Devlet yoktu biz vardık…
‘İki çocuğa tek başıma bakmaya çalışan bir anne olarak aldığım maaşla birikim şöyle dursun ay sonunu zor görüyorum…’

Ankara Şentepe’de kahvaltıda kadınlarla bir araya geldik. Malum hepimizin derdi evde mutfağı nasıl döndüreceğimiz olduğundan kahvaltı sonrası sohbetimizin gündemi de bu oldu. Kadın arkadaşlarımızdan biri, “Ekonomik sorunların kaynağını görmeyelim diye ellerinden geleni yapıyorlar. Sürekli bir şeyler açıklayıp, planlardan bahsediyorlar ama bu planların ne olduğunu anlamıyoruz. ‘Kamuda tasarruf’ diyor, çalışanın servisini, yemeğini kaldırıyor. Bu tasarruf hep bize yapılıyor” diyor.

ÇOCUĞUMUN ÇOCUK İŞÇİ OLMASINI İSTEMİYORUM

Başka bir kadın ise çocuklarının bütün yaşanan ekonomik sorunların farkında olduğunu şöyle anlatıyor: “Çocuğum bir dönem okula ara verdi. Sonrasında dönmeye karar verdiğinde müdür ‘hem çalışıp para kazanır, hem de okur’ diyerek bizi MESEM'e yönlendirdi. Ben çocuğumun çocuk işçi olmasını istemiyorum. Ayrıca sosyal olarak alanının daraltılmasını da istemiyorum. Oğlum, ‘MESEM'e gidersem kız arkadaşlarım hiç olmayacak mı?’ diye sordu. Elimden geleni yapıyorum oraya gitmemesi için ama 14 yaşındaki çocuk, verilecek olan beş bin lirayı kabul etmek istiyor. ‘Para kazanacağım’ diye düşünüyor. Küçük oğlum bile şimdi aynı şeyi söylüyor: ‘Ben de okuyup, çalışarak para kazanacağım’. Çocuklarımızın dilinde hep para var. Şu an artık çocuklar ilkokulda öğreniyor ekonominin durumunu, her şeyin farkındalar.”

Bir başka kadın anlatmaya başlıyor yaşadıklarını: “Oğlumun arkadaşı süt reçeli yapıp getirmiş. O da arkadaşından görüp istemiş, ikinciye isteyince ‘Git eve annen yapsın’ demiş. Gelip anlatınca çok üzüldüm, gece kalkıp yaptım bir şekil ama yapamayan ne olacak? Çocuk görünce ister elbet. Benim maaşım 20 bin lira. Maaşı da bana lütufmuş gibi sundular, beni kaybetmek istemedikleri için bütçelerini zorlayarak vereceklerini söylediler ve bana birikim yapmamı önerdiler. İki çocuğa tek başıma bakmaya çalışan bir anne olarak aldığım maaşla birikim şöyle dursun ay sonunu zor görüyorum.”

DAYANIŞMAYA SARILMALI

Kadınların ortak düşüncesi bu politikaların sorumlularının sorunların reçetesini gence, emekliye, emekçiye kesmesi üzerineydi. İşte buna karşı kadınlar mücadele etmemiz gerektiğini söylediler. Kadınlardan biri, “Zaten biz bir oldukça varız” diyerek birlikteliğin önemini anlatıyor: “Bakan ‘ilaç veriyoruz bu ilacın yan etkisi de olur’ diyor ama bu yan etki onlara hiç vurmuyor. Kadına, gence, emekliye, çocuğa vuruyor. Ama en çok kadına. Çünkü kadınlar iki sefer eziliyor. Bize verdiği ilacın tek panzehiri var o da bir arada mücadele... Bu ülkenin dayanışma kültürü var. Depremde de yangında da devlet yoktu biz vardık.” 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
TYP mağduruyum

‘Önce evlerimiz yıkıldı, hayallerimiz yıkıldı, TYP'ye sığınıp çalıştık çocuklarımıza ekmek götürelim...

Taleplerimizle gürleyeceğiz şimşeğin tepesine

Dergimizin Temmuz sayısı, işçi ve emekçi kadınların Şimşek programının karşısında yaşadıklarını anla...

Ekmek ve Gül dergisi Temmuz 2024 sayısı

Bu şimşeklerden bir bereket geleceği yoktur. O halde bu bereketi kadınlar, şimşeklerin üstünde 'temm...