'Emekli olup rahat etmek yok bize'
'Çalışan biz, üreten biz, geçinemeyen, faturasını ödemeye uğraşan ve markete korkarak giren biz; halka hakaret edenler, aşağılayanlar, dalga geçen onlar.'

17 yaşında konfeksiyon atölyelerinde çalışmaya başladım. Yıl 1988 idi. Makaslar kocaman, ellerimse küçük. Su toplamıştı parmaklarım. Her türlü sıkıntıya rağmen sürekli çalışmaya devam ettim. Emekli olmayı bekledim bir sürü hayaller kurarak. Yanlış anlaşılmasın çok büyük değildi isteklerim. Evime tost makinesi, çaydanlık, belki bir de tatil gibi şeyler istedim.

Nihayet 2017 yılında emekli oldum. 900 lira maaş bağladılar bana. O yıllarda asgari ücret 1700 lira idi. Çalıştığım uzun senelerin sonucu tam bir hayal kırıklığıydı bu. Artık çalışmayım diyordum da nasıl olacaktı? Emekli maaşım asgari ücretin de altında. Sonuç olarak 51 yaşında, iki çocuk annesiyim. Birini zar zor okuttum. Şimdi diğer çocuğum üniversite okuyor. Ben ise hala asgari ücretle çalışmaya devam ediyorum. Emekli olup rahat etmek yok bize. Üstelik aslında iki maaş alıyorum. Yaşayamıyor, çocuğuma doğru dürüst harçlık veremiyorum. Yavrum biraz parası olsun diye 14 saat çalışıyor, garsonluk yapıp bir yandan okumaya çalışıyor. Aldığım emekli maaşını sürekli zamlanan faturalara yatırıp çalıştığım yerden aldığım maaş ile mutfak masraflarına yetişmeye uğraşıyorum. Artan yol ücretleri, her gün zamlanan meyve ve sebze fiyatları herkesin malumu.

Ekonomi Bakanı da yakın zamanda itiraf etti: "Bu ülkenin kaynaklarını, dar gelirliler hariç ihracatçılara ve üretici firmalara aktarıyoruz" diye. Bu sözden şunu alıyorum, dar gelirliler üretiyor, vergilerini ödüyor, zaman zaman yönetenler tarafından hakarete maruz kalıyor, ancak kazançtan yararlanamıyor.Her sabah güne yeni zamlarla uyanıyoruz ancak Bakan'a soruyorlar "Ekonomi nasıl?" diye, "Elhamdülillah iyi" diyor. Dalga geçiyor halkla, başka bir açıklaması olamaz bence. Çalışan biz, üreten biz, geçinemeyen, faturasını ödemeye uğraşan ve markete korkarak giren biz; halka hakaret edenler, aşağılayanlar, dalga geçen onlar. Düşünüyorum da demek ki iki taraftayız. Ya onlar ya biz. "Ne yapalım madem?" sorusu aklıma geliyor.

Oğlum üniversiteyi bitirdi, iş bulamadı, mağazada tezgahtar. Kızım garsonluk yaparak okumaya çalışıyor, mezun olunca iş bulacak mı belli değil. Tarım yapan köylü artık üretemiyor, ben artık yönetemeyen, halkına hakaret eden, çocuklarımın umutlarını elinden alan bu düzenin değişmesini istiyorum. Bunun için ne yapmamız gerekiyorsa yapmalı, elimizi taşın altına koymalıyız. Biz halkız, milyonlarız. Yeter diyebiliriz, birlikte olursak onların gücü yetmez.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Zengine hazineden para, emekliye zırnık!

Cumhurbaşkanı’na sefalet içinde yaşam savaşı veren emeklilerin tepkisi büyük. Emekli olabilmek için...

Emekli olunca kadınların yükü bitmiyor: Geçim sıkı...

Kadınlar emekli olunca rahat bir nefes almıyor! Bu sefer de torunun bakımını üstleniyor, azıcık emek...

İş başvurusunda ‘yaşım büyük’, emeklilik için ‘yaş...

Tek yapabildiğimiz günü kurtarmak oluyor. Bir peçeteyi bile ikiye bölüp kullanıyoruz artık. Yeri gel...