. Şimdi hepsine olmasa da birkaçına gidiyorum, birkaçı iptal etti, erteledi.
İşe giderken toplu taşıma kullandığım yerler var. Çıkıyorsun gidiyorsun, kendine bulaştırma riskin var. Evde çocuğum var. Eşim var. Evdekilere bulaştırma riskim var. Hadi onu geçtim, yolda aldığım bir şeyi gittiğim evdeki insanlara bulaştırma riskim var. Yani yıllardır gittiğim evler. Tamam, gündelik çalışıyorum ama yıllardır gittiğin için belli bir süre sonra aile gibi oluyorsun. Şimdi herkes evde, 60-70 yaşın üstünde insanlar var. Gittiğim evlerden birinde kadının hiç kimsesi yok. Alışverişini falan yapıyorum. Çok istemiyor ama mecbur kaldığı için. Çalışmasam bir maaşım yok, eşim de şu an kendi sektöründe para alamıyor. Ekonomik olarak sıkıntıdayız. Kredi borcumuz var, ister istemez geçim sıkıntısına giriyoruz. Market fiyatları iki katı oldu. Ben eskiden çalışıp para biriktiriyordum, eşime destek oluyordum. Faturaları falan halledebiliyordum. Ama şimdi sadece markete gidiyor. Haftanın 5 günü gidiyordum çalışmaya, şimdi 5 gün gidemiyorum. Gitmediğim evlere bile gittim. Çünkü diğerlerine gidemeyeceğim için, yani başvuruyoruz. Sağa sola başvurduk yardım amaçlı. Başvurmak durumunda kaldım. Maaş alanlar da maaşlarını alamıyor ama en azından yarım da olsa alıyorlar. Sigortam da yok. Bu yüzden mecburen devam ettim tek çocuğum var, ev bizim ama kredi ödüyoruz. Kiradan daha kötü iki katını, üç katını ödüyorsun. Açık söyleyeyim ben geçen ay elimdeki bütün parayı ve biriktirdiğim parayı krediye yatırdım, ne olur ne olmaz diye. Özel bankadan çekmiştik krediyi ertelemedi. Ertelemediği için mecbur ben yatırdım. Sonra nakit sıkıntısı çektik. Ama krediyi ödemek zorundasın. Banka, icra falan uğraşmayalım dedik. Bu ay ne olacak bilmiyorum. Erteleyecekler mi, ertelemeyecekler mi!
‘ÇOCUK KUCAĞIMA KOŞTU, KUCAĞIMA ALMIYORUM SENİ DEDİM’
Gittiğim evlerde tedirgin olanlar oldu. ‘Montunu hemen balkona as, ellerini yıka, sen kahvaltını yap biz daha sonra yaparız’ gibi... Yıllardır gidip beraber oturup beraber kalktığım insanlardan bu tepkiyi gördüm. Zoruma gitti. İster istemez problemler oluyor. Olmaz değil. Dışarıdan geldiğim için hani ‘Sosyal mesafeyi koruyalım’ cümlesi var ya o oluyor ister istemez. Mesela çocuk olan evler var. Ben eskiden çocuğu kucaklardım, bu virüs çıktığında gittim. Kız koştu işte ‘Ömür abla’ falan diye ‘Hayır’ dedim ‘Kucağıma almıyorum seni’. Zaten benim temizlik yaptığım odanın içinde bulunmuyorlar, diğer odada duruyorlar. Benim rahat çalışabilmem için. Aynı ev içindesin ne kadar mesafe koyabilirsin. Yani aynı mutfağı kullanıyorsun, aynı tuvaleti kullanıyorsun. Her evde iki tane, üç tane tuvalet yok, tek tuvalet oluyor genelde.İş yoğunluğu da ister istemez eskisinden daha fazla. Daha fazla özenmeni istiyorlar, daha fazla ekstra iş istiyorlar. Eskiden ‘Kapı kolunu sildin mi, dış kapıyı sildin mi, onu yaptın mı bunu yaptın mı’ gibi şeyler olmuyordu. Sormayan insanlar bile onu soruyor. Mesela kullandığın deterjanları ‘Tek bir deterjan koyma, sirke koy, çamaşır suyu ile yap’ gibi şeyler oluyor.
Böyle devam ederse zaten yani bizim sektör nasıl olacak ne olacak bilmiyorum. Yani birkaç kişi de ekonomik olarak beni çağıramıyor. ‘Ben de eşimde parasını almıyor, zorlanıyoruz’ diyen yerler var. Haftada iki gün gittiğim yeri bir güne düşürenler var. Sistem bu şekilde şu an. Eminim biz baya sıkıntı yaşayacağız.
