Yerel seçimlere adım adım yaklaşırken “Nasıl bir yerel yönetim istersin?” diye sorarsanız, “Ben halkçı bir yerel yönetim olsun” derim. İl ve ilçe belediyelerinde halk meclisleri kurulsun, bu halk meclislerinde kadınlar çoğunlukta olsun ve kadınların sorunlarına çözümler üretmek üzerine çalışmalar olsun istiyorum. Şehri veya semti nasıl daha yaşanılır hale getirir miyiz? Ne mi olmalı? Mesela her bir sokağın ışıkları yanmalı ve kadınlar gece geç saatlerde işten çıkarken tacize uğrama korkusu olmadan evine güvenli bir şekilde gidebilmeli. Her mahallede belediyenin çocuk kreşleri olmalı ve anneler işe giderken çocuklarını bu belediye kreşlerine güvenerek bırakabilmeli. Yerel yönetimler yüksek ev kiraları karşısında sosyal belediyecilik anlayışıyla halkın yanında olmalı, bu konuda halkın yükünü hafifletmeli.
Ve deprem…Çok geriye gitmeye gerek yok. Bir yıl öncesine dönüp baktığımızda 6 Şubat depremlerinde binlerce canımızı kaybettik. Küçükçekmece sakinlerinden biri olarak İstanbul’da beklenen deprem için bütün ilçelerde binaları depreme dayanıklı hale getirerek insanlara mezar olacak binalar değil dimdik ayakta kalan binalar inşa edilsin.
Sanata, kültüre, bilime dayalı bir kent kurmak, çocuklarımıza güzel bir miras bırakmak ancak halkla birlikte olur. Kapıları yandaşa değil halka açılan kurumlar olsun. Karar vericiler kişi değil halk olsun. Halk sandığa attığı oyuyla yetkiyi kendine vermiş olsun…
Fotoğraf: Canva Pro kolaj
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.