Sabancı Vakfı Hibe Programı tarafından desteklenen “Kız Kardeşimle Güçlüyüm” projesi kapsamında pandemi süresince yüzlerce kadınla bir araya geldik. Bu bir yıl boyunca düzenlediğimiz eğitimlerde birbirimizden öğrendik, deneyimlerimizi paylaştık. Drama, resim ve ritim atölyelerinde birlikte üretmenin sevincini yaşadık. Projeyle birlikte ürettiklerimizi paylaşmak ve mahalledeki kız kardeşlerimizle bir araya gelip dayanışmamızı büyütmek için de “Kız Kardeşimle El Ele” şenliği düzenlemeye karar verdik. Şenlik çalışmalarına katılıp dayanışmanın bir parçası olan kadınlar olarak nasıl bir süreç yaşadık, sizlerle paylaşmak istiyoruz.

‘HİÇBİR AYRIM YAPMADAN BİRBİRİ İÇİN MÜCADELE EDEN KADINLAR…’
Nergis MİTİL
“Kadınlar kadınlarımız…” diye başlayan şiiri her zaman çok sevmişimdir. Derneğimizdeki kadınlar da bu şiirdeki gibi güçlü kadınlardır. Bu kadınlarla mahallemizde harika bir şenlik gerçekleştirdik. Şenliğimiz o kadar güzel geçti ki kadınlarla bir kez daha gurur duydum. Büyük bir alanda kurulan kocaman bir sahne, harika sanatçılar, yemek yapıp paylaşan kadınlar, çocuklar için hazırlanan atölyeler, resim sergisi… Tabii ki omuz omuza kenetlenmiş kocaman bir halay halkası. O halaydakiler birbirini tanımasa da hiçbir ayrım yapmadan birbiri için mücadele eden kadınlardı. En güzeli de “Yaşasın kadın dayanışması” sloganı oldu. Demek ki, kadınlar birlik olursa dünya bile değişir.

