Bizler farklı iş kollarında çalışan ve iki ayrı semtte yaşayıp bir araya gelen Ekmek ve Gül okurlarıyız. Ekmek ve Gül dergisinin çıktığı cumartesiyi takip eden ilk pazar günü bir buluşma planlarız. Arkadaşlarımızın evlerinde ne varsa hazırlayıp getirdikleri, çayımıza sevgimizi, dostluğumuzu kattığımız bir buluşmadır bu.
Elbette çay içip kekle karnımızı doyurmuyoruz sadece. Çocuklarımızın geleceği için eğitimi, kadının boşandıktan sonra hayatını idame ettirebilmesi için nafaka hakkını, şiddet gördüğünde nerelere başvurabileceğini öğreniyoruz. Bu ay İzmir’de havaların ısınmasını da fırsat bilip kahvaltı için piknikte bir araya geldik. Uzunca bir masada öyle zengin bir kahvaltı vardı ki anlatmakla bitmez. Mutfaklarımızda ne varsa paylaşmanın heyecanıyla toplayıp gelmişiz.
3 neslin bir arada olduğu topluluğumuzda kadınların sorunları hep aynıydı. Sosyal bir devlet olmayan ülkemizde kadın olarak “var olma” mücadelesi. Köyünde okutulan tek kız çocuğu olmanın verdiği zorluklar, Türkçe bilmeden büyük şehre gelip sırf çocuklarını okutmak için yaşamaya çalışmak, erken yaşlarda evlendirilip çocuklarıyla birlikte kendi eğitimini tamamlamaya çalışmak ve daha nice problemler... Tabii bununla bitmiyor. Bir de her geçen gün artan şiddet boyutu var.
KORKULAR, YALNIZLIK, BASKI…
Örneğin halk arasında şiddet denilince akla hemen fiziksel olan geliyor değil mi? Eşi tarafından kıskanılan, evden dışarı çıkmasına izin verilmeyen, kadın olduğu için kendine kızacak noktaya getirilen kadının yaşadığı şiddete ne diyeceğiz? Evlenip büyük bir aile ile bir arada yaşamaya zorlanan, analığını, kadınlığını unutan kadının yaşadığı da şiddet değil mi? Sözlü ya da susarak uygulanan bedende izi olmayan ama ruhumuzda silinmeyecek izler bırakan şiddeti konuştuk.
Böylesi bir şiddete katlanma meselesi ise sadece kadının işinin olmaması ya da başını sokacak bir evinin olmaması değildi. Bazen toplumda yalnız bir kadın olarak çocuklarını büyütememe korkusuydu. Bazen de etraf ne der düşüncesiyle, tek başıma ne yaparım korkusuyla bugünlere nasıl geldiklerini paylaştık. Aslında yaşamlarımıza geri dönüp baktığımızda kendi gücümüzün farkında olmadığımızı anladık. Kadınların bir arada ve örgütlü olduklarında başaramayacakları, üstesinden gelemeyecekleri hiçbir zorluğun olmadığının farkına vardık.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.