Sendikamız Eğitim Sen tarafından 14 yıl önce gerçekleştirilen kadın kurultayının ardından, 19-22 Aralık 2025 tarihleri arasında 3. Kadın Kurultayı “Geçmişte izimiz, geleceğe sözümüz var” şiarıyla yapıldı. Kadın mücadelesinin belleğini ve geleceğini birlikte tartışma iddiasıyla toplanan bu kurultay, biz kadın eğitim emekçileri için önemli bir eşik olmalıydı.
Eğitim Sen Ankara 4 No’lu Şube olarak mart ayından itibaren, büyük bir heyecan ve umutla “Kadın eğitim emekçilerinin sendikal mücadeleye katılımlarının önündeki engeller ve çözüm önerileri” başlığı altında kapsamlı bir çalışma yürüttük. Bu çalışma kapsamında 438 eğitim emekçisiyle anket yaptık. Elde edilen verileri analiz ederek bir rapor hazırladık ve somut çözüm önerileri geliştirdik.
Birleşik mücadele beklentisi
Araştırmamız çok çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Sendikalı ya da sendikasız tüm kadın eğitim emekçilerinin sendikalardan en temel beklentisi, özlük hakları konusunda kararlı ve birleşik bir mücadele yürütülmesiydi. Daha da çarpıcı olan ise, sendika üyesi kadınların yüzde 78’inin üyesi oldukları sendikadan istifa etme eğiliminde olduklarını ifade etmesiydi. Bu tablo, sendikal yapılar açısından ciddi bir alarm niteliği taşıyor.
Bu verilerle gittiğimiz kurultayda asıl tartışmamız gereken sorular açıktı: Kadın eğitim emekçilerini sendikal mücadelenin aktif bir parçası haline nasıl getirebiliriz? Sendika olarak kadınların evde, sokakta ve iş yerinde maruz kaldığı her türlü şiddet ve ayrımcılıkla nasıl mücadele edebiliriz? Bu sorular etrafında gerçekleştirilebilir eylem ve etkinlikler planlamak, ortak bir yol haritası çıkarmak zorundaydık.
Ne yazık ki kurultay tartışmaları, kadınların çok yönlü ve yakıcı sorunlarını eş başkanlık, kadın meclisi ve kadın bütçesi gibi başlıklara indirgedi. Bu yaklaşım, kadın dayanışmasını ve kadınların sorunlar karşısındaki kolektif mücadelesini güçlendirmek yerine zayıflatma riski taşımaktadır. Oysa kadın mücadelesi yalnızca kadınların meselesi değildir.
İktidarın “aile yılı” politikaları, LGBTİ+ düşmanlığı ve kadınları emek piyasasında ucuz iş gücü haline getiren uygulamalar; sadece kadınları değil, emeği sömürülen toplumun tüm kesimlerini hedef almaktadır. Bu saldırılarla baş edebilmenin yolu, kadın mücadelesini toplumun ezilenleriyle, emekçileriyle buluşturan birleşik bir emek mücadelesinden geçmektedir.
Dolayısıyla sendika olarak görevimiz, sınırlı sayıda kadının bir araya geldiği dar alanlarla yetinmek değil; tabanın sesine kulak vererek tüm kadınların taleplerini dikkate alan, kapsayıcı ve mücadeleyi büyüten bir hattı örmektir. Kadın mücadelesi ancak birleştiğinde güçlenir; emek mücadelesiyle buluştuğunda gerçek anlamını bulur.
Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey, sembolik başlıklarla yetinen değil, kadınların gerçek yaşamlarından beslenen ve onların örgütlü gücünü açığa çıkaran bir sendikal mücadeledir. Geçmişte izimiz varsa, geleceğe sözümüz de ancak böyle olabilir.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayı'na giderken: 'Örgütlülüğümüz önündeki engelleri birlikte aşalım'
'Bir araya geldiğimiz her bir kadınla yaşadığımız bu zorlukları konuşarak, tartışarak ve sorunlarımızı ancak örgütlü bir mücadeleyle biraya gelerek aşabileceğimiz gerçeği ile buluşturmamız gerekiyor.'
Eğitim Sen 3. Kadın Kurultayı'na doğru Ankara'da eğitim emekçileri buluştu
Ankara 3 No’lu Şube’de düzenlenen atölye çalışmasında kadınlar, aile politikaları ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini tartışarak, özgürlük, eşitlik ve örgütlü mücadele çağrısı yaptı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
























