EŞİK: 5. Yargı Paketi'nde çocuğun üstün yararı gözetilmiyor
Eşitlik İçin Kadın Platformu, Adalet Komisyonundan geçen 5. Yargı Paketi'ndeki çocuk teslimine dair yapılan düzenlemelerin kadınların ve çocukların haklarını ve hayatlarını riske attığını söylüyor.

Çocuklar ve kadınlar açısından ciddi riskler içeren 5. Yargı Paketi kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilmesi sonrası EŞİK, pakette önerilen değişikliklerin yaratacağı risklere dair yazılı bir basın açıklası yayımladı. Yaptığı yazılı açıklamada EŞİK, “çocuk haczi” olarak lanse edilen çocuk teslimi ile ilgili önerilen değişikliklerin çocuğun üstün yararını gözetmediğini belirtiyor.

5’nci Yargı Paketi Kanun teklifinde çocuk teslimine dair olan düzenlemedeki değişikliği Doç. Dr. Özge Yücel değerlendirdi. Okumak için TIKLAYIN

Kadın ve çocuk haklarını garanti altına alan mevcut yasal düzenlemelerin uygulanmayıp hukuksuz şekilde ortadan kaldırılırken “reform” adı altında sunulan hiçbir yasal değişikliğin olumlu olmayacağına dikkat çeken EŞİK “Yasalara dokunma, uygula” demeye devam edeceklerini vurguluyor.

Açıklamada, İcra İflas Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik öneren kanun teklifinin çocuğun kişisel görüşme hakkını düzenlerken çocuğun üstün yararı ilkesinin uygulanması yönünde somut tedbirler içermediğine dikkat çekiliyor. Kurumsal mekanizma düzenlenmeyen teklifin bu haliyle yasalaşması durumunda kaygı verici sonuçlara yol açacağı belirtiliyor.

Çocuğun kişisel görüşme hakkı; boşanma aşamasında, boşanmış veya ayrılmış olan çiftlerin müşterek çocukları varsa, bu çocukların her iki ebeveyni ile de sürdürülebilir kişisel ilişki kurma hakkının tanımı, çocuğun, anılan hakkın öznesi olduğunu açıkça ortaya koyar. (BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 9) Sözleşmeye göre, çocuğun kişisel ilişki kurma hakkının yükümlüsü her iki ebeveyn ve hakkının kullanımına ilişkin düzenleme kamu idaresinin sorumluluğudur. Ancak çocuğun hakkını kullanması için yapılacak düzenlemenin ve kişisel ilişki kurma hakkının kullanılma koşulu çocuğun üstün yararı ilkesidir.


“Kanun teklifinde ‘çocuğumu özledim’, ‘çocuğumu görmek istiyorum’ diyerek annenin yanından alınan ve görüşme sırasında babaları tarafından öldürülen çocuklar ve şiddete maruz kalan ve öldürülen kadınlar görmezden gelinmiş” denen açıklamada, erkeklerin icra masraflarından kaçmak için değiştirilmesini istediği yürürlükteki düzenlemeye dokunulması, çocukların ve kadınların can güvenliğini tehlikeye atacağı ve haklarını ihlal edeceği uyarısında bulunuluyor. Mevcut yasanın değiştirilmesi değil etkin uygulanması için kamu idaresinin üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmesinin yeterli olacağı ifade ediliyor.

Alelacele Adalet Komisyon’undan geçirilen kanun teklifine dair açıklamanın devamı şöyle:

KADININ CAN GÜVENLİĞİ YOK

“Ülkemizde her gün en az üç kadının adliye kapıları, okul önlerinde erkek şiddetine maruz bırakıldığı, öldürüldüğü gerçeğine karşın; kanun teklifinde, Adalet Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü’nce belirlenen çocuk teslimi mekanlarında, kadının can güvenliğinin sağlanmasına yönelik hangi önlemlerin alınacağı belirtilmemiştir. Teslim yerinde kadınların erkek şiddetine maruz kalma ihtimalinin öngörülmemiş olması kabul edilemez.

Teklifte velayeti elinde bulunduran ebeveyne, ki çoğunlukla bu ebeveyn annedir, ‘çocuk kaçıran’ muamelesi yapılmaktadır. Kadınların çocuklarına veya kendilerine yönelik şiddet tehdidine dair endişeleri ve önlem alınmasına dair talepleri tamamen göz ardı edilmiştir. Üstelik kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kadınların çocuklarını şiddet tehdidi, can güvenliği riski olduğu için ‘teslim etmemesi’ halinde disiplin hapsi ile cezalandırılması söz konusu olacaktır. Ve bu aşamada çocuğun üstün yararı ilkesi de göz ardı edilmektedir. Ayrıca söz konusu sürecin Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yürütülmesi, boşanmış ailelerin çocuklarının mağdur olduklarına dair ön kabulün ve boşanmanın ‘kötü’ olduğu fikriyatının bir tezahürüdür.

ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI LAFTA KALMIŞ

Teklif maddelerinde altı çizilen çocuğun üstün yararı ilkesi, çocukla ilgili her konuda, haliyle kişisel ilişki kurulmasında da ana-baba yararı ile çocuğun yararının çatışması halinde çocuğun yararına üstünlük tanınmasını gerektirir. Kişisel ilişkinin amacı, kanun teklifinin gerekçesinde yazıldığı gibi ‘annelik veya babalık duygusunun tatmini’ değil, çocuğun yararıdır. Çünkü kişisel ilişki kurma hakkının öznesi çocuktur. Çocuğun kişisel görüşme hakkının, taraflar ve hatta aileler arasında gerginliğe neden olması ancak bu hakkın temel öznesinin çocuk olduğunun yasalarca da kabulüyle aşılabilir. Çocuğun can güvenliğinin ve şiddetsiz yaşam hakkının gözetilmediği bir kanun teklifinde çocuğu anne-baba arasında paylaşılacak bir ‘nesne’ olarak görüldüğü açıktır.

UZMAN EŞLİĞİNDE TESLİM MUĞLAK VE GÖSTERMELİK

Teklif metninde çocuk teslim merkezlerinde çalışan uzmanların mahkemeden bağımsız görev yapacağından bahsedilmektedir. Bu durum, her seferinde değişme riski olan uzmanın çocuğu tanımadan bir raporlama yapmasına yol açabilir. Teklifte bahsedilen danışmanlık tedbiri de teklifteki pek çok düzenleme gibi son derece muğlaktır. Söz konusu danışmanın hangi konuda ne kadar uzmanlığı, tecrübesi ve yetkisi olacağı belirsizdir. Bu da uzmanların varlığının göstermelik olduğuna ilişkin şüphe uyandırmaktadır. Oysa her somut olay; olayın tüm özellikleri, tarafların geçmiş ilişkileri, şiddet geçmişleri olup olmadığı gibi tüm unsurlar dikkate alınarak uzmanlar tarafından hazırlanacak bir raporla titizlikle belirlenmelidir. Bu konuda gösterilecek özenin ölçüsü, çocuğun yararı bağlamında en üst düzeye çıkarılmalıdır.

Özetle; 5. Yargı Paketi, kadınların ve çocukların kazanılmış haklarını ve hayatlarını tehdit eden kişisel görüşme hakkının düzenlenmesine ilişkin maddeleri sorun çözmek yerine yeni toplumsal sorunlar üretme özelliğine sahiptir. 

•    Çocuğun kişisel görüşme hakkına ilişkin maddeler tekliften çıkarılmalıdır. İlgili yasa maddeleri olduğu gibi korunmalı ve genelgelerle belirlendiği şekliyle etkin, özenli ve hassasiyetle uygulama sorumluluğu kamu idaresinindir. Toplumsal ihtiyaç, yasanın oldu bitti yöntemlerle değiştirilmesi değil etkin uygulanmasıdır.

•    Eşitlik İçin Kadın Platformu -EŞİK olarak yasalara dokunma uygula temel görüşümüz doğrultusunda Sarayın kalın duvarları arkasında yapılmış yasalara ‘hayır’ diyoruz. Tüm tarafların ve uzmanların katılımıyla, çoğulcu, kapsayıcı ve müzakereci yöntemlerle demokratik ortamda, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle tasarlanmayan hiçbir yasal değişikliği kabul etmiyoruz.  

Önümüzdeki yasama yılında her an yeni yasa teklifleri ile yoksulluk nafakasının süreye bağlanması, 6284 şiddet yasasının budanması, TCK 103 çocuk istismarcılarına af getirilmesi gibi girişimlerin Meclise getirilmesi olasılığa kaşı gözümüz açık ve takipteyiz.”

İlgili haberler
5. yargı paketinde kadınlar için neler var?

Tek adamın kararıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi sonrası kadınların haklarına yön...

Çocuğun üstün yararını gözeterek hareket edilsin!

Uzmanlardan çocuk istismarı suçlarında yasal düzenleme önerilerini sunan bir rapor yayımlandı. Rapor...

Yargıtay’a göre erkeğin aşağılanması kadına şiddet...

Yargıtay, erkeğin “erkekliğinin aşağılanması”nı, kadına şiddetten daha ağır bir suç olarak gördü. Şi...