DEÜ’den 8 Mart çalışması: Geçmişten gelen mücadeleler önümüzü aydınlatıyor
Dört bir yada 8 Mart etkinlikleri gerçekleşirken üniversitelerde de rektör ve iktidar baskısına rağmen kadınlar bir araya gelip çalışmalar yapıyor. Bu 8 Mart çalışması da Dokuz Eylül Üniversitesinden.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe sayılı günler kala Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak İzmir Kadın Platformunun düzenlediği mitinge kendi pankartımızla ve taleplerimizle katılma kararı almıştık kahvaltı etkinliğimizde. Sözleştiğimiz gibi kahvaltıdan bir sonraki hafta sonu buluşup dövizlerimizi ve pankartımızı hazırlarken bir yandan hep birlikte bir şeyler üretmenin sevincini yaşıyor bir yandan da kararlaştırdığımız “Kadının Toplumdaki Konumu” ve “100. yılında 8 Mart ”makalelerini konuşuyorduk. Uzun zamandır kadın mücadelesinin içinde olan Buca Kadın Derneğinden de Hülya ablayı çağırdık tecrübelerinden ve bilgi birikiminden yararlanmak için. Yorulduğumuzu hissettiğimiz anda çaylarımızı söyleyip başladık konuşmaya.

İlk önce “kadın sorununu” doğru bir biçimde ele alabilmek için geçmişten bugüne kadının toplumdaki konumu ile üretimdeki rolü arasındaki bağı; ilkel komünal yaşamdan kapitalist topluma kadar inceledik. Mesela İnsanlığın ilk gelişim döneminde farklı ekonomik temele göre kadının konumu da farklılık gösteriyormuş. Kadın, ekonomik sistemin ana üreticisi ise (tarım) saygı görüyor ve büyük haklara sahip oluyor. Ama emeğinin, ekonomik sistem içinde ikincil önem taşıdığı yerde, zamanla bağımlı ve erkeğin hizmetçisi konumuna geliyormuş.

Diğer bir noktadan teknolojinin gelişmesiyle insanların adeta makinelerin bir uzantısı halini aldığını ve kas gücünün artık çok gerekli olmadığını bunun sonucu olarak da kadınların ve çocukların iş yaşamına girdiğini ancak ucuz iş gücü olarak hem iş yerinde patronları tarafından hem de evlerinde eşleri ya da aileleri tarafından sömürülmeye başlandıklarını ve bunun kapitalist sistemle ilişkisini inceledik.

Bu ilişkileri aklımızın bir köşesine yazıp 8 Mart’ın tarihini ve bu minvalde dönen "dünya kadınlar günü" mü, yoksa "emekçi kadınlar günü" mü tartışmalarını kendi sohbetimize taşıdık. 8 Mart’ın soyut bir “kadın-erkek eşitliği” talebiyle belirlenen bir “kadınlar günü” değil. Tersine, ABD’li kadın emekçilerin, başlattıkları grev ve direnişle (1858) taleplerinin temelini cinsiyete değil, sınıfsallığa dayadıkları sürecin yapı taşıdır. Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü ilan edilişinin nedeni de nedeni. Bu günün anlam ve önemini bildiğimizden kendi dövizlerimizde de Flormar işçilerinin direnişini selamlamayı ve onların mücadelesini yükseltmeyi görev saydık kendimize. Geçmişten günümüzü gelen bu mücadele örnekleri bizim önümüzü aydınlatan bir fenerken gücümüzün birlik ve daha çok bir araya gelmek olduğunu biliyoruz.




İlgili haberler
Bursa’da kadınlar 8 Mart’ta sokakta

Bursa’da kadınlar, Bursa Kadın Platformu’nun çağrısıyla talepleriyle sokağa çıkıyor. Kadınlar, 8 Mar...

Manisa’da kadınlar 8 Mart’ta sokakta

Manisa’da kadınlar, Manisa Kadın Platformu’nun çağrısıyla 8 Mart’ta sokağa çıkıyor: ‘Mücadele kadınl...

Aydın’da 8 Mart etkinlikleri

Aydın Kadın Dayanışma Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir dizi etkinlik düzen...