Merhaba, ben çorap baskıda çalışan bir işçi kadınım. Sizlerle bir duygumu paylaşmak istiyorum.
Ekmek ve Gül ile oturduğum mahalledeki tanıdıklarım vasıtasıyla tanıştım. Hatta derginin adını duyduğumda bir kadın dergisine ne kadar yakışan bir isim olduğunu düşünmüştüm.
Bir buçuk yıldır dergiyi takip ediyorum ve içeriğinden de oldukça faydalanıyorum, hele kapak resimlerine bayılıyorum.
İki yıldan fazladır aynı fabrikada çalışıyorum. Derginin temmuz sayısında yıllık izinlerle ilgili bir yazı vardı hatırlarsanız. Ben yazıyı okuyunca patronla aramda geçen konuşma aklıma geldi. İşyerinden bir arkadaşımız on dört gün yıllık izin istediğinde patron pazar günlerinin resmi tatil sayılmayacağını yıllık izinden düşüleceğini söyleyince ben de tepki göstermiştim. Pazar günlerinin yıllık izinden sayılmaması gerektiğini söyleyince “Yok öyle bir şey, kim söylüyor” diye çıkışıp kabul etmeyerek konuyu kapattı. Bir hafta sonra dergi elime ulaştığında bu konuyla ilgili yazıyı okuduğumda haklı olduğumuzu teyit ettim. Aklıma hemen bu yazıyı patronuma gösterip haklılığımı ispatlamak geldi ama sonra düşündüm ki patronum bunu bal gibi biliyordu, sadece işine gelmiyordu. En iyisi ben bu bilgiyi arkadaşlarımla ve çevremdekilerle paylaşmalıyım dedim ve dediğimi de yaptım.
Demem o ki Ekmek ve Gül bildiklerimizi hatırlattığı gibi bilmediklerimizi de öğreten bir dergidir.
İlgili haberler
Mevzu bozuk psikoloji değil, bozuk çark
Kaybedecek sarayımız da yok, ejder suyumuz da. İster dış güç desinler, ister başka bir şey; Yoksullu...
Alerji mevsimi geldi, kendisi gelmesin!
Alerjenler genellikle dış ve iç ortam alerjenleri olarak sınıflandırılır. Alerjenler ülkeden ülkeye,...
Dayanışma ile yeniden başladım
Küçük yaşlarda istismara uğrayan, çocukları için ayakta kalmaya çalışan genç bir kadın o. Tanıştığı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.