Esenyurt’tan işçi kadınlar: Bu yoksulluktan Cengiz Holding etkilenmiyor!
Bir tarafta ağır çalışma koşullarından, zorunlu mesailerden hali kalmayan, borç batağına saplanmış işçiler, diğer tarafta Cengiz Holding’in silinen vergileri ve işçilerin biriken öfkesi...

Borçlanma, pahalılık, yoksulluk, asgari ücret, yeni yıldan beklentilerin azalması… Pandemi ile perçinlenen, dilimizden düşmeyen zorluklarımız umutlarımız bunlar. Esenyurt’tan kadınlarla, bu süreci nasıl yaşadıklarını konuştuk. 

‘CENGİZ HOLDİNGİN 422 MİLYON BORCU SİLİNİYOR DA...’

Markette çalışan bir kadın işçiyle başlıyoruz sohbete, borçlardan açılıyor konu hemen; “Şu an ülkemizde herkes borçlu. Hatta borçlu kişi borcunu kapatmak için yine borçlanıyor. Bu durum bence ekonomimizin diğer ülkelere göre daha geride oluşundan kaynaklanıyor” diyor. Her şeyin neredeyse her gün yeniden zamlandığından dert yanan market işçisi, “Fiyatlar her gün zamlanıyor ama aldığım para aynı kalıyor. Örneğin asgari ücret 2825 lira oldu, beş litrelik en ucuz sıvı yağ 65 lira. İki ay sonra asgari ücret aynı kalacak ama aynı yağ yine zamlanacak. Son süreçte yaşamın, geçimin zorlandığını söyleyebilirim. Ancak bu durumdan herkes aynı etkileniyor diyemem. Bence herkes çekmiyor bu yükü. Örneğin Cengiz Holdingin 422 milyon liralık vergi borcunun silindiğini duymuştuk. Bu borcu silen devlet, öğrencilerin kredi borçlarının faizlerini bile silmiyor. Bence bu durumdan yoksullar etkileniyor sadece. O kadar reklamlar yapıldı, ‘Esnafımızın yanındayız’ diye. E yardım ettiniz de, yine borç verdiniz? Millete verdikleri paraları fazlasıyla alacaklar. Bu yardım olmuyor ne yazık ki. Ekonomik tedbir falan hak getire. Bu anlamda hiçbir şeyi yeterli bulmuyorum” diyor.

Market işçisi kadın ailesinin durumunu da anlatıyor: “Üzülüyorum, babam emekli, yaşından dolayı hiçbir iş yeri almıyor. Annem emekli olmak için çabalıyor. Aldıkları para kiraya, faturaya gidiyor. Kalanı da borca. Bu yaştan sonra yaşlılıklarının tadını çıkarıp dinlenecekleri yerde borç ödemeye mahkumlar. Yeni yıldan da para bekliyorum valla, sağlık falan beklemiyorum. Param olsun zaten bir şekilde sağlığım da iyi olur. Şimdi hem param yok hem bu pahalılıkla sağlığım elden gidiyor.”

‘SİLDİKLERİ VERGİLERİ PEK ÇOK İNSANIN FATURASI ÖDENİR’
Muhasebeci bir kadınla devam ediyoruz sohbete. Borçlardan ve ücretlerden konuşuyoruz, o da Cengiz Holdingin silinen vergi borçlarına dikkat çekiyor o da: “Daha sene içerisinde Cengiz Holdingin 400 milyon lira vergi borcunun silindiği ortaya çıktı. Devlet o sildiği vergilerle pek çok insanın faturalarını ödeyebilir.” Ekonomik anlamda hiçbir tedbir alınmadığını da dile getiriyor: “Alınan tedbirler yine kendilerini kurtarıyor. Halka ise yine hiçbir şey yok. Ekonomik tedbir dedikleri ne ki! Yarım maaşla geçinmeye çalışan insanlar mı? Kepenk kapatan esnafın hali mi? Yoksulluğun olmadığını söyleyen milletvekili sadece bir ay asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmeli. Ben de o zaman söylediklerini tekrar ederse inanırım. Asgari ücret bir ailenin faturaları ve gıda giderleri hesaplandıktan sonra üzerine 3000 TL eklenerek hesaplanmalı.”
‘ZENGİN İLE FAKİR ARASINDAKİ FARK VİCDANLARA EMANET’

