
İsimsiz bir emekti aslında.
Fotoğrafsız kareleri sergiliyordu emeğimiz.
Metropollerin, görkemli şatafatlı yaşamın içine düştüğüm bu zamanda emeğin sömürüldüğü ücretli kölelik dedikleri bu olsa gerek diye düşünüyorum.
Evimi geçindirmek, çocuklarıma bir gelecek hazırlamak için işe girdim, alın teri döküyordum.
Akşamları ilerleyen saatte sabaha kadar kadın çişe kalkardı. Her saat başı emek boğazıma takılıyordu. Ne denli zor olduğunu yaşayan ancak biliyordu. Her saat ayrı bir telaş, ev hanesi uyurken ben de uykunun kavşağında gelir giderdim. Kendimce cılız, hastalıklı, yaşam mücadelesi veren bu büyük burjuva kadının zamanında her rengi tatmış, yoksulu ezmiş, kendi emirde çalışana eziyet ettiği düşünürdüm.
Şimdi ise gel git arasında hayata tutunmaya çalışan ve yaşam savaşı veren bir hekim, bu hali ile bile kendini bir üst sınıfta görerek kendi yanında çalışanı ezebiliyordu, bunu açık açık görüyordum. Tam bunu düşünerek dalıyorum derken umut heybeme vakitli vakitsiz dalan çocuklarımı düşündüm.
Ve başladım anlatmaya bu evde kısa da olsa yaşadığım zorlukları, hikayemi.
Yeni çalışmaya başlamıştım. 300 metrekarelik beş odalı bir evde hasta bakıcılığı yapıyordum. Evin içinde benimle beraber altı kişi kalıyordu. Gündüzleri Fatma gelip evin temizliğini, yemeğini yapar; çamaşırını serip akşam beşte evine giderdi. Ben de hem Fatma kadına yardımcı oluyor hem de hasta ile ilgileniyordum.
Bir anda sosyal yaşamdan, her şeyden kopmuştum. Hayatım, bu metropolde yaşayanların oyuncağı haline gelmişti. Oğlu ayrı bağırır azarlar, kızı şımarık “çeneni kapa” der, kocası akşam eve gelir de yemeği beğenmezse tencere tava eline ne geçerse fırlatır. Fırlatılan tencere tavaları toplamak bana düşer.
Onlar da farkındaydılar, onların sınıfından biri değildim. Bu olaylar devam ederken benim gibi emekçi bir kadın daha emirlerinde uzun zamandan beri çalışıyordu. Bu kadın onları tanıyor, her huylarını biliyordu. İnce çelik gibi cılız, her yere koşuşturan, 56 yaşlarında, yüz hatları çökmüş, kolları buruş buruş, anlında kalın çizgiler olan, epey de modern bir emekçi kadın. Orada uzun zamandır ezilerek, sıkıntı yaşayarak hayatını var etmeye çalışıyor olması azıcık da olsa beni rahatlatırdı. Bana benziyordu dedim çoğu sıkıntısı, resimsiz kimliksizliği ile. Ötekiydi ben gibi.
Villa tipli evin içine acemiydim. Fatma fark etmişti benim acemiliğimi. Anlamıştım sağlam düşünce yetisine sahipti Fatma. Bir anda sıcacık olmuştu içim. Isınmıştım Fatma’ya. Çok fena görünümlü olan patronlar da olsa rahat bir nefes alıyorum dostça bir elin uzantısında.
Kendimi kaptırmıştım metropolde esen bu fırtınaya. Acemi telaşlar arasında sabah rüzgarı balkonda yüzeme vurdukça ferahlıyordum. Fatma bana hep derdi ki “İşine bak çok muhatap olma.” Ama kendini de tutamıyordu. Bedeni yorgun düşse de yüreğindeki yaşama sevinci, mücadelesinde geri bırakmamıştı onu. Zor da olsa gelen hışma karşı kendini koruyabilirdi ve bana da kol kanat gererdi.
“Saf görünümlü cemalinin altında ne çetin, dirayetli, bir yiğit mücadele eden, ekmeğini taştan çıkaran kadınsın” dedi bana. Ben de dedim ki Fatma’ya, “Bakma sen metropollere düşmüş yolum, tencerede güvecin tadını bilmem. Hakir görüp eziyor benim gibi kenar mahallede yetişen kadını hem dilimden hem de giyim kuşamımdan. Bak ellerim emek üretiyor, yüreğimizde sevgimiz eksik olmaz, göz yaşımızı kimse bilmez. Umudumun yolu zengin bir eve düşmüş, şimdilik metropollerde çalışarak öğrencilerimin ihtiyacını toparlıyor. Yorgunluğuma bakma, sert esen rüzgarlara karşı koyar, olumsuz görünen her şeye karşı bir duvar gibi sert olurum.”
Öyle dik duruyordum ki hıncından patronlar kuduruyordu. Bir daha çağırırlar mı beni, onu bilmem. Bildiğim bir şey var, bilinçli insanları ezmenin zor olduğunu anladılar. Suskun insan olmayacağımızı anladılar, işlerine gelmeyince seni sepetlemesini iyi biliyorlar. “Acımasızdır yavrum bu zengin milleti” dedi Fatma.
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
Ev işçisi kadın: ‘Bize virüs bulaştırırsın’ denile...
Kovid-19 salgını nedeniyle 30 ev işçisi kadının katılımıyla araştırma yapan Evid-Sen araştırmanın so...
Bir ev işçisinin hikayesi: Hepimizin hikayesi
Şiddetten kaçmaya çalışırken güvencesiz çalışmaya tutulan Gül’ün hikayesi, kadınların mahkum edilmey...
Ev işçisi bir kadın: Çok zor ekmek derdi, yoksul i...
İzmir’de ev işçisi bir kadın korona sürecinde yaşadığı zorlukları anlattı: “Pandemi başladığında hay...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.