TİP’li Kadınlar: ‘AKP din kartı ile seçmeni konsolide etme yolunu arıyor’
'Diyanet’i ve gerici politikalarını teşhir etmek ve etkili bir mücadele hattı örmek mümkün' diyen TİP’li Kadınlar sözcüsü Sevgi Özlem Gülmez, Diyanet'in artan rolüne dair konuştu.

Dosya 4. Gün

AKP iktidarının özellikle 2010 sonrası döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı'na toplumsal ve siyasal hayatın her alanında etkin bir rol verilmesinin kadınlar açısından yarattığı sonuçları değerlendirdiğimiz dosyamızda, kadın hareketinin bu süreci nasıl değerlendirdiği ve bir mücadele gündemi olarak nasıl ele aldığına ilişkin sorularımıza bugün TİP’li Kadınlar’dan Sevgi Özlem Gülmez yanıt veriyor.

TİP’li Kadınlar sözcüsü Sevgi Özlem Gülmez, Diyanet’in devlet kademelerinde üstlendiği role ilişkin sorularımızı yanıtlıyor, “Kadın hareketi açısından bu konu laikliği ve yaşamlarımızı savunmak, her türlü gerici müdahaleye karşı birlikte hareket etmek gündemi ile ele alınmalıdır” diyor.

Diyanet Vakfı, gittikçe devletin her kademesinde söz sahibi olan ve yaşamın her alanına müdahale etme yetkisi ve bütçesine sahip bir kurum haline her geçen gün getiriliyor. Diyanet’in dünden bugüne politikada başrol haline geldiği süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

AKP, 2002 seçimlerinde milli görüş gömleğini çıkarıp ne kadar “değiştiğini”, düzen içi seçenek olarak ne kadar kullanışlı olduğuna sermaye çevrelerini ikna ederek iktidar olmuştu. Ancak geçen 20 yılda siyasal İslamcı gelenekten gelen bu hareketin Diyanet’in bütçesini arttırması, Diyanet İşleri Başkanının şeyhülislâm gibi fetvalar vermesine sessiz kalması, bizim gibi yıllardır AKP saray rejiminin gerici politikalarıyla mücadele edenler için şaşırtıcı değil. Artan işsizlik, yoksulluk karşısında AKP, dincilik kartı ile seçmenini konsolide etmenin yollarını arıyor.

Diyanet’in sınırlarının her geçen gün daha da genişlemesinin kadınlar ve kız çocuklarının yaşamlarına etkileri neler oluyor? Diyanetin yaşamın her alanına etkisi ve Diyanet’in mevcut pozisyonunun gelecekte kadınlar ve kız çocukları için sonuçları sizce neler olabilir?

Diyanet’in yaşamlarımıza müdahalesini, kadınların onlarca yıllık mücadelesinin sonucu olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından, küçük yaşta evlilik adı altında çocuk cinsel tacizinin meşrulaştırılmasından, LGBTİ+’ların toplumdan dışlanarak ötekileştirilmesinden ve düşmanlaştırma politikalarından bağımsız düşünemeyiz. 4+4+4 sistemi ile kız çocuklarının okullaşma oranı düşürülüyor. AKP'nin “makbul kadın” normlarına uyacak nesil yetiştirme hevesi ile girdiği yol maalesef kız çocuklarının okul hayatlarına mal oluyor.

Dosyamızın 2. Gününde Burcu Karakaş: “Diyanet, neredeyse hemen her bakanlıkla protokol imzalayıp iş birliği yapıyor. Bunun başında gelen en önemli bakanlıklar Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı.”

Kadın hareketi açısından bu konu sizce bir mücadele gündemi olarak nasıl ele alınmalı? Nasıl bir mücadele yolu izlenmeli?

Kadın hareketi açısından bu konu, laikliği ve yaşamlarımızı savunmak, her türlü gerici müdahaleye karşı birlikte hareket etmek gündemi ile ele alınmalıdır. Bugüne kadar yaptıklarımızla birlikte mücadele pratiğimiz gelişti. Kadınların güç birliği ile Diyanet’i ve gerici politikalarını teşhir etmek ve etkili bir mücadele hattı örmek mümkün.

Dosyadaki tüm yazılara ulaşmak için TIKLAYINIZ

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Kamusal alanın eli güçlü tasarımcısı: Diyanet

Gazeteci- Yazar Burcu Karakaş Diyanet İşleri Başkanlığı’nın pratikleri ve tek adam rejimi içerisinde...

Feride Eralp: ‘Diyanet’in büyüyen etkisi eşitsizli...

Dosyamızın kadın hareketinin Diyanet'in dönüşümünü nasıl değerlendirdiğini ele aldığımız bölümümüzde...

1924’ten günümüze bütçesi, mevzuatı, kurumları, pe...

Dünden bugüne Diyanet İşleri Başkanlığı'nın nasıl değişimlere uğradığına, yetkilerinin nasıl değişti...