La Malinche kimdi?
La Malinche, Aztek’in işgalinde önemli rol oynamıştı. Peki, o bir kahraman mı, yoksa hain mi? Sorduğunuz kişiye göre bu sorunun cevabı değişecektir.

İspanya-Aztek Savaşı’nın (1519-21) ana figürleri herkes tarafından bilinir: Hernán Cortés and Montezuma. Daha az bilinmesine rağmen daha az önemli olmayan; köleleştirilmiş, sonradan rehber ve tercüman olarak hizmet vermiş ve Cortés’in metresi olmuş zeki ve çok dil bilen Aztekli bir kadın. Doña Marina, Malintzin ve en fazla da La Malinche olarak biliniyordu.

La Malinche’le ilgili kapsamlı fazla belge bulunmuyor. Tarihçilerin bildikleri La Malinche’den bahseden çeşitli modern yazılar yardımıyla bir araya getirilmiştir. Cortés’in kendi mektuplarında ondan çok bahsetmemiş ve onu yalnızca tercüman olarak tanımlarken, akademisyen Cordelia Candelaria Frontiers’a şöyle yazmıştır: “Onun İspanyollara olan büyük katkıları sadece dilsel değildi… Bölgeye yol gösteren, yerli adetler ve inançlar konusunda danışman olan uzman bir stratejist, rehber ve arabulucuydu. Cortés için en önemsiz görevi kadın olarak ondan en sık bekleneniydi: Metres olarak görevleri.”

La Malinche, Mlinal’da Aztek kasikesinin (yerlilerin liderleri) kızı olarak dünyaya geldi. Bu sayede normalin üstünde eğitim aldı, sonradan bu eğitimi İspanyollara rehber olmak için kullandı. Babasının ölümünden sonra annesi tarafından köle tüccarlarına satıldı. Annesi kızının birdenbire ortadan kayboluşunu açıklayabilmek için cenaze düzenledi.

Candelara’ya göre tüccarlar Malinal’ı Tabasco’dan bir kasikeye sattı, 1519’da Cortés’e gelene kadar da orada yaşadı. Kasike, içinde Malinal’ın da olduğu bir grup kadını Cortés’e hizmet etmesi için ona sundu. Malinal hızla kendini öne çıkardı. İspanyollar saygı göstergesi olarak ona “Doña Marina” adını verdi, Aztekler ise ismine saygı eki olan “-tzin” eklediler ve böylece adı Malintzin oldu.

CORTÉS’İN ÇEVİRMENİ, DANIŞMANI MALİNTZİN…

Cortés’in seyahatleri sırasında Malintzin çevirmen olarak vazgeçilmez olmuştu, sadece bir dilden diğerine başarılı çeviriler yapmakla kalmıyor aynı zamanda akıcı ve kendini dinleterek konuşuyor, strateji üretiyor ve politik ilişkiler kurulmasına da yardım ediyordu. Candelaria, La Malinche’in direkt olarak İspanyol istilacıları yok edilmekten kurtardığı iki zamandan bahsediyor: Birinde Tlaxcala’da “keskin gözlemleri, Cortés’e karşı planlanan yerli komplo’yu açığa çıkardı”, diğerinde ise La Malinche, Montezuma’dan yaklaşan tehlikeli bir saldırıyla ilgili kritik bilgi veren yaşlı kadınla arkadaşlık etmişti. Candelaria.

Bu istihbarata göre Cortés, planında değişiklik yapıp doğrudan Tenochtitlan’a ilerlemek yerine Cholula’yı atlamaya karar verdi. Bu değişiklik yerlileri hayrete düşürdü ve onları İspanyolların mistik güçlerinin olduğuna daha da ikna etti… Buna benzeyen başka durumlarda da La Malinche’in varlığı yaşam ve ölüm arasındaki kritik çizgiyi çekti.

İspanya’nın başarısının ne kadar inkâr edilemez parçası olsa da La Malinche aynı zamanda tartışılan bir figür. Candelaria, T.R. Fehrenbach’ın sözlerinden alıntı yapar “Eğer Meksika tarihinde bir kötü karakter varsa, o Malintzin’dir. O en büyük etnik hain olacaktı.” Fakat Candelaria tarihin La Malinche’e karşı aşırı derecede sert olduğunu savunuyor, onu zamanının bağlamında görmeyi reddederek. “La Malinche hizmet etmek ve itaat etmek için yetiştirilmiş” diye de not düşer.

HAİN BİR METRES Mİ, KURTARICI MI?

La Malinche’in Cortes’in metresi olarak oynadığı ve bu yüzden çok kötülendiği rolü dahi karmaşıktır. Akademisyen Kristina Downs doğu folklorunda La Malinche’in, Cortés’e esasında köle olarak verildiğini ve ilişkilerinin sevgi veya tutku içerdiğinin kanıtı olmadığını açıklar.

Ayrıca, La Malinche’in, İspanyolları saran mistik havaya bağışıklığının olmama ihtimali de vardı. Candelaria, eğer Montezuma’nın kendi bile ölümlü ya da ölümsüz olduklarından emin değilse o zaman “La Malinche de elbette aynı kuşkuyu yaşamıştır. Kendini yüce bir kader için ilahi yolla seçilmiş olarak görmüş olabilir.”

En önemlisi, Candelaria, La Malinche’in küçük yaşta kendi annesi tarafından köle olarak satılmasını göz önünde bulundurursak, kendi ırkına sırt çevirmesi psikolojik olarak mantıklı oluyor. “Azteklerden, ‘kendi halkından’, dışlanan bu zavallı başka ne yapabilirdi ki?” diye soruyor Candelaria.

La Malinche kendi hayatı hakkında hiçbir kayıt bırakmadı. Onun hakkında bildiğimiz her şey ikinci elden hikayelere ve tarihçilerin çıkarımlarına dayanıyor.
Malinche’nin hayatının bütün hikayelerinin -hem onu kınayan hem de sempatik olanlar- ortaya çıkardığı şey, akıllı ve becerikli bir kadın iki krallık arasında, ihanet etmiş, köleleştirilmiş, harap edilmiş; bir şekilde kendi hakkıyla önemli bir figür olarak tarih sahnesinde yer edinmiştir.

Dailiy.jstoy.org’dan Ekmek ve Gül için Bengisu İlay Özkurt çevirmiştir. Ara başlıklar Ekmek ve Gül’e aittir.

Görsel: Wolfgang Sauber, CC BY-SA 3.0, Wikimedia Commons


İlgili haberler
MEKSİKA: Her şeyi yakıp yıkmaya hakkımız var bizim...

Meksika’da 9 Şubat’ta eşi tarafından vahşice öldürülen 25 yaşındaki Ingrid Escamilla için yapılan pr...

Burası kadınlar ülkesi Meksika

Kadınlar Ormanı Melisa Kesmez’in çevirisiyle yayımlanmış bir Jennifer Clement yapıtı. Sonsuz bir yok...

MEKSİKA: Kadın işçilerin faili meçhullerle öldürül...

Ülkenin insanlıkdışı çalışma koşullarının ayyuka çıktığı bölgelerinde kadın cinayetleri de korkunç b...