2019 daha çok sokağa çıktığımız bir yıl olmalı
Ben diyorum ki, komşunu da kap gel. Gel bizimle sen de slogan at. Neden korkacağız ki? İşimizden olacağız diye mi? Alanda olmazsak zaten işimizden olacağız. Bari bir anlamı olsun...

Ben Ege Üniversitesinde, 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçirilen bir işçiyim. Artık 4D’liyiz. Asgari ücrete tabi olmadığımız için yüzde 25 asgari ücret farkı alamıyoruz. Memur olmadığımız için yüzde 13 enflasyon farkı da alamıyoruz. 4D’liyiz ama 696 sayılı KHK’ya bağlı 4D, o yüzden toplu iş sözleşmesi yapamıyoruz. Bir değişim yok yani haklarımızda...

2020 yılının nisan ayına kadar aldığımız ücrete sadece yüzde 8 zam eklenecek. Eflasyon ve asgari ücret farkı yok. Yani özetle ‘memursunuz işçi haklarından faydalanamazsınız, işçisiniz memur haklarından faydalanamazsınız’ diyorlar bize...

‘GİT DİYOR YANİ...’
Bu sorunlarımızın bir yanı, diğer yanı ise işyerlerinde yaşadığımız mobbing. Keyfi sürgünlerle karşı karşıya kalıyoruz.

Geçtiğimiz gün yeni bir yere görevlendirildim. Neden gönderildim bilmiyorum. Gün içerisinde yazı geldi, git dediler. Gittim, gittiğim yerdeki geleceğimden habersiz. Ya sen bu kişinin toplanmasına izin vermiyorsun; psikolojik olarak hazırlamıyorsun; ne iş yapacağını, neden gönderildiğini hiçbir şey söylemiyorsun. Gün içinde yazın çıkıyor, sanki büyük bir suç işlemişsin gibi ‘derhal buradan git’ diyor. Git diyor yani...

Bir gün içinde bir işçiye üç yerde görevlendirme yapabiliyor. Diyor ki sabah geleceksin burayı temizleyeceksin, öğlen 10.30’da yemekhaneye gideceksin orayı temizleyeceksin, iki buçukta işyerine döneceksin. Etkinlik varsa o etkinliğe de katılacaksın, temizliği yapıp öyle çıkacaksın. Çalışanlar bıktı. Karşılarında neden böyle diyecekleri muhatapları yok.

BÖYLE ÇALIŞMA SİSTEMİ Mİ OLUR!
İnsanlar diyor, kamuda çalışıyorsunuz, temiz, rahat güzel. Lanet gelsin ya, istemiyoruz. Dışarıda çalışsam özgürce, daha iyi çalışırım. Böyle bir çalışma sistemi mi olur! Kafalarına göre her şey, AKP’li değil diye sürün diyor, gidebildiği yere kadar gitsin. Orayı da beğenmediyse ben onu Bergama’ya da gönderirim, diyor. Çünkü Yüksek Hakem Kurulunun toplu iş sözleşmesi gereğince ulaşımın olduğu her yere işçiyi gönderebilme hakkına sahip. Personele yapacak tek şey kalıyor; ‘Hayır’ deyip istifa etmek.

Yönetim personele çok çok affedersiniz, sen benim yükümü taşıyan eşeğimsin, seni boğazından bağladım şu direğe, bıraktım. Bu yükü taşı diyor; o yük ne zaman ölümüne sebebiyet verirse ben seni fırlatıp çöpe atarım!.. Resmen biz şu anda onu yaşıyoruz.

KADIN İŞÇİ OLUNCA...
Biz yine de şanslı olanlardanız, çünkü bir şekilde sendikamız arkamızda. Ama özellikle biz kadın işçilere yönelik mobbing öyle küçük küçük şeylerle oluşuyor ki ve o kadar yaygın ki bazı durumlarda sendikayla da çözemiyorsun. Seni işinden nefret eder hale getiriyorlar. Ben mesela pazartesi günü gelsin istemiyorum, çünkü mutsuz çalışacağım bir yere verildim. İşimi seviyorken şu anda sevmediğim istemediğim bir işi yapmak zorunda bırakıldım.

Sonuç olarak görüyorsunuz, taşeron işçilerin halini, mücadele etmeden hiçbir şeyi vermiyorlar; vermek zorunda kaldıklarını da yarım yamalak. Eziyet ede ede...

2019’da işçi kadınların sesi daha gür çıkmalı. Sömürüye karşı, sendikasızlaştırmaya karşı, şiddete karşı, çocuk istismarına karşı, hayvan hakları için... Gerekirse kocası, gerekirse kayınvalidesi, gerekirse işverenine karşı... Yoksa bu sesler böyle düşük düşük kalırsa, her fırsatta kadına vuracaklar.

EVDE OTURARAK OLMAYACAK
Ben diyorum ki, komşunu da kap gel. Gel bizimle sen de slogan at. Neden korkacağız ki? İşimizden olacağız diye mi? Alanda olmazsak zaten işimizden olacağız. Bari bir anlamı olsun... Arkanda kimse olmadan işsiz kalacağına yüz kişi varken kal. En azından bir şansın olur.

Bunu yapmıyorsak devletin bize dayattığını kabul etmiş oluruz.

Evde oturarak asgari ücreti yükseltmeyecekler, gördük ne kadar yükselttiklerini. Ya da sen haklısın al sana kadın hakları demeyecekler. Bazı şeyleri söke söke almazsanız hiç kimse size altın tepside sunmayacak. O yüzden 2019 yılı daha çok sokağa çıktığımız bir yıl olmalı.


İlgili haberler
Ege Üniversitesinde kadroya geçemeyen işçiler: Suç...

Yüz binlerce işçinin kadro hakkı gasbedilirken kadroya geçemeyen birçok işçi de kapı önünde buldu ke...

İşten atılan Ege Üniversitesi işçileri: Eve kapanı...

Arşiv soruşturması nedeniyle kadro dışı kalan Ege Üniversitesi işçileri, AKP iktidarının işçi emekçi...

İŞSİZ KALAN EGE ÜNİVERSİTESİ İŞÇİLERİ: Hem eve hem...

Kadro uygulaması yüzünden işsiz kalan Ege Üniversitesi işçileri, enflasyon artışları ve zamlar yüzün...