Clara Zetkin’in düşündürdükleri
Genç bir kadın işçi ilk defa Clara Zetkin okudu. Sorularını ve yanıtlarını paylaştı: Susmayacak sömürüye izin vermeyeceğiz.

Günlük hayatımızda, işyerlerimizde, evde, sokakta tüm kadınların ortak yaşadığı şey; sömürü, şiddet, baskı… Maruz kaldığımız tüm sorunları dile getirmemiz gereken bir süreçteyiz. Biz böyle bir süreçte Esenyurt’taki Emek Partili kadınlarla bir araya geldik. Daha sonra güzel bir kadın, Clara Zetkin’in bir kitabını tutuşturdu elime. Merakla okudum. Üzerine konuşmalar yaptık. Kendimce çıkarımlarım oldu.

Zamanın öncü kadın sosyalistlerinden olan Clara Zetkin, kadın hakları konusunda yürüttüğü çalışmalarla biliniyor. Ancak beni en çok etkileyen, kadın hareketinin tam merkezinde biri olarak Clara’nın kadın sorununu bu sömürü düzeninden ve sınıf mücadelesinden ayrı ele almaması, kadın işçilerin kapitalist üretim sisteminin ortadan kaldırılması için erkek yoldaşlarıyla yan yana mücadele etmesi gerektiğini, aynı zamanda sosyalizmin zaferinin de kadınların kurtuluşu mücadelesine bağlı olduğunu söylemesiydi.

ZETKİN’İN UYANDIRDIĞI SORULAR

Okuduğum kitap (Clara Zetkin: Seçme Yazılar, der. Philip S. Fober, Notabene Yayınları) ilk andan itibaren bende birçok soru uyandırdı. Mesela kadın erkek işçiler gerçekten eşit şartlarda mı çalışıyor? Eşit şartlarda mı çalışması gerekiyor? Sosyalizm bize bu konuda ne sunuyor? Kadınların kurtuluşu meselesi sadece ekonomik soruna mı bağlıdır? Tüm sol-sosyalist örgütler kadın sorununa aynı mı bakıyor? Ortak çalışmalar yapmak mümkün müdür? Patron için kadın işçi avantaj mıdır dezavantaj mı?.. gibi pek çok soru.
Kendimce yanıtlarım da oldu bu sorulara. Kadın ve erkekler eşit şartlarda değil. Kadının en az erkekler kadar hatta çoğu zaman daha fazla çalıştığını biliyorum ve hiçbir zaman emeğinin tam karşılığını alamadığını. İşten atmalar yapılacağı zaman önce kadınlar çıkartılıyor. Bir fabrikada kadın ve erkek aynı işi yapmasına rağmen kadının daha düşük ücretli çalıştığını biliyorum. Evdeki sorumluluklar, çocuk bakımı, kadının omuzlarında ve bunlar karşılığında hiçbir ücret almadığını, üstüne üstlük kadın olduğu için her türlü baskıya ve şiddete maruz kaldığını da...

EKONOMİK ÖZGÜRLÜK ŞART

Sonra kadının kurtuluşu meselesinin büyük oranda ekonomik soruna bağlı olduğunu, ancak bunun yanında kadın sorununun bir cinsiyet ve demokrasi sorunu olduğunu da biliyorum. Evet, kadının ekonomik özgürlüğü zorunlu bir ihtiyaçtır. Diyoruz ya erkek egemen zihniyetli bir toplumda yaşıyoruz diye. Kadının ekonomik özgürlüğü onun her anlamda bir adım daha önde ve güçlü olmasını sağlar. Ekonomik özgürlüğü olan kadın eşine muhtaç kalmaz, eşi ekonomik baskı yapamaz. Mutsuz giden bir evliliği varsa çaresizlik yüzünden evliliğini sürdürmek zorunda kalmaz, koptuğu yerden yeniden devam edebilecek güce sahiptir çünkü.

Ekonomik özgürlük kadın için sadece zor zamanların kurtarıcısı değil, aynı zamanda yaşam kalitesini yükselten de bir durumdur. Çalışan kadınların çocukları da yaşam boyu sahip oldukları imkanlar da bunlara dahildir.

PATRON İÇİN KADIN İŞÇİ AVANTAJ

Sosyalist örgütler meselesine gelince. Ben örgütsüz biri olarak kadın mücadelesinde bazı sosyalist örgütlerin tutumunu gözlemliyorum, kadın sorununa en az kadınlar kadar sahip çıkan erkekler gördüğümü söyleyebilirim.
Son olarak patron için kadın işçinin avantaj olduğunu düşünüyorum. Daha ucuz iş gücü olarak görüyor, erkeklere nazaran üzerinde daha kolay baskı ve otorite kurabiliyor.

Birden fazla iş ve angarya iş yaptırabiliyor. Şu an günümüzde genç ve kadın istihdam teşvikleri vurguna çevrilmiş durumda. Kapitalizm çarkları yine kadınlar üzerinde dönmeye devam ediyor.

Daha nice soru ve cevap var kafamda Clara’yı anlamaya çalışırken düşündüğüm. Soruları yalnızca onun önderlik ettiği dönemle değil, günümüzdeki sistem içerisinde, kapitalizmin inşasından süre gelen emek-sermaye çatışmasından ve kadınların sanayiye girmesiyle birlikte, bir de siz değerlendirin. Çünkü biliyorum ki bu emek-sermaye çelişkisi bir döneme mahsus değil. Kapitalizm var oldukça var olan bir çelişki.

SUSMAYACAK, İZİN VERMEYECEĞİZ

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün yaratıcısı işçi kadınların oy hakkını, cinsel, ulusal ve sınıfsal sömürüye karşı taleplerini savunan Clara Zetkin’in işaret ettiği sorunlar, günümüzdeki sorunlardan pek de uzak değildir aslında.
Ben kendimce bir yerlerden başladım. Babamla konuştum. Ev işlerinde anneme yardımının ona ve ailemize neler kazandırabileceğini, bu hayatın eşit birliktelikte daha güzel süreceğini anlattım. Değişim görüyorum, şimdilik yardım elini uzatıyor. Zamanla bunun yardım değil, onun da görevi olması gerektiğini aşılayacağım, biliyorum.
Bununla bitmiyor. Kendi ev ve işyerlerimizden başlayacağız. Susmayacak, sömürüye izin vermeyeceğiz. Bu sadece bize yapılanla sınırlı olmayacak, sömürünün olduğu her yerde başka bir yoldaşımız için de ses olacağız. Sokaklarda mesela hep birlikte sesimizi yükselteceğiz, kadın cinayeti ve her türlü şiddete hayır deyip ses çıkaracağız. En yakınımızdakine, kadın erkek fark etmez, anlatmaktan yorulmayacağız. Tarihte de günümüzde de pek çok şeyi başardık, başarmaya devam edeceğiz...

İlgili haberler
GÜNÜN SÖZÜ: Clara Zetkin'den

5 Temmuz 1857'de dünyaya adımını attı Clara Zetkin. Yaşamı boyu emekçi kadınların kurtuluşu, işçi ka...

Clara Zetkin: ‘Hayatın olduğu yerde savaşmak istiy...

Yaşamını emekçi kadınların kurtuluşu, işçi kadınların sınıf mücadelesine katılması için çalışarak ge...

Clara Zetkin: Kadınların kurtuluşu için mücadeleyi...

Marksizmin inanmış ve davaya ömrünü adamış eylemcisi, düşünürü ve yazarı... Bugünün ışığı...