Bunu deneyimlemek benim için gerçekten güzeldi. Sendika temsilciliğinde oturup çaylarını içen, öğle arasını değerlendiren işçiler bir toplantı, çağrı, duyuru vb. olmadığı halde orada bir araya gelmişlerdi. 12 işçi daha önlerinde uzun bir süre olmasına rağmen toplu iş sözleşmesi görüşmelerine dair konuşuyorlardı. Sözleşme maddelerinde neler olması gerektiğini tartıştılar.
İşçilerden birkaçı moral bozukluğu, karamsarlık duyguları ifade ederken; diğerleri de sürekli olarak “Güçlü olan biziz”, “Biz gücüz, toplu sözleşmede belirleyici olan biziz” gibi ifadelerle gücünü hatırlatıyordu. Zamlardan, geçim sıkıntısından, asgari ücretin yetersizliğinden, çalışma şartlarının yoğunluğundan, en çok da personel eksikliğinden konuşuldu. “Kimse kendi işini yapmıyor” deniyordu. Eksik olan elemanların yerini o an uygun olan herhangi bir personel tamamlamaya çalışıyordu. Çünkü hastane yönetiminin yönetim anlayışı şuydu “İşler yürüsün”. İşçiler de soruyordu “Yürüsün mü”, “Yürümese de yönetim sorunların önemini görse mi...” önlerinde hastane yönetimiyle yapmayı planladıkları bir toplantı vardı; hele bir o gün gelsindi…
Aynı sendika temsilcilik odasında kadın işçiler de hem bu sohbetlere eşlik ettiler, hem de kendi aralarında 8 Mart’a ilişkin planlar yapmaya çalıştılar. Çeşitli öneriler getirildi; “memur ve sekreter grubunun üye olduğu diğer sendikalarla da bir araya gelip 8 Mart’ın içeriğinin anlam ve öneminin bir mücadele gününe uygun olarak ifade edildiği bir söyleşi olsun, slaytlar, videolar olsun”, “İkramlarımız olsun ki işçiler yemeğe gidecekleri saatte bu etkinliğe katılabilsinler...” Öyle ki “8 Mart tatil olsun” talebi ile mücadele eden kadınlar, 8 Mart buluşması için yemek saatlerinden ödün vermek zorundalar. Bu yüzden “Yiyecek içecek ikramı da olmalı ki katılım sağlanabilsin” diye konuşuldu. Toplu sözleşmede yer alması gereken kadın işçilere özel maddelerin tartışılması, kadınların işyerinde yaşadığı sorunların belirlenmesi, kadın işçilerin daha fazla söz sahibi olabilmesi için bir anket önerisi geldi. Çünkü dendi ki “Sendika işçilerin üstünde bir yapı değil sendika üyelerinin toplamıdır; sendika üyelerinin kendisidir. Her aşamada söz sahibi olabilmeli; kararlarda etkin olmalıdır.” Umutla dolu bir mücadele toplantısına şahit olmak hepimize iyi geldi.
İlgili haberler
SES’ten İl Sağlık Müdürlüğünün ‘edep, adap’ ayarın...
İl Sağlık Müdürlüğü’nün kılık kıyafet düzenlemesine tepki gösteren SES Aksaray Şubesi Kadın Meclisi,...
Kıyafetleri değil, sağlıkçının sorunlarını dert et...
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ‘edep, adap ve inanca uygun kıyafet genelgesine’ sağlık çalışanı kad...
DEÜ Hastanesindeki sağlık emekçilerinden anket çal...
Dokuz Eylül Üniversite Hastanesindeki sağlık emekçisi kadınların meslektaşlarının yaşadığı sorunlara...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.