Aslında böyle acı bir durumda söze nereden başlanır bilmiyorum. Vuran zelzele yetmezmiş gibi evlerimizin, hayatlarımızın, hayallerimizin, en önemlisi de canlarımızın derdine düştük. Bir de böylesi bir afette kadın olmaktan utanır olduk. Evet, 2011’de gerçekleşen Van depremini yaşayan biri olarak böyle düşünüyorum. O depremden bu depreme ne değişti? Gelişip, önlem aldık mı? 6 Şubat’ta meydana gelen Malatya, Adıyaman, Hatay gibi illeri etkileyen depremde gördüğüm kadarıyla biz 2011 Van depreminden bu yana hiç yol kat etmemişiz. O günden bugüne değişen ne mi? Daha fazla can kaybı…
Kadınlarınsa depremlerde en çok zorlananlar olduğuna gerek Van depremini yaşayarak gerekse şubat ayında yaşanan depremlerde deneyimleyerek gördük. Destek ekip olarak bazı çalışmalarda bulunduğum için kendi gözlerimle şahit oldum. Bu depremler sonrasında kadınların tuvalet ihtiyacını gidereceği alan yoktu. Hijyen konusuna gelirsek kadınların stresten, korkudan kanamaları oluyor. Sonuçta bu durdurabileceğimiz bir durum da değil. Kadınlar kanamaları olduğunda pede ulaşamıyorlar. İç çamaşırı desen o da yok! Üstelik kadınlar bugün bile bu temel ihtiyaçlarını isterken utanıyorlar. Bunların yanında bir de çocukları varsa onlarla ilgilenmek, onları teselli etmek ve güvende hissettirmek zorunda kalıyorlar. Peki tüm bunlara kadınların ihtiyacı yok mu? Depremzede kadınları kim iyileştirecek, kim gerçekten onlara güvende olduklarını hissettirecek?
Görsel: Freepik
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.