Depremzede miyiz devletzede mi?
‘Bayramdan bayrama şeker gören çocuklar vardı ya eskiden. Bizimkisi de o misal, seçimden seçime uzatılır o el… Hep menfaat uğruna mı görülüp, duyulacağız?’

Koca bir yıl geçti yaşadığımız felaketin üstünden. Felaket diyorum çünkü bir doğa olayı bu ülkede tedbirsizlikler, ihmaller, rüşvetler yüzünden felakete döndü. Bir sallayıp geçecekti oysaki deprem. Ne bilsin evlerimizin çürük olduğunu, ne bilsin o evlerin altında milyonların kalacağını.

Her akşam uyumadan önce o geceyi yâd ediyoruz, tekrar yaşanır mı korkusu güdüyoruz. Sabah olunca travmadan biraz olsun sıyrılmak ve işlerimize gitmek için sokaklara atıyoruz kendimizi. Hasarlı olup yıkılmamış, yıkılmış ama enkazı kaldırılmamış binaları, köstebek yuvasına dönmüş yolları geçip işe koyuluyoruz. Ama aklımızda bir soru: “Bu yaşadığımız normal mi?”. Gözümüzün önünde evler yıkıldı, nice insanın can çekişişine şahit olduk. Şimdi ise hiçbir terapi görmeden, yaşanılanları kuma gömüp normal hayatlarımıza döndük. Bu normal mi? Şaştı normalimiz...

Kalanların mücadelesi de ölümle yarışırdı. Evleri gitmişti, çoğunun işi bile yoktu ama bakılması gereken aileler vardı. Bu ülkede kaybettiğin şeyleri yerine koyamıyorsun, “Çalışır yine yaparım” diyemiyorsun. Çünkü dün aldığın şeyin fiyatı bugün 10 katı olmuştur. Gelecek ve yaşam kaygısı sarmıştır artık bizi. Bir umut, devletten yardım eli bekliyorsun. Zamanla bunun boş bir bekleyiş olduğunu görüyorsun. Bayramdan bayrama şeker gören çocuklar vardı ya eskiden. Bizimkisi de o misal, seçimden seçime uzatılır o el. Hep menfaat uğruna mı görülüp, duyulacağız? Depremzede miyiz devletzede mi?

İnsan, artık var olmayan ve asla gidemeyeceği bir yerin özlemini duyar mı? Duyar, hem de her gün. Evlerimizi özlüyoruz. Yeniden yapılacağı vaat edilen evlerimizi…

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Depremin birinci yılında konteynerlarda yaşam

Konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veren kadınlar ne gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor, gelin...

Deprem ve ranta karşı kentte eşitlik için mücadele...

Yaşanabilir kentler, kentte yaşayanların ihtiyaçlarını temel alan yerel yönetimler ile mümkün olacak...

Bireysel önlem önemli, devletin rolü daha önemli

'Kaçak yapılara göz yuman, imar affı adı altında insanların hayatını hiçe sayan, kontrolsüz yapıları...