Antep'te babası iş insanı olan Mehmet Kaplan’ın evinin penceresinden şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitiren Duygu Delen'in ölümüne ilişkin soruşturmada bilirkişi raporu hazırlandı. Şule Çet'in şüpheli ölümünün aydınlatılmasında da rol oynayan Prof. Dr. Hakan Kar'ın hazırladığı raporda, “Duygu Delen’in düşme anında bilincinin kapalı ancak canlı olduğu” tespitine yer verildi. Olay yerinde bulunan kemere dikkat çekilen raporda, Delen’in vücudunda sert bir cisimle vurma sonucu oluşabilecek “ray tipi ekimoz” bulunduğu belirtildi. 

'EKİMOZLARIN DÜŞME SONUCU OLUŞMASI BEKLENEMEZ'

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin bugünkü köşesinde yer verdiği bilirkişi raporunda, Delen'in sağ kol üst bölgesinde ray tipi ekimoze görünüm, sağ dirsek dış yüzde V tipi ekimoze ile bunun devamında ray tipi ekimoze görünüm ve sol bacak alt yüzün tamamında ray tipi görünümlü ekimoz bulunduğu belirtildi.

Raporda “ray şeklindeki ekimozların, olay yeri görüntülerdeki genç odası zemininde yer alan kemer ile darp sonucu oluşmuş olabileceği gibi, olay yerinde saptanamayan başkaca sert, künt, silindirik veya köşeli sopa benzeri bir cisimle darp sonucu da oluşmuş olabileceği, ancak kişinin yüksekten düz beton zemine düşmesi sonucu oluşmasının adli tıbbi açıdan beklenmediği” kanaatine yer verildi.

KAPLAN TARAFINDAN ATILMIŞ OLMA İHİTİMALİNİ KUVVETLENDİREN BULGULAR

Bilirkişi raporunda, Duygu Delen’in düşerken herhangi bir tepki, refleks ya da kaçınma gibi bir hareket göstermemesi ancak düşmesinden sonra 39 kalp atımı tespit edilmesinin, düşme anında bilincinin kapalı ancak canlı halde bulunduğu kabulü gerektirdiği belirtildi.

Raporda Delen’in kan ve idrar örneklerinde alkol ve uyuşturucu tespit edilmediği, vücudunda 'ray şeklinde ekimozlar' tespit edilmiş olmasıyla birlikte değerlendirildiğinde, bilincinin kapalı olmasının, darbedilme sonucu meydana gelmiş olabileceği kanaatine varıldığı aktarıldı.

Delen’in düşmesi sırasında bisikleti ile geçen çocuğun ve bina görevlisinin herhangi bir bağrışma, ağlama, çığlık ya da gürültü duymamış olmasının da düşme anında bilincinin kapalı olduğu değerlendirmesine yol açtığı aktarıldı.

Raporda, "Bulguların, maktulün şüpheli tarafından atılmış olma ihtimalini kuvvetlendiren bulgular olduğu” kanaati ifade edildi.

Öte yandan Duygu Delen’in düşerken çarparak kırılmasına neden olduğu üçüncü kat balkonundaki çamaşır ipinin üzerindeki kan lekeleri incelemeye alındı. Raporda, “Kanın Duygu Delen’e ait olduğunun tespit edilmesi durumunda, düşmeden önce kanamaya neden olacak travmaya maruz kalmış olduğu ortaya çıkacaktır” denildi.

ALKOL VE UYUŞTURUCU TESPİT EDİLDİ

Raporda ayrıca Mehmet Kaplan’ın “olay sırasında alkol zehirlenmesi tablosu içinde olduğu” belirtilerek, esrarın etkisiyle muhakeme ve koordinasyon kaybının yaşandığı kaydedildi. Kaplan’ın antidepresan da kullandığı belirtilirken Duygu Delen’in kan ve idrar örneklerinde alkol ve uyuşturucu tespit edilmediği aktarıldı.

Raporda Mehmet Kaplan’ın telefonunun incelenmesi sonucunda tespit edilen ve öfkesini kontrol edemediğini belirttiği bir mesajına da yer verildi. Kaplan mesajında “(...) Ama sinir hastalığımın 18 sene boyunca önüne geçemedim. Sadece belli bir yere kadar kesebiliyorum. Bunu da bilerek daha çok zarar vermek istemiyorum Duygu’ya" ifadelerini kullanıyor.

KAPLAN'IN ELİNDEKİ YARA CAM KESİĞİ OLAMAZ

Raporda, Mehmet Kaplan'ın yatak dolabının camlı kısmına yumruk atması sonucunda elinde oluştuğunu söylediği yaraya dair de kanaat bildirildi. Cam, ayna kırığı gibi keskin yüzeylerde meydana gelen kesikte yara kenarlarının tıbbi açıdan düzgün olacağı tespitine yer verilerek, “Mehmet Kaplan’da tespit edilen yara düzensiz olup tıbbi açıdan künt, travmatik yaralanmadır. Cam ve ayna kırığı değil, sert ve künt bir yere vurma sonucunda oluşmuştur” denildi.

KAN İZLERİNİN ELDEKİ YARADAN KAYNAKLANMASI MÜMKÜN DEĞİL

Olay yeri inceleme ekiplerinin evin içinde, iki yatakta, banyoda ve antrede yoğun kan damlaları bulduğu; kapı kollarında, balkon kapısında, stor perdede, balkon korkuluklarında kan örnekleri tespit ettiği belirtilerek, “Evde tespit edilen kanın miktarının ve dağılımının elindeki 1x1 cm’lik kesikten kaynaklanmasının tıbbi açıdan mümkün görülmediği” görüşüne yer verildi.