BİRLİĞİMİZ, MÜCADELEMİZ, RENKLERİMİZ HİÇ BİTMEYECEK
Hanima KIZILTAŞ
 “Ya biz var ya biz çok iyiydik!” diyerek başlamak istiyorum. Salgın koşullarına rağmen devam ettiğimiz “Kız kardeşimle Güçlüyüm” projesini hem sonlandırmak hem de ürettiklerimizi paylaşmak için bu şenliği düzenledik. Mahalledeki top sahası gibi geniş bir alanı birlik ve beraberlik içinde binlerce insanla doldurmayı başardık. Kendi kendime “Biz başardık” dedim. Bu konuda hiç mütevazi olamayacağım, çünkü haftanın 3 günü erbane provası için evde hastam olmasına rağmen dernekte kadınlarla bir araya geldim. Gün içerisinde fırsat buldukça arkadaşlarıma davetiye dağıtımı için destek verdim. Şenlik çalışmaları için çok zor şartlarda hazırlıklarımıza devam ettik. Eşlerimizden, ailemizden çokça laf duyduk. Şenlik hazırlıkları sırasında hepimiz çok zorlandık. Kiminin annesi, kiminin kocası, kiminin babası hatta çocuklarımız bile bize kızıyordu… Özellikle çalışan kadın arkadaşlarımız için daha zordu.
Eşim “Bu erbane nedir? Her akşam o tekerleği koluna atıp çarşıda gidip geliyorsun” diyerek beni azarladığında çok kötü hissetmiştim. Eşime dönüp “Vallahi canım çocuklar, ev işi bir de yetmiyormuş gibi baban hasta onunla uğraşıyorum. Tekerlek dediğin şeyin adı erbane ve benim size olan sessiz çığlığım” dedim ve arkamı dönüp evden çıktım. Biz hiç aksatmadan bir araya geldik, provalar, hazırlık toplantıları yaptık. Şenlik günü birbirimize anlatamasak da korkularımız vardı. “Sahnede şaşırmadan çalabilecek miyiz? İnsanlar gelecek mi? Bir gerginlik yaşanır mı?” korkusu litrelerce su içirdi diyebilirim. Şenlik saati geldiğinde sahneden yükselen müzik sesi ile birlikte alanın etrafında toplanan mahallelinin merakla bizi izlemeye başladığını fark ettik. Bu bana çok iyi hissettirdi. Genç yaratıcı dramamız sahneye çıkıp bize “Hayatım nerede” deyince alandaki kadınlarla beraber “Burada” diye bağırmak anlatılamaz, yaşamak lazım. Alanda kurduğumuz stantlarımızda projemizi ve derneğimiz tanıttık. Çocuk etkinlik masamızda onlarca çocuk birlikte üretmenin mutluluğunu yaşadı. Kadınların proje kapsamında katıldıkları resim atölyesinde ürettikleri çalışmaları sergiledik. Dayanışma ile getirilen el emeği çeşit çeşit ikramlarımız yemek standımızda yer aldı. Çocukların drama oyununda o küçücük kızımızın, kendinden emin bir şekilde sergilediği oyunculuğu “Evet işte bu” dedirtti. Bir işçi kadının sahneye çıkıp konuşması ve alandaki kadınların sloganlarıyla “Patronlara, dünyaya meydan okurum” duruşu bizleri duygulandırdı. Çünkü o işçi kız kardeşimizin sesi, Esenyalı’da bütün işçi ve emekçiler adına yankılandı. Genç bir kadın arkadaşımız hayatta yaşayacağı zorluklara “Ben kız kardeşimle güçlüyüm” diyerek cevap veriyordu. Bir başka arkadaşımız “Ben kızlarımı dernekte büyütüyorum. Ev kadınıyım köle değilim” diyerek bağırdı. Alandaki insanların yüzüne bakıyordum onların düşüncelerini merak ediyordum. Esenyalı’da binlerce kişiyi bir araya getirmiştik, coşkuyla halay çekiyorlardı. Pandemi döneminde insanların tahammül sınırları tükenmiş ve ruhu daralmış bir haldeyken bu şenlikle az da olsa Esenyalı halkına mutluluğu yaşattık. Birçok kişi “Yeniden ne zaman böyle bir etkinlik yapacaksınız, çok iyi geldi” dedi ve alanda bize çok fazla kadın ulaşıp üye olmak istediğini söyledi. Hep birlikte daha da güçleneceğiz ve büyüceğiz. Birliğimiz, mücadelemiz, dayanışmamız ve renklerimiz hiç bitmesin. Yaşasın Kadın Dayanışması!

BU BAŞARI BİZİM
Necla Göçer
Şenliğin hazırlık aşamasında kapı kapı davetiye dağıtırken kapısını çaldığımız kadınlardan bazıları gelemeyeceğini söylese de yaptığımız çalışmaları beğendiklerini söylediklerinde ve “Helal olsun size, güçlü kadınlarsınız” dediklerinde çok mutlu oldum. Bu gururla daha çok motive oldum. “Ne kadar çok insana şenliği duyurur konuşursak birlik ve dayanışmamız o kadar büyür derneğimize katkısı olur” diye elimden geldiğince çalışmalara vakit ayırmaya çalıştım. Şenlik günü geldiğinde daha bir heyecan içindeydim. Şenliğin başlamasına saatler kala “Eksik olan ne var” diye alana gittiğimde sağ olsun arkadaşlar elinden gelen her şeyi yapmıştı. Yemek standında görevliydim. Masamızı kurduk. İkramlık yiyeceklerimizi açtık. Yavaş yavaş alan doluyordu. Bir yandan drama gösterimini izliyor bir yandan yiyecekleri dağıtıyorduk. Hepimizin yüzünde gülümse ve sevinç vardı. Çünkü biz çok büyük bir iş başardığımızın farkındaydık. Büyük belediyelerin, kurumların yaptığı bu şenlikleri biz Kadın Dayanışma Derneği olarak yapıyorduk. Kendi kendime “Bu başarı bizim” dedim. Şenliğin sonlarına doğru alanda binlerce kişi halaylarda yan yana omuz omuzaydı. Büyük bir emek ile dayanışmanın gücü şenliğimizin sorunsuz eksiksiz bitmesi ile sonuçlandı. Bir dahaki şenliklerde daha da çok kadınla daha güçlü bir şekilde orada olacağımızı biliyorum.

Görseller: Ekmek ve Gül