Bize dayatılmak istenene sessiz kalamayız
Dayatılmak istenen çalışma ve yaşam koşullarını kabul etmediğini yazıyor kadın işçi mektubunda. “İşsizlik, güvencesizlik çoğalırken biz sessiz kalamayız” diyor ve kadınları 1 Mayıs’a çağırıyor.

Türkiye koşullarında işçi, emekçi olmak zor, kadın emekçi olmak daha da zor. Güvencesiz çalışma koşulları, kadınlar üzerinde uygulanan devlet baskısı, toplumun geniş kesiminde kadın işgücüne yönelik geleneksel bakış açısı, dini söylemlerin ve toplum baskısı altında kalan kadının kendine biçtiği ‘eş ve anne’ , ‘ev hanımı’ olma rolü, kadın işgücünün ‘ucuz emek’ olarak tanımlanmasına ve kadınların çalışma alanlarında daha çok ezilmesine, eşit haklar elde edememesine ve çoğu zaman fiziksel ve psikolojik tacize maruz kalmasına sebep oluyor. Kapitalist sistem kadını sadece sınıfsal olarak ezmekle kalmıyor aynı zamanda cinsel kimliğinden dolayı da hak eşitliğini engelleyerek, kadının toplumdaki, iş hayatındaki yerini ikinci sınıf insan olarak gösteriyor.
Türkiye’deki yaşam ve çalışma koşullarını, siyasal durumu, kadının iş hayatındaki yerini, kadının siyasetteki yerini, kadının olmadığı bir anayasayı kabul etmiyoruz. Temel hak ve özgürlüklerimizi elde edene kadar, hak eşitliği sağlanana kadar, taleplerimiz yerine getirilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugün her zamankinden daha fazla mücadeleye seferber olma sorumluluğu altındayız. Zaten zor olan çalışma ve yaşam koşullarımız, Türkiye halklarına, işçi sınıfına dayatılan başkanlık sistemi ile daha da zorlaştırılacak. Bunun önüne geçmek için işçi, emekçi sınıfına ve biz emekçi kadınlara daha çok direnmek ve mücadelede ön saflarda yer almak düşüyor. Eğer şimdi sesimizi yükseltmezsek, yarın hiçbir şekilde hak talebinde bulunma şansımız kalmayabilir.
Baskı ve şiddetin giderek arttığı, yaşam standartlarının giderek düştüğü, işsizlik ve güvencesiz iş tehlikesinin giderek çoğaldığı bu ortamda sessiz kalmak bize hiçbir kazanım sağlamaz. Kadınları, kadın haklarını ve kadın işçileri yok sayan bu düzene karşı sessiz kalırsak kaybetmeye ve erkek egemenliği altında yaşamaya mahkum oluruz. Bütün bunlara karşı her emekçi kadının en gür sesiyle 1 Mayıs alanlarında olması gerekiyor.
Emekçi sınıf dayanışma ve mücadele günümüz olan 1 Mayıs’ta hiçbir siyasi görüş ayırt etmeksizin, ortak taleplerimizi hep bir ağızdan dile getirmek, hakkımızı savunmak için 1 Mayıs alanlarında omuz omuza olmak umuduyla.
1 Mayıs Emek, Dayanışma ve Mücadele Günümüz kutlu olsun.

İlgili haberler
Vardiyalı çalışırken haklarımız var!

Vardiyalı çalışma, özellikle de gece vardiyası, kadın işçilerin hem fiziksel, hem ruhsal hem de topl...

Mesaide değil 1 Mayıs’ta buluşalım

Metal işçisi bir kadın yazdığı mektupla özetliyor 1 Mayıs’a giderken talebini: İnsanca yaşam, insanc...

Gıda işçisi kadınlar anlatıyor: 1 Mayıs sesimizi d...

Kadın istihdamının en yoğun olduğu sektörlerden biri gıda sektörü. Esenyurt'ta gıda fabrikalarında ç...