Uzun süredir derneğimizde yürüttüğümüz çalışmada tanıştığımız bir çok kadının hikayesini sizle paylaştık. Bazen şiddet, bazen bir işçi kadının çalışma koşullarını, bazen istismarı, bazen mücadeleyi anlattık. Bu defa 16 yıldır iktidarda olan hükümetin kadınların, emekçilerin hayatını nasıl etkilediğini örneklerle anlatmak istiyorum.
Çalışmalarımız sırasında dokunduğumuz hayatlarda gördük ki; düne göre daha fazla birbirimize ihtiyacımız var. Bir araya geldiğimizde bazen heyecan duyduğumuz umut dolu, bazen de bizi derinden yaralayan sohbetler oluyor. 18-20 yaşlarındaki genç kadınların, eğitim hayatlarında, işyerlerinde ve aile içinde yaşadığı sorunlar yaşlarından büyük.
İlk olarak bir genç kadının sorunuyla başlamak istiyorum. Henüz lise son sınıfta, rengarenk pırıl pırıl bakması gereken gözleri hüzünlü... İnsan ilk baktığında “Bu yaşta ne olabilir ki” diye sormadan edemiyor. “Canım en fazla ergenlik döneminde klasik aile baskısı yüzündendir bunu hangimiz yaşamadık ki” diyecekken o sana öyle şeyler anlatıyor ki yutkunamıyorsun.
NAFAKA ÖDEMEMEK İÇİN YETİMHANEYE
Daha çok küçükken annesi sürekli şiddete maruz kaldığı için babasından ayrılmış. “Boşanırken mahkeme hiç araştırmadan babamın ve dedemin beyanıyla bizi yok saymış” diyor. Kardeşiyle beraber bir süre yetimhanede kalmış. Annesi uzun çabalar sonucu kızlarını almış ama sorunlar bitmemiş. “Annemiz gece çalışıyordu, hasta bakıcı olarak çalıştığını sanıyorduk. Aslında başka türlü bir işte çalışıyormuş. Annem eli öpülesi bir kadın. Herkes bize kötü davranırken o çekip kurtardı. Babamı tanımıyorum bile. Nafaka ödememek için bizi reddetti” diyor.
Bir çok yere yardım için başvurmuşlar. Sosyal hizmetlerden yardım talep ettiklerinde anneye kızarak “Daha gençsin, git çalış” denmiş. İktidarın kadın hakları diye bas bas bağırdığı dönemin mağduru genç bir kadın.
POLİSE DEĞİL İMAMA GÖTÜRDÜLER
Başka bir genç kadın, AKP iktidar olduğunda henüz 6 yaşındaymış. O da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “15 yaşında evlendim. Yaşıtlarım hep o yaşta evlenince ben de okulu bıraktım. Zaten başımdan kötü bir olay geçmişti. Bir yakınım tarafından küçükken istismara uğramıştım. Beni önce doktora, sonra imama götürdüler. O zaman anlamamıştım neden polise değil imama gittiğimizi. Sonra öğrendim ki, bu işin günahının kime yazılacağını sormak içinmiş. İmam, günahın anneme yazıldığını, bu yaşta kızını neden kapatmadığını sormuştu. Hâl böyle olunca beni istismar eden haklıydı yani!” Bir ürpertiyle “Allah’ım beni affet, o imamdan nefret ettim, tiksindim” diyor.
Erken yaşta evlilik büyük sorunları beraberinde getirmiş. Dayak, hakaret ve iki çocukla nereye gideceğini bilememek. “Boşanmak istedim, karşıma bir sürü sorun çıktı. Karakola gittim ‘çare yok savcılığa git’ diyorlar. Savcılıkta beni ikna ediyorlar, ‘Daha gençsin düzelir’ diyorlar. Ailem ‘erkektir’ diyor. Ne yapacağımı bilemiyorum herhalde ölünce kurtulurum. Yaşadıklarımın tek sorumlusu kesinlikle benim de oy verdiğim hükümet. Benim yaşadıklarımı etrafımdaki birçok kadın yaşıyor. Kadına değer yok, hak yok, yasa yok.
Bazen sokağa çıkan, hak arayan kadınları görünce içim bir tuhaf oluyor bir yanım ‘neden böyle biri olmadım’ diyor, diğer yanım sus içinde kalsın duymasınlar.”
İlgili haberler
Korkuyla örülen haksızlığa hayır diyoruz
Eyüp Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadın Korosu'ndan Songül yazdı: Bir araya geldiğimiz zaman, ev...
Geçmişte başörtüsü için verdiğimiz mücadele ne içi...
Ankara Etimesgut'tan bir okurumuzun mektubu bu. Çelişkileri olan, çelişkilerinin farkında olan bir k...
Bize 'özgürlük' vaad edenlere soruyorum. Bu mudur...
"Referandum boyunca bize özgürlük vaat edenler acaba nasıl bir özgürlüğü kast ediyor? Size kendi iş...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.