‘SİGORTANIN MECBUR OLMASI LAZIM’
7 yıldır hiçbir güvencem olmadan çalışıyorum, korona sürecinde de çalışmaya devam edeceğim, başka bir alternatif yok. Çözüm üretecek ya da destek alabileceğim bir yer yok. Ailemin de ekonomik durumu belli o yüzden mecburum.Ezilenlerin yanında hiçbir zaman kimse olmuyor. Mesela ev işine gidenler için yani sigortanın mecbur olması lazım. Ya da ev kadınları için belli bir sosyal sigorta olması lazım. Eninde sonunda ev hanımlarının da emekli olması lazım. Gittiğim kadın diyor ki; ‘Ben sana haftanın bir günü için neden sigorta yapayım ya da hadi ben yapsam diğer günleri kim ödeyecek’. Onun için işin içinden çıkamıyorlar. Bu sefer onlara maliyetli geliyor, yapmıyorlar sigortanı. Çünkü hadi bir şey olsa hiçbir sosyal güvencen yok, hiçbir hakkın yok, şu an mesela diyelim ki eşinden ayrıldın ne olacak şimdi gelmişim ben 42 yaşına. Hadi eşine bir şey olsa onun sigortası sana geçiyor falan filan ama diyelim ki yalnız yaşıyorsun. Çıkıyorsun 10. kata cam siliyorsun, hadi düştün Allah göstermesin ama hiçbir garantin yok. Onun için ben çalışan, özellikle bu işi yapan kadınlara bir hak tanınmalı diye düşünüyorum.”
‘TOZ BEZİ DEĞİL EV İŞÇİSİYİZ...’
Gülhan BENLİ // Ev işçileri Dayanışma Sendikası Genel Başkanı
“Korona salgınıyla birlikte bugün ev işçilerinin pek çoğu çalışamaz durumda. Daha yeni 7 ev işçisinin salgına yakalandığını aktardık. Pek çok kadın çalıştıkları evlerde de ayrımcılığa maruz kalıyor, şiddet görebiliyor bu süreçte. 1 Mayıs İçi Bayramı vesilesiyle de taleplerimizi sizin aracılığınızla yineliyoruz:
Ev işçisinin işçi, ev işinin iş sayılmasını, sigortalı çalışmayı istiyoruz. Can güvenliğimizin sağlanmasını istiyoruz. Çalışma saatlerimizin düzenlenmesini ve günde 6 saate indirilmesini istiyoruz. Haftada en fazla 35 saat çalışmak istiyoruz. Hafta sonları, bayramlarda izin kullanmak istiyoruz. Çalıştığımız yerlerde insanca temiz ve taze yemek istiyoruz. Sağlık sorunlarımızın çözülmesini istiyoruz. Tacize, şiddete, tecavüzlere karşı kendimizi güvende hissetmek istiyoruz. Yatılı çalışan arkadaşlarımızın belirli bir saatten sonra odasına çekilebilmesini, isterlerse dışarıya çıkabilmelerini istiyoruz. Göçmen kadın arkadaşlarımıza çalışma izni verilmesini, kaçak çalışmaktan kurtarılmasını istiyoruz. Dinsel inançlarımız, etnik kimliğimiz ya da rengimizden ötürü aşağılanmadan çalışmak istiyoruz. 6 ayda bir ücret zammı istiyoruz. 3 ayda bir ikramiye istiyoruz. Daha iyi koşullarda çalışmak hepimizin hakkı. Bunun için birlikte olmak zorundayız. Taleplerimizin gerçekleşmesi bizim elimizde. Sorunlarımızı ancak el ele verip gücümüze güç katarak çözebiliriz.
Göçmen kadın arkadaşlarımızla karşı karşıya gelerek değil, yan yana gelerek koşullarımızı onlarla eşitleştirerek üzerimizde oynanan oyunları geri püskürtebiliriz. Ancak birlik olursak, sendikada örgütlenirsek başarabiliriz ve kazanabiliriz. Dünyanın dört bir yanında ev işlerinde çalışan kadınlar benzer sorunlarla karşı karşıya. Onların bu sorunlarını çözmek için sendikalarda örgütleniyorlar. Biz de gücümüzü sendikada birleştirmeliyiz. Haklarımızı ancak sendikada örgütlenerek alabiliriz. İşverenler bizim yalnız olmadığımızı, tek tek kadınlar olmadığımızı görmeliler. Aksi halde, her gün birimiz kapının önüne konmaktan, işten atılma tehdidinden ve tacizlerden de kurtulamayız.
Kendimize, emeğimize, kimliğimize, kişiliğimize sahip çıkmak için mücadelemizi hep birlikte verelim. Ev işçisi kadınlar olarak yılmadan usanmadan sendika hakkına sahip çıkalım. Kölelik koşullarını geride bırakıp insanca koşullarda çalışmak ve yaşamak için mücadele verelim.”
İlgili haberler
Ev işçisi kadın: ‘Bize virüs bulaştırırsın’ denile...
Kovid-19 salgını nedeniyle 30 ev işçisi kadının katılımıyla araştırma yapan Evid-Sen araştırmanın so...
Ev işçisi kadınlara reva görülen: Ya çalışıp hasta...
Geçimlerini günlük çalıştıkları evlerden aldıkları yevmiyeyle sağlayan ev işçisi kadınlar salgın son...
GÜNÜN ANKETİ: Ev işçisi kadınlar neler yaşıyor?
Rosa Kadın Derneği, koronavirüs salgını sürecinde Diyarbakır’da gündelik ev işlerinde çalışan kadınl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.