Çocukların eğitim hakkı tasarruf kıskacında
Bir okul çantası ne kadara doluyor?

İktidarın 12. Kalkınma Planı ve OVP ile uyumlu “tasarruf tedbirleri” kamu emekçilerinin ve işçilerin servis, kreş, yaşanılabilir bir ücret ve güvenceli çalışma haklarını tehdit ederken çocukların eğitim hakkını da es geçmiyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılına çocuklar ikinci, üçüncü el formalarla, yazılı kısımları kopartılmış eski defterlerle, boş beslenme çantalarıyla başlıyor. Ancak tüm bunların karşısında sermayenin iktidarı, emekçilerden toplanan vergileri patronlara peşkeş çekiyor; işçi ve emekçilerin ürettikleri zenginliklere el koyanların servetini düşünürken çocukları gerici uygulamalarla, açlıkla terbiye etmeye çalışıyor.

BİR OKUL ÇANTASI NE KADARA DOLUYOR?

Bu yıl bir çocuğun okul çantasını doldurmak oldukça maliyetli. Tüm Kırtasiyeciler Derneği Başkanı Vecdet Şendil bu yıl okul çantasının 1600-1800 lira arasında dolacağını söylemişti. Okula yeni başlayan bir çocuğun kırtasiye masrafı ise 2 bin lirayı buluyor. Buna çocuğun forma, ayakkabı gibi ihtiyaçları da eklendiğinde -çocuğun beslenme, ulaşım vb. ihtiyaçları dışında- kadınlar 5 bin liraya varan bir maliyetle karşılaşıyor.

BU ÇOCUKLAR NE YİYECEK?

İki seneyi aşkındır, çağrımızla başta kadınlar olmak üzere emekçilerin yürüttüğü “okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasına MEB kulaklarını tıkamaya devam ediyor. Üstüne üstlük taşımalı eğitimde ikili eğitim veren okullarda ücretsiz yemek uygulamasını da ortadan kaldırdı. Şimdi ise deprem bölgesindeki çocuklara verilen ücretsiz beslenme “tasarruf” gerekçesiyle kaldırılıyor.

“Enflasyon düşüyor, ücretler yeterli” yalanlarıyla gerçeğin üzerini örtmeye çalışan iktidarın karşısında ufak bir market araştırması, bir çocuğun aylık beslenme masrafının ne kadar arttığını gözler önüne seriyor. 8-12 yaş arası bir çocuğun MEB ve Emine Erdoğan’ın birlikte başlattığı “Okulumda Sağlıklı Besleniyorum” programında yer alan menüye göre gıda masrafı, aylık yaklaşık 6 bin 450 liraya tekabül ediyor.

BAĞIŞ DEĞİL KAYIT PARASI

Okul çağındaki çocukların beslenmesi ve eğitim masraflarının yanı sıra veliler devlet okullarında “bağış” adı altında yüklü miktarlarda kayıt paraları ile karşı karşıya kaldı. Bu kayıt paraları çoğunlukla okullar tarafından velilerden talep edilen kağıt, tuvalet kağıdı, hijyen malzemeleri dışında da istendi. Okuldan okula değişen bu “bağış” miktarları bin liradan 20 bin liraya kadar çıktı. Ödemek istemeyen ya da ödeyemeyen kadınlar ise çocuklarının kaydının silinmesi ile tehdit edildi. Tasarruf tedbirleriyle birlikte kamu kurumu olan okulların ihtiyaçlarına ayrılan bütçe düşürüldükçe fatura velilere kesildi. Ki hatırlatalım 2024 bütçesi “eğitime aslan payı bütçe” makyajıyla süslenmişti.

TAŞIMALI EĞİTİMDE TAŞIMAYI KALDIRDILAR

Tasarruf tedbirleriyle kamu emekçilerinin servis hakları gasbedilirken okun çocuklara yönelmesi de gecikmedi. Taşımalı eğitim hedef haline getirildi. En son Söke’de “tasarruf tedbirleri kapsamında” taşımalı eğitim iptal edildi. Köylerde yaşayan kadınlar, çocuklarının eğitim hakları için dilekçe toplayarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gitti. Taşımalı eğitimin tasarruf adı altında kaldırılmaya çalışılması özellikle kız çocuklarının eğitime erişimi önünde büyük engel oluşturuyor.

ÇOCUKLARIN ZİHNİNE KELEPÇE

Eğitim müfredatı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” çerçevesinde dönüştürüldü. Bu müfredat, “erdem, değer” gibi kavramlarla işçi ve emekçilerin genç nesillerinin yaşadığı sorunların karşısında sessiz kalan, biat eden, bilimsel bilgiden yoksun bir biçimde yetiştirilmesi anlamına geliyor. Kadınların toplumsal pozisyonlarını her hamlede daha da geriye çekmeye çalışan iktidar kendi müfredatını da buna göre dizayn ediyor; kadın ve erkek eşitliğinin fıtratta olmadığı düşüncesini açtığı derslerle çocukların zihinlerine sokuyor. Eğitimde nitelik düşerken ve gericilik örgütlenirken çocuklar tarikat ve cemaatlerin ellerine, yapılan protokollerle teslim ediliyor. Gericileşen eğitim işçi ve emekçilerin genç nesillerini, ortak bir kader paylaşan birbirlerinden uzaklaştırıyor. Kız çocukları eğitimdeki gericileşmeden etkilenerek eşit bir eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Buna karşı çıkmak isteyen eğitim emekçilerine ise verilen seminerlerle, savrulan tehditlerle “müfredatı sorgulama, uygula” mesajı veriliyor.

EĞİTİMDE TASARRUF NASIL SONUÇLANIYOR?

Eğitimin bir kamusal hak olmaktan çıkartılması kız çocuklarının eğitim hakkına erişimini engelliyor. Servis, beslenme, eğitim materyallerinin karşılanması gibi devletin yükümlülüğünde olan sorumluluklar bu çocukların ailelerinin emeklerini sömürerek sefa sürenlerin daha da zenginleşmesi için harcandıkça kız çocukları erken yaşta işçileşiyor, çocuk yaşta zorla evliliklerin ve istismarın önü açılıyor.

Bu noktada işçi ve emekçi kadınlar açısından “insanca yaşam için yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret” talebi ile çocukların parasız, bilimsel ve laik bir eğitim alma talebi birbirine göbekten bağlanıyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılına başlarken çocukların eğitim ve yaşam hakkının korunması işçi ve emekçilere düşüyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül