Rosa Luxemburg
Kulaklara basmakalıp tabirler olarak gelen “üretimden gelen gücümüz” gibi ifadelerin içinde taşıdığı hakikati yeniden en genel hakikat haline getirmemiz gerekiyor.
Tiyatro sanatçısı Jülide Kural’ın yazıp, yönettiği ve tek başına oynadığı Ben Rosa Luxemburg oyununu, oyuna dair merak edilenleri konuştuk.
7 Mart 1914’te Leipziger Volkszeitung gazetesinde yayımlanan ve işçi kadınların yaşam koşullarına ışık tutan bu yazı 8 Mart tarihi için de önemli bir tarih sayfası…
Rosa Luxemburg’un mücadelesi, insanın insan gibi yaşaması, özgürlük ve barışın mücadelesidir. Eylemi, işçi sınıfını, kadınları, emekçileri zincirlerinden kurtaracak yeni bir dünya kurmanın eylemidir.
Rosa Luxemburg, yüz yıl önce bugün şiddetle bastırılan Spartaküs ayaklanmasının ardından kolluk güçlerince vahşice öldürüldü.
Rosa, bir kadının sınırlarının irade gücüyle ne kadar zorlanabileceğini, insanın prangası haline gelmiş gelenek ve göreneklerin kuşatmasından nasıl kurtulabileceğini gösteren güçlü bir figürdür.
Rosa'nın kişisel öyküsü, içinde yaşadığı tarihsel ortamın ürünüdür ve bu tarihsel öyküyle sarmal haline gelir. Rosa bu anlamda bir tarih, tarih bu anlamda Rosa'dır.
‘Savaş’ diye bağıranların sesi, barış isteyenlerin aslında ne kadar da çok olduğunu göremeyelim diye en yüksek perdeden çın çın çınlarken... Kulağımızın pası silinsin diye...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.