Pandemi öncesinde sözleşmeli öğretmen olarak çalışan, şimdi ise ambalaj fabrikasında işçilik yapan bir kadınla konuşuyoruz bu kez. Pandeminin hayatına yansımasını anlatıyor: “Öğretmenlik yapamayınca, ambalaj fabrikasına girdim. Borçlanıyoruz, başka çare bulamıyorsun çünkü. Özellikle İstanbul gibi bir yerde yaşıyorsan borçsuz yaşaman mümkün değil. Şimdi mesela çalıştığım yerde Kısa Çalışma Ödeneği uygulanmaya başlandı. Herkesin aklındaki tek soru, krediler nasıl ödenecek? İnsanların belli bir bütçesi var ve bu bütçe kuruşu kuruşuna bir yere verilecek şekilde ayrılıyor. Çoğu kadın aldığı maaşı cebine koyup bir saat bile gezemiyor. Maaş yattığı saatte başlıyor telaş.”

Pandeminin zenginle yoksulu aynı oranda etkilemediğini söyleyenlerden biri de o: “Herkesi etkiledi bu süreç ama etkilenme boyutlarını düşünmek lazım. Mesela bir zengini de etkiledi bu yıl, araba modelini üst model yapamamış olabilir. Dar gelirliyi etkileme biçimi de evine ekmek götüremiyor oluşu. Aradaki fark vicdanlara emanet.”

‘BEDENİM İFLAS EDİYOR’ DEDİĞİM NOKTAYA GELDİM
Borçların artması, herkesin borcu borçla kapatmasına dair konuşurken ambalaj işçisi başka bir kadın işçi giriyor araya: “Benim için olumlu bir yanı oldu pandeminin, 5000 lira kredi verdi devlet, 500 lira faizli. ‘Bedenim iflas ediyor artık’ dediğim noktaya geldim yorgunluktan. Çünkü iş yeri çalışma saatini on iki saate çıkardı. E üstüne fazla mesai derken sağlık durumum bozuldu. Özel sektörde yankı bulmadı bu ücretli izin. Patronların ‘Vergiyi düşürün biz ücretleri yükseltelim’ demişti. Zaten milyarlar siliniyor hâlâ istekleri ne? ‘Bizim bütçemiz var’ diyordu devlet. O zaman halkına doğru düzgün kullanmadı, gidip yurt dışına erzak sevk etti. Ve bununla da övündü.”
‘Yoksulluk yok’ diyenlere de seslenen işçi kadın: “Sokakta yatan insanları ben hâlâ görüyorum kim ne derse desin. Alım gücünün düşüklüğü de ortada. Beslenmede yeterli gıdayı tüketemiyoruz. Bir eksiklik çıkıyor ve mutlaka dışarıdan gıda takviyesi ilaç vb. alıyoruz. İş yerindeki yemek olmasa mutfak alışverişi beni tüketir. Kışlık kıyafet alışverişim için aylar öncesinden para biriktiriyorum. Asgari ücretin 5000 lira olması lazımdı ki geçinebilelim. Devlet, patronlar bizim ücretlerimizi düşük tutup kendilerinin rahatlığına daha fazlasını katmak istiyorlar. Bizim bir makinenin üretimi günlük 100 bin lira. Kaç işçinin maaşı çıkıyor oradan bile. 5 bin verse batmaz asla. Gözleri doymuyor asıl olan bu.”
‘PANDEMİ BAZI ŞEYLERİ GÖRÜNÜR KILDI’

2021’den beklentisinin pandeminin bitmesi olduğunu söyleyen işçi kadın devam ediyor: “Bittiği zaman insanlar her şeyin farkına varacak çünkü. Maddi manevi zorlukları yaşadık. Devletin halkının arkasında durmadığını korona zamanı gördüm. Bu zamana kadar bu denli bir zorluk yaşamadığımız için göremiyorduk bazı şeyleri. Normal günlerimizde hep ‘Biz halkımızın yanındayız, sermaye halkımız için’ gibi bir dünya söylemleri oldu. Şimdi ise yaşananlar ortada ve pandemi sona erince tüm sisler kalkacak. Ve millet zor zamanında devletin aldığı konumu net olarak görecek.”

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Patronun serveti büyüyor, işçilerin ise borçları…

Pandemi boyunca üretime devam eden, devletten teşvik üstüne teşvik alan ve kârlarına kâr katarak büy...

Sömürü neydi?

Patronların bir sınıf olduğu kolay anlaşılıyor. Oysa işçilerin de bir sınıf olduğunu anlatmaya gelin...

Elimizden alınan ekmeği de gülü de geri alacağız

‘Patronların her yerde olduğu gibi bizim depoda da istediği şey bizi birbirimizden uzaklaştırmak